kırk beş

2.1K 199 167
                                    


Dudaklarımı yalayıp sıkıntılı bir edayla önümdeki testleri çözmeye başladım.

Matematik falan bünyeme ters, yapamam yani.

İkimizin yıldızı ezelden beridir uyuşmadı. Uyuşamaz da.

Ben bu matematiği bulan kişiye tüküreyim.

Üstelik bu kişi kesinlikle ne kadar gereksiz bir şey bulduğunun farkında değil.

Bana ne lan! Bünyeme ters oğlum!

Ben kim matematik performansı yapmak kim?

Durumumuza bakılırsa tüm işi Kuzey'e yükleyecektim.

Yanına da yaklaşamazdım ki.

Dağ ayısı Maraz beni salmıyor bir.

Edebiyat testi çözerken "Ayça?" diyen kişiye bakmadan testlerimi çözmeye devam ettim.

Kafamdaki kalemin çıkartılmasıyla yaptığım salaş topuzun dağılması bir oldu. Baygın bakışlarımla bunu yapan kişiye baktım.

Karşımda Kuzey'i görmeyi kesinlikle beklemiyordum. "Ne yapıyorsun sen be?"

Çirkefleşmeme yüzünü buruşturup çantasını masama koydu. Yanımda olması ister istemez gerilmeme sebep olmuştu. Duvara sinip aldırmadan testimi çözmeye devam ettim.

"Matematik performansını ne zaman yapacağız?"

Yüzüne bakmadan dudaklarımı ısırdım. Bunun beni rahat bırakmaya hiç niyeti yoktu.

"Hiçbir zaman," Yüzüne baktığımda kaşlarının çatılmış olduğunu gördüm.

"Kusura bakma ama benim bu performansı yapmaya hiç niyetim yok."

"Yani şurada üniversite sınavı kapıya dayanmış, zamanımız dahi yok, konuları yetiştirmeye çalışırken kıçımı yırtmama ramak kala, hocanın bize bu gereksiz matematik performansını kakalamasına göz yummayacağım."

Ağzında bir şeyler geveleyip çantasını masadan alıp oturduğu sıradan kalktığında kaşlarım çatıldı.

Keşke azıcık daha yanımda kalsan.

Saçma düşüncem yeniden belirirken silkelenip kendime geldim.

"İyi o zaman," dedi soğuk bir ifadeyle. "Derdini matematik hocasına anlatırsın o zaman."

Gitmek için hareketlendiği sırada oturduğum sıradan kalkıp kolunu tuttum. "Gidersen sen de performanstan sıfır alacaksın."

İlk önce kokunu tutan ellerime, sonra da gözlerime baktı. Elektrik çarpmış gibi ellerimi kolundan çektim.

Kokusu yaklaştığımda her an, burnumu mest ediyordu. Boynuna sıktığı vanilya parfümü buram buram kokuyordu.

Açıkçası bu kadar güzel kokması sinirimi bozmuştu.

"Sıfır almak umrumda mı gibi mi gözüküyor?"

Benim umrumda ama aptal.

"Öyle mi?" Gözlerimi kıstım. "Ben matematik sınavından kırk beş almış olabilirim ama benim yüzümden sıfır almana izin vermem."

"Ne zamandır beri, beni umursar oldun?"

Seni her zaman umursuyorum ben şapşal.

"Seninle bir alakası yok. Hemen 'beni umursuyor' diye düşünmeni gerektirecek bir şey göremiyorum ortada."

"Vicdan meselesi diyorsun yani?"

Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Aynen öyle."

"O zaman bu akşam bize gel, beraber şu performansı yapıp bitirelim."

yalan 1-2 [texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin