19

17.7K 566 41
                                    

Güzel Aslı... Asil Aslı... Aşkı için ölümlerden ölüm beğenen Aslı...

                        1. Gün

Gece yediği dayakla bayılan Aslı sabah gözlerini büyük bir acıyla açtı. Vücudunun her  yeri her zerresi ağrıyordu. En çok neresi ağrıyor onu bile tam kestiremiyordu. Bütün gece hayvan  pisliklerinin bulunduğu bir ahırda uyumuş ve burnunda  çok kötü bir kokuyla ayılmıştı sabah. Yerinden doğrulması bile yarım saat sürmüştü Aslı'nın. Zaten tam da doğrulabildiği söylenemezdi. Aldığı nefes bile ağır geliyordu. Asil nasıl bir nefretle vurduysa bikaç kaburgasının  kırıldığını hissediyordu Aslı.

Üstü başı pislik içinde kalmıştı ama bu en son umursayacağı şeydi şu anda. Kafasındaki ve göğsündeki ağrının şiddetinden midesi bulanıyordu artık. Aradan ne kadar zaman geçtiğini  çok hatırlamasa da midesi artık iflas etmiş olduğu yere kusmaya başlamıştı. Bu durum onu bir süre rahatlatmış ve halsizlikten oracıkta uyuyakalmıştı. 

                          Gece

Aslı gene burnunda rezalet bir kokuyla uyandı. Hem hayvan pislikleri hem de kendi kusmuğunun içinde kaldığını anlayınca sesli bi şekilde ağlamaya başladı artık. Kalbi bu kadar acıya dayanamıyordu.

Havanın yavaş yavaş karardığını hissediyordu. Ve korkusu gitgide çoğalıyordu. Herşeye bu rezalet kokuya,  dayanılmaz acıya tahammül ederdi ama karanlık onun en büyük kabusuydu. Çocukluğundan beri hiç karanlıkta uyumamıştı. Herzaman odasında bir gece lambası dururdu. Ama şu anda bilmediği bu yerde hem yanlız hem karanlıktaydı. Büyük  ihtimalle kırılan kaburgaları yüzünden yerinden bile kalkamamış kustuğu yerden sürünerek  biraz uzaklaşabilmişti sadece.  Bacağında oluşan bir şiŞlik vardı ayrıca. Büyük ihtimalle yarası enfeksiyon kapmıştı. Bu durumda ona hiç yardımcı olmuyordu.

Gecenin  ilerleyen saatlerinde karanlık ve sessizlik çıldırtacak boyuta ulaşmıştı. Ağlaması biraz durduğunda bir ses geldi kulağına. Korku iliklerine işliyordu. Bulunduğu yer bir aHırdı ve içerde bir fare sesi vardı. Artık takati kalmayan Aslı çığlık çığlığa bağırdı. Yardım çağrısı feryada dönüştü.. sesini duyan olmadı güzel Aslı'nın.. bir süre sonra tekrar farenin sesi geldiğinde artık korkudan bayılmak üzereydi Aslı. Fareyi göremiyor ama sesini duydukça tüm bedeni korkuyla kaplanıyordu.

Ve bir çığlık. Yeri göğü inleten bir çığlık. Eğer yakınlarda bir tane bile köy olsa ordaki insanlar onun bu çığlığını  duyarlardı. Ama yoktu.

Allahım hangi büyük  günahı işledim ben. Nasıl bir imtihandır bu. Dayanamıyorum artık diye inliyordu. Allahım ya içimden bu sevdayı al ya da bu canımı al. Dayanamıyorum. Diye yakardı saatlerce. Sonrasında hıçkırıkları sakinleşti.  Çünkü bedeni titremeye başlamıştı. Geçen yarım saatin ardından zangır zangır titriyordu. Enfeksiyonlu bacağı tamamen şişmiş ve ateşi yükselmişti.

                       2. Gece

Aslı uyandığında  şırıl şırıl akan bir derenin kenarında oturuyordu. Yanında 6 7 yaşlarında bir kız çocuğu vardı.  Çocuğun üzerinde bembeyaz bir elbise ve elinde kıpkırmızı bir top vardı. Aslı çocuğa dönüp gülümsedi. Çocuk Aslı'ya  "Niye benimle oynamıyorsun"diyordu üzgünce.  Aslı sevkatle yerinden kalkıp çocuğa doğru giderken çocuk topu yere  bırakıp koşarak uzaklaştı. Aslı da çocuğun arkasından koşuyordu bir anda yüksek ağaçların bulunduğu bir ormana girdi. Ağaçlar öyle yüksek ve sıktı ki etraf biranda karardı karardı. Aslı artık çocuğu göremiyordu. Önünü bile göremeyecek kadar karardı etraf. Aslı yine nefessiz kalarak uyandı. Gene aynı ahırda buldu kendini. Aynı kabusu 3. Görüşüydü bu.

                           3. Gece

Artık aklı ona oyunlar bile oynamaz olmuştu. Gözlerini açtığında  boş boş bakar olmuştu. Şimdi ne karanlık ne vücudundaki acılar ne etrafındaki canlılar ne Asil hiç bir şey onu korkutmuyordu. Hiç bir şey ona hiç bir şey  hissettirmiyordu. Beyni belki de hayatta kalabilmek için tüm algılarını iptal etmişti.


 

Gelin HanımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin