Aslı sabah uyandığında çok susamış hissetti kendini. Beraberinde anlamlandıramadığı bir tatlı isteği vardı dün geceden beri. O kadar şey yaşanmış, tüm konak Asil'in Aslı'nın yüzünü bile görmediğini öğrenmişti ama onun tek düşünebildiği şey bir parça şerbetli tatlıydı. Kan şekerim düşüyor herhalde diye düşündü Aslı. Üzerindeki beyaz çiçekli pijamasını bile çıkartmamıştı ama bir an önce mutfağa inip dolaptaki baklavadan bir dilim almazsa öleceğini düşündü. Hemen kapıyı açıp hole çıktı. Aynı esnada hanımağa da gece kocasının gelmediğini farketmiş ve Aslı'nın yanında olduğunu düşünerek merdivenlerden iniyordu. Aslı'yı pijamalarıyla dışarda görünce iyice emin oldu kocasının yanından kalktığına. Gözlerini kör eden kıskançlıkla Aslı'nın önüne geçti. "Asil'i ayarttın demek küçük kaltak" dedi hışımla hiç birşey anlamayan Aslı "Ne diyorsun yok öyle birşey" dedi. Hanım ağa; sen kaşındın kadın o benim ve ben onu geri almak için elinden geleni yaparım , izle ve gör dedi. Gözleri sinirden parlıyordu. Aslı daha ne olduğunu anlamadan kadın kendine okkalı bir tokat attı. Aslı şok olmuş bakıyordu. Kadın ardından kendi geceliğinin boynunu tutup düğmelerini koparttı saçlarını haşince çekiştirip yoldu. Yüzüne tırnaklarını geçirdi ve tırnak izlerini bıraktı. Aslı tam ne yapıyorsun diye ona yaklaştığında kendini yere savurup yere düştü. Tam bu anda Asil gürültüden ve bağrışlardan uyanıp misafir odasının kapısında Aslı'nın karısını sertçe ittiğini gördü yada öyle hayal etti. Bir yanda üstü başı dağılmış karısı, bir yanda ayakta kocaman gözlerle bakan Aslı. Karisi onu görür görmez bağırarak ağlama başladı. "Ağam bak beni ne hale getirdi" diyordu. Asil bir anda Aslı'nın kolundan tutup "Sen nasıl buna cüret edersin kadın" diye bağırmaya başladı . Aslıya attığı tokatın sesi konakta yankılandı. Aslı merdivenlerin yanınına kapaklandı. Öfkeden deliye dönen Asil kadını yerden kaldırıp merdivenin önünde hırpalamaya başladı. "Sen kimsin de benim karıma zarar veriyorsun" derken eli Aslı'nın kolundan kaydı. O kadar şiddetle hırpalıyordu ki kadını; eli kayınca , kadın arkasına doğru sendeleyip merdivenlerden yuvarlanmaya başladı. Kadın düşerken yaptığı şeye ayılıp tutmaya çalışan Asil bunu başaramadı. O anda diğer taraftan karısı "Asil canım çok yanıyor" diye feryat etti. Tam karısına dönüp onu kaldırırken Cevriye ablanın "Gelin hanımım" diye feryadı konağı inletti. Merdiven başından bakan Asil yerde yatan Aslı'yı ve onun kana bulanmış pijamasını gördü. Merdivenlerden koşar adım inerken ne ara bu kadar kan oldu diye düşünüyordu. Aslı bayılmıştı. Tüm konak Aslı'nın başına toplanmıştı. Asil ne yapacağını bilemeyerek kadının başında dikiliyordu. Lânet kafası hiçbir şekilde çalışmıyordu şu an. Yukardan koşarak gelen Cihan Aslı'yı öyle kanlar içinde görünce hemen yavaşça kucağına aldı ve kapıdaki araca koşmaya başladı. Bir yandan da " Kapıları açın, çabuk olun, hastaneyi arayın geldiğimizi haber verin" diye kükreyerek emirler veriyordu.Asil öylece bakakalmıştı.
Arkasindan sarsak adımlarla gelen karısına baktı. Onun da hali perişandı. Neler olduğunu anlayamıyordu. "Bak beni ne hale getirdi , beter olsun inşallah ölürler " diye beddua etti. Karısına anlamayarak bakan Asil o an neler olduğunu anlamaya başladı. "Ölürler derken" dedi. Karısı ağzından birşey kaçırmış gibi geçiştirdi. "Ölür demek istedim ağam, sinirle ağzımdan çıktı"dedi. "Hamile miydi değil mi " diye sordu Asil. Kadın "Bilmiyorum ağam, inan olsun bilmiyorum " derken Asil çoktan konaktan dışarıya çıkmıştı. Kendi çocuğunun katili olabileceği ilk kez o an aklına geldi ve nefesi kesildi."Allahım lütfen olmasın o kadar kan başka niye olur Allahım "diyerek arabayı son sürat hastaneye sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelin Hanım
General FictionGüzel Aslı... asil Aslı... Karahan konağının kıymetlisi Aslı ...artık gelin değil kuma Aslı... Asil Ağa'nın kuması Aslı. Canı cayır cayır yansada elindeki son fırsatı değerlendirmek için herseyi göze alan ama yaşayacaklarının çeyreğini bile aklına...