Aslı gözlerini araladığında çoktan akşam vakti olmuş ve yanı başında ne zamandır göremediği annesi oturuyordu. Bir an öldüğünü ve cennete gittiğini düşündü. Ama hastane odasının görüntüsü onu bulunduğu yeri biraz olsun anlamaya itti. Oysa ölmek için ne çok dua etmişti Aslı. Annesi Bergüzar hanım "Aslımm , uyandın şükürler olsun " diye sevinç gözyaşları dökmeye başlamıştı bile. Aslı ise kısık sesle kekeleyerek " An ne m" diyebildi.
Yaşlı kadın" Yorma kendini güzel kızım. Şükürler olsun rabbime ben doktora haber veriyim" diyerek yanından uzaklaştı.Aslı bir türlü buraya nasıl geldiğini hatırlayamadı. En son ahırda titriyordu. Noldu aradan ne kadar zaman geçti hiç bilemedi. Sadece bomboş gözlerle etrafa bakıyordu. Sanki içindeki bütün duyguları sökülüp atılmış gibiydi.
Doktor gelip muayenesini yaptıktan sonra konuşmaya başladı . "Aslı hanım hastanemize geldiğinizde baygındınız. 24 saati aşkın süredir uyuyorsunuz. Vücudunuzda çeşitli darp izleri mevcut. Ancak en önemlisi kaburga kemiklerinizdeki kırıklar ve bacağınızda oluşan enfeksiyondu . Bu dakikadan sonra iyileşme sürecinde çok hassas davranılması gerekiyor" derken annesi hemen lafa girdi. "Gözüm gibi bakarım doktor bey. Hiç merak etmeyin" dedi. " Birkaç gün daha misafirimiz olacaksınız enfeksiyon hala kritik noktada . Artık biraz daha iyi hissediyorsanız polisler sizinle konuşacak darp durumu hakkında " diye sözünü bitirdi doktor. "Ta mam "diye kekeledi Aslı. Tam gitmeye hazırlanan doktor tek kaşını kaldırıp geri döndü. "Aslı hanım lütfen bana adınızı ve soyadinizı söyler misiniz? "dedi. Aslı şaşkınlıkla doktora bakıp "As lı Ka ra han" diye kekeledi. Doktor "Daha önce konuşmakta zorluk çektiğiniz oldu mu? " diye sordu" Ha yır " diye kekeleyerek cevap verdi Aslıcık. "Peki yaşadığınız tramva yüzünden olmalı geçici olduğunu düşünüyorum eğer burdan çıkana kadar geçmezse bir psikiyatrist arkadaşa görünmenizi öneririm." dedi. "Pe ki." diye yanıtladı Aslı. Doktor çıkarken annesi gelip yanına oturdu. "Güzel kuzum lütfen her ne olduysa dosdoğru anlat polise .Hiç birseyden, kimseden korkma sakın . Artık sonuna kadar yanındayım. " dedi. "An ne ne de mek is ti yor sun ."dedi. "Bak kızım bizi hemşire arkadaşın Lâle aradı, durumu anlattı. O bunu sana Asil ağanın yaptığını düşünüyor. Bunu polise de söyledi. Asil'i sabah götürdüler. Eğer bu doğruysa ifaden den sonra ona gereken ceza verilecek. Kuzum korkma artık. Bunu sana kim yaptı? Bu nasıl oldu güzel kızım?" "Ka za an ne "dedi. Kadın dikkatle baktı kızına. "Öyle bile olsa artık seni o konakta sahipsiz bırakmayız bunu da bilesin ama içim hiç rahatlamadı. İyileş, konuşacağız" dedi. Aslı hala boş boş bakıyordu annesine. "De mek A sil'i gö tür müş ler" dedi hissiz bir şekilde. "Evet koskoca Asil Ağa tek kelime etmeden gitti polisle. İyi oldu gerçi yoksa benim elimden kurtulamazdı başka türlü" dedi kadın sinirle. Aslı hala hissiz bi biçimde bakıyordu annesine. O sırada polis girdi içeriye.
İfadeden sonra hem Aslı'nın ailesi hem de Asil'in ailesi sırayla birkaç dakikalığına odaya girdiler hepsi istisnasiz çok üzgündü. Duymayan kalmamış anlaşılan "Ah Lâlem nasıl da ortalığı ayağa kaldırmış canım arkadaşım" diye düşündü ilk kez duygulandığını hissediyordu Aslı.
O gece ziyaretçiler gittikten sonra Aslı tam uyuyacakken odaya Asil girdi. Aslı hayatında nerdeyse ilk kez adamı görünce hiç bişey hissetmedi. Asil; uykusuzluktan çökmüş gözleri ,kırışmış takım elbisesi ve dağınık saçlarıyla resmen yaşlanmış gibi duruyordu.
"Aslı" diye yanına ilerledi Asil. Aslı refleksle hafif geri çekildi yattığı yerde. Bu ufak hareket Asil'i kendine getirmeye yetmişti.
"Aslı ben çok özür dilerim. İyi misin? " diye sordu yumuşacık. Aslı onaylarcasına gözlerini kapattı yanlızca. "Ağrın var mı?" Yok anlamında başını salladı Aslı. Yine beni şikayet etmedin Aslı" dedi. Aslı ruhsuzca bakarak" Bu be nim ya şa dık la rı mı de giş tir mez di." Diye konuştu oldukça zorlanarak. "Tamam Aslı zorlama kendini. Ben çok ama çok pişmanım. Ben sana yaşattığım her şey için pişmanım. Affet bile diyemem şu an sana. Ama bana olan sevgin belki bir gün şu zavallı adamı affetmeye yeter." Aslı bomboş gözlerinde en ufak bir değişiklik yapmadan devam etti. "Bit ti A sil" dedi. Asil kafasını öne eğdi. "U mut bit ti A sil " diye devam edince Asil acıyla Aslı'ya tekrar baktı. Bikaç saat önce arkadaşı Lâle gelip Asille olan konuşmalarını anlatmıştı o yüzden Aslı artık Asil'in herseyi bildiğini biliyordu.
Asil çaresizce kapıya doğru giderken Aslı tekrar konuştu. "Gül ce yi ben yol la ma dım" Asil hemen arkasını dönüp "Biliyorum Aslı yetmez gibi bir de geri dönsün diye yalvarmışsın." Aslı anlamaz gözlerle bakınca Asil devam etti "Konuşmanızı dinledim." Dedi . "O yüz den be ni çı kar dın de mek o de lik ten." dedi Aslı tükürcesine. "Hayır Aslı, hayır, ben zaten çıkarmaya geliyordum. Ben , benim aklım yerinde değildi. Gün kavramımı yitirmiştim içmekten. Ben o kadar kaldığını bilemedim özür dilerim. Hepsi benim lânet kafam yüzünden affet" diye yalvardı Aslı'nın eline uzanmaya çalışarak Aslı bi anda çekti elini hala buz gibi bakıyordu Asil'e..
Aradan geçen bikaç günde Aslı'nın yaraları iyileşiyordu ama konuşması hiç düzelmedi. Hastaneden çıkmadan gelen psikiyatrist durumun tamamen psikolojik olduğunu ve zamanla ve tabiki uzun bir tedavi süreciyle geçebileceğini düşündüğünü anlattı.
Bu süreçte Asil nerdeyse hiç hastaneden ayrılmamıştı ama Aslı'nın kendisinden rahatsız olduğunu bildiği için genellikle odanın kapısında oturuyordu. Aslı özellikle geceleri kabuslarla uyanırken genelde Asil hep yanında uyanık bir şekilde onu sakinleştirmeye çalışıyor ama Aslı bu yakınlığa bile tahammül edemediği için Asil sadece Bergüzar annesini uyandırmakla yetiniyordu.
Hastaneden çıkacakları gün geldiğinde Bergüzar hanım kızını kendi konağına götürmekte kararlıydı. Asil buna şiddetle karşı çıktı "Benim karımı hiç bir yere götüremezsiniz. " diye kesin bir dille konuştu. Ama Bergüzar hanım geri adım atmamakta kararlıydı. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyordu üzgün kadın. En sonunda Asil Bergüzar hanımı da memnuniyetle kendi konağında istediği kadar misafir etmeyi teklif etti. Konağın en üst katını onlara tahsis edecekti böylelikle hem Aslı annesinden ayrılmayacaktı hem de aynı çatı altında kalacaktı karısıyla. Bergüzar hanım mecbur kabul etti ama Aslı hala olanlara sanki kilometrelerce uzaktan bakıyordu.
Eve çıkalı bir hafta kadar olmuştu. Günler geçiyor Aslı artık kendi katındaki terasa çıkıp annesi ve kayınvalidesiyle kahve içer hale gelmişti. Konaktaki herkes en az annesi kadar ilgileniyordu aslında Aslı ile. Bir tek Asil üst kata gerek olmadıkça çıkmıyor ama geceleri Aslı uyuyunca çıkıyordu. Hâlâ kabuslar ara ara devam ediyordu. Aslı'nın yakarışları bitmek bilmiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gelin Hanım
General FictionGüzel Aslı... asil Aslı... Karahan konağının kıymetlisi Aslı ...artık gelin değil kuma Aslı... Asil Ağa'nın kuması Aslı. Canı cayır cayır yansada elindeki son fırsatı değerlendirmek için herseyi göze alan ama yaşayacaklarının çeyreğini bile aklına...