1.Bölüm:Okul

515 24 3
                                    

1.Bölüm- AYKIRI

 

Her sabah olduğu gibi annemin telefonuma kaydettiği alarm sesiyle uyandm.

Kadın üşenmemiş ses kaydı yapmış alarmımı. Ay neyse yatakda biraz daha oyalanırsam yine geç kalcam. Banyoya gidip aynadan kendime baktım. Ay şu tipe bak. Biraz daha beklesem ağız olarak doğacakmışım. Saçlarım da aynı bir kutu spreyi kafasına boca eden kuzenin düğününde münasip bir kısmet bulmak için süslenen , gecenin sonunda bile saçı sanki 5 dakika önce yapılmış gibi ama sabah tam bir kuş yuvasına dönmüş kızlara benziyordu. Allahtan taradımda bir şeye benzedi. Çişimi felan yaptım. Tabi bir Megan Fox değilim ki yapmayayım. Evet onların çiş yaptıklarına inanmıyorum. Tiksinmiyorsunuz değil mi ?

 

Odama geçip hemen formamı giyindim. Aynanın karşısına geçip kendimebaktım. Neredeyse siyah denecek kadar gri gözlerimi uzun kirpiklerim örtüyordu. Açık kahverengi dalgalı ve her geçen gün rengi açılan uzun saçlarım belime kadar uzanıyordu, küçük burnum kumral tenime tuhaf derecede uyum sağlıyordu. Ortalama ve bir o kadar sıradan bir kızdım anlayacağınız. Fazla sıradan.

 

Servisi kaçırdığım için yürümek zorunda kaldım. Çok uzak değil okulum. Kapıdan geçerken Mehmet Amcaya selam verdim yoksa bir hafta boyunca bana trip atıyordu. Evet trip atan güvenlikçimiz monoton hayatıma biraz da olsa renk katıyordu. Okuldan içeriye girince bizimkileri koyu bir sohbetin içinde buldum. Damla sinirli sinirli Cemle konuşuyordu. Tahmin etmek zor değil. Yine Cem'e platonik olan Sevgiyi kıskanıyordu. Öykü, kesin okul takımı hakkında yorum yapan Burak ve Mert'i dinlemiş gibi yapıyor ama aslında Mert'e odaklanmış Dünyadan kopmuş bir şekilde Mert'e bakıyordu. Ne zaman birbirlerine hoşlandıklarını söyleyeceklerdi merak ediyorum doğrusu. Yanlarına gittim:

- " Günaydııııın."

- " Niye geç kaldın?"

- "Bende iyiyim teşekkür ederim Burak."

-"Gece sana erken yat demiştim."

-"O kitabı bitirmem gerekiyordu napabiliri?"

Bir şey söylemeyip futbol oynayanları izlemeye başladı.Bende fazla takmayıp bizimkilere döndüm. Öykü Mert'e heycanlı heycanlı bir şeyler anlatıyordu ve Mert'de onu inceliyordu. Öykü, buğday teni, koyu yeşil gözleri ve koyu kahverengi düz saçlarıyla; bembeyaz teni ve simsiyah saçları olan Mertle gerçekten çok yakışıyorlardı. Evet Mert Öyküyü deli gibi kıskanıyor ama ona sevdiğini söyleyemiyordu. Sanırım ikiside arkadaşlılarının bozulacağından korkuyordu. Cem'i azarlayan Damlaya baktım. Bembeyaz teni , kısa kahverengi saçları ve kısa boyuyla dışarıdan sevimli bir şey gibi görünsede tam bir cadolozdu. 5 yaşından beri beraber olduğum dostum felan değildi ciddi anlamda kardeşimdi. Damlanın annesi Sevda Teyze ile annem fakülteden arkadaşlardı ve hala ayrılmamışlardı. Damlayla büyümüşdük. Cem ise hareli yeşil gözleri her daim güzel olan düz kahverengi saçları ve gerçekten mükemmel olan vücudu ile canım arkadaşıma hep sadık kalmışdı. Kafamı çevirip Burak'ı incelemeye başladım. Düzgün burnu, mükemmel saçları ve Yunan tanrılarını kıskandıracak kadar güzel vücudu ile gerçekten nefes kesiciydi. Nasıl böyle bir çocukla çıkıyorum? Hayatımda en güvendiğim insandı. Babamın yokluğunu hiç bir zaman aratmayan sırtımı yaslayabileceğim yumuşak bir o kadarda güven verici bir yastık gibiydi. Benim ona baktığımı anlayınca o da bana döndü. Gözlerinin sevgiyle parladığına yemin edebilirim. Parmak uçlarıma çıkıp yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Beni kendine çekti ellerimi beline doladım saçlarımda uğraşmaya başladı. Klasik duruşumuz.

-" Her geçen çocuğun sana bakmsından nefret ediyorum."

- "Kimse bana bakmıyor Burak. Dönüp bakılacak kadar güzel bir kız değilim. Aslına bakarsan hiç güzel bir kız değilim."

-"Kendine güven biraz. Dönüp bakılacak kadar güzel bir kızsın hatta çok daha güzel ama sadece bana güzel olmanı tercih ederim."

Cevap vermedim. Ses tonu sanki etrafımdaki her şeyi unutturuyordu. Bu kadar romantiklik yeter doğama aykırı.

-"Bu kadar vıcık vıcık olamyı sevmiyorum Burak."

"Bir an hiç demiceksin zannettim. Günde 10 dakika olan romantiklik kotamı doldurdum gerizekalı. Bu bile fazla."

"Gerizekalı."

"Aptal"

"Kes."

Tam hayvan demeye hazırkanıyordum ki zil çaldı. Burak yüzünde zafer gülümsemesi ile okula doğru yürümeye başladı. Mert de ona yetişti ve Öyküyle yürümeye başladık. Aynı anda "Öküz" diyince kahkahayı patlattık. Okuldaki herkesin biize dönüp bakmasına aldırmadan bizimkileride arkamızdan bırakıp okulun içine girdik.

 

 

 

 

İlk bölüm ve umarım beğenirsiniz. Kötü olabilir ama lütfen acemiliğime verin . Karakterlerin sadece bir fotoğraflarını atcam. Her şeyi hayak gücünüze bırakıyorum. Belli bir sınıflandırma olmadığı için hayalinizde canlandırabilrsiniz. Bölümler geç gelebilir çünkü ımm ben biraz heycanlıyım.Vee biraz korkuyorum. Kimi kandırıyorum açıkcası çok korkuyorum.

Umarım beğenirsiniz.

AYKIRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin