Gelin Hanım

5

Nikahtan sonra evdeki birkaç yakın akrabanın oturduğu odaya  aldılar Aslı'yı. Çoğu  tanımıyordu onu. Kadınlardan biri hanım sultana dönerek kinaye ile' Gelini çok merak ettik Hanımağam . Yüzünü aç da bir görelim artık kuma hanımı ' dedi. Hanımağa hafifçe Aslı'nın yüzünden örtüyü düşürünce  kadınlar güzeller  güzeli Aslı' ya hayretler içinde  baktılar. Kadınlardan bir diğeri beğeni ile 'maaşallah hanımağam bu birbirinden güzel gelinleri nasıl buluyorsun' diye konuştu. Hanım sultan tepkilerden oldukça memnun bir şekilde gülümsedi kadına. Orda kendini izleyen Gülce'den habersiz gülümsedi yaşlı  kadına Aslı.

Saat ilerlediğinde   yatak odasına çıkardılar  Aslı'yı. İçeriye baktı. Güzel döşenmiş bir odaydı. Kaynanası kesinlikle zevkini konuşturmuş  olmalıydı. Beğendi odayı. Sonra aklına gelen şeyle  dolaba  ilerledi. Kapağını açtığında Asil'in ve Aslı'nın kıyafetleri yanyana dolaplardaydı. Bu bile Aslı için şükür sebebi sayılırdı. Yanyana asılı kıyafetler... Bunu bile arayacağı günlerden habersiz gülümsedi Aslı.

Nikahtan sonra kendini hemen Adil'in yerine attı Asil. Gravatını gevşetti ama daha iyi  nefes almasını sağlamadı bu. Sonrasında saatlerce çıkmadı meyhaneden . Ama bünyesi dayanıklıydı Asil'in kolay kolay sarhoş olmazdı.

Konağa girdiğinde tüm ışıklar kapalıydı. Bi tek kumanın  ışığı loş bir şekilde yanıyordu. Büyük bir gürültüyle odaya girdi. Yatağın ucuna ilişmiş başında aynı kırmızı örtü ile oturuyordu kuması . Yanına kadar girdi bir adımda Aslı 'nın 'Ayağa kalk!' diye emretti. Aslı daha ne olduğunu anlamaya çalışırken kolundan tutup kaldırdı. Ama kolunu bırakmamıştı. Öyle sıkı tutuyordu ki koparacaktı sanki etini Aslının.  Sonrasında Asil içki kokan nefesiyle konuşmaya başladı. "Bana bak kadın, bu eve tek bir amaçla geldin. O da bana bir bebek doğurmak . Bak bir diyorum. Fazlasını istemiyorum yani. Senin gibi bir kız kurusu da daha fazlasını yapamaz zaten. Bu evdeki yerin bebek olana kadar sürecek sonrasında def olup gideceksin. Bu evin asla gelini olmayacaksın. Asla benimle muhattap olmayacaksın. Hatta ben evdeyken bir kere bile karşıma çıkmayacaksın. Ben karısına aşık bir adamım. Ona yada aileme tek bir saygısızlık etmeyeceksin. Bu eve sadece altıma yatmak için geldin. Onun dışında mutfaktan dışarı çıkmayacaksın. Sen kapımdaki köpekten bile daha aşağısın benim için. Anladın mı beni. ' Aslı artık takatsiz kalmış bedeniyle kafasını sallayabildi sadece. Hiç bir şey düşünemiyordu. Bu kadar zalimlik böyle cümleler aklı almıyordu. Ama henüz  yeni başlıyordu  herşey. "Cehennemine hoşgeldin  kadın"  diyerek Aslı'yı yatağa fırlattı  Asil. Hemen  ardından uzun beyaz eteğini yırtarcasına sıyırdı. Yüzünde  zaten kırmızı örtüsü olan Aslı daha ne olduğunu anlamadan elbisenin ön düğmeleri koparıldı. Yüzündeki kırmızı  örtüsünün üstünden, yüzünü açıp görmeye bile tenezzül etmeden Aslı'nın incecik boğazına sardı kocaman ellerini  Asil.  Boğazını sıktı nefes alamıyordu artık Aslı. Kulağına eğilip 'bakalım kırmızı kemeri  hak ettin  mi kadın,  yoksa o kemerle boğulmaya hazır ol!" diyerek elini gevşetti daha ilk dakikadan namusuna laf ederek ama boğazından çekmedi elini. Aslı ağlamaya korkuyordu ama sessizce gözyaşları akıyordu. Öksürdü bir süre, o arada adam memelerini meydana çıkarmış ısırıyordu. Canı deli gibi yansada sesini çıkarmadı Aslı. Kendi edip kendi bulmak bu olsa gerekti.  En sonunda adam çamaşırını üzerinde yırtıp tek seferde içine girdi Aslı'nın. İşte o an  canının acısınsan büyük  çığlık attı Aslı. Tüm konak inledi o çığlıkla. Tek bir çiğlik tüm çığlıklara denk. Hanımağanın  gözünden akacak tüm yaşların habercisi. Gülce'nin sesli kahkahasının sebebi, evdeki çalışanların bile içini sızlatan çığlık.

Adam işini bitirmiş ancak elini Aslı'nın boğazından bir türlü çekmemişti. "Dua et kızmışsın ama artık bir  kadınsın, inşallah hamile kalırsın yoksa bu eziyete daha çok katlanacaksın kadın" dedi. Ve elini boğazından çekti Aslı'nın. Pantolonunu giyip tekrar kapıyı çarpıp uzaklaştı odadan arkasında yaşayan bir ölü , Aslı gelini bırakarak...