-Sanırım ölmek istemediğim için buradayım.
-Neden böyle düşünüyorsun?
-Kafamdaki bir ses ölmem gerektiğini söylüyor. Hayatımda ilk kez yaşamak istiyorum. Tekrar birini sevmek istiyorum. Anlamıyorum. Neden başaramıyorum?
Doktor bir süre karşısındaki siyah saçlı güzel kıza baktı.
-Anlıyorum, dedi sonra. Ama bu kolay olmayacak. Dürüst konuşacağım. Uzun süredir kendini her şeye ve herkese kapatmışsın. Bu düzelemeyeceğin anlamına gelmiyor Açelya ve buraya gelmen de yaşama isteğini anlatıyor fakat birisi yok mu? Seni hayata bağlayacak birisi mesela? Arkadaşım var demiştin.
-Bir dakika. Beni seven biri var aslında. Ben de ondan hoşlanıyorum ama onu kendi karanlığıma sokamam. Üzerim onu. Kendimi biliyorum. Bir sinirli, bir hassas, bir duygusalım. Onun da duygularını yıpratırım. Yapamam.
-Onu karşına alıp her şeyi anla...
-Hayır, diye doktorun lafını kesti Açelya. Yüzde kaç ihtimal iyileşirim bana onu söyleyin ve bu ne kadar sürer.
-Bilemiyorum Açelya. Bu sürecin başarılı olması ya da olmaması ya da iyileşme süren tamamen sana bağlı. O kişiye hastalığın hakkında bilgi vermeyeceksen kendine tam olarak güvenip çık karşısına. Her şey sana bağlı.
"Demek her şey bana bağlı" diye mırıldandı Açelya. Yapabilirdi. Savaşabilirdi ki. O kadar güçsüz değildi. Anlamsız hayatına değer katma vakti gelmişti sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Bir Masal #evdekal
General Fiction-Kavga ettim, dedim gülümseyerek. Ağlayacağını hesaba katmamıştım. Hıçkırıkları işledi içime. -Yapma, dedim. Ağlama. Hem benim acı katsayım yüksektir. Canım çok yanmaz. Acıyı çok hissetmem. Gerçekten... -Sus, dedi dudaklarıma parmaklarını bastırara...