Victorious // Kihyuk

0.4

"Dünyadan Minhyuk'a!"

Uzun saçlı oğlan Minhyuk'un ne kadar seslenirse seslensin bakmayıp dalgın bir şekilde dışarıyı izlemesine sinirlenmişti. Masadan kalın dövme kataloğunu aldı ve arkadaşının önüne getirip sertçe bıraktı.

Onun bu hareketiyle Minhyuk oturduğu yerde sıçramış ve gözlerini arkadaşına çevirmişti.

"Hyungwon!"

"Bu kadar dalgın olman beni korkutuyor. Her an başka bir boyuta geçecek gibisin."

"Dalgın falan değilim. Sadece..."

"Sadece ne?"

"Yoldan köpek geçiyordu. Ona bakıyordum."

"Yaklaşık yirmi dakikadır mı?"

"Yirmi dakika mı?"

"Evet, yirmi dakika."

Minhyuk önce biraz şaşırmış gibi yaptı. Sonra kollarını göğsünde birleştirip aynı yöne bakmaya devam etti. Yaptıklarının bir işe yaramadığını fark eden Hyungwon derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı:

"Bu gece hep beraber benim evin orada yeni açılan bara gidelim diyoruz. Öyle değil mi Jooheon?"

Köşede bir döner sandalyede oturan turuncu saçlı çocuk şişirdiği sakızı patlatıp yanıtladı:

"Evet, öyle. Gideriz değil mi Minhyuk?"

"Siz gidin. Ben gelmek istemiyorum."

"Neden?"

"Biraz grip olmuşum gibi hissediyorum."

"İki haftadır bunu söylüyorsun Minhyuk, artık inanıyor gibi yapasımız da gelmiyor."

Minhyuk gülümseyerek ayaklandı ve tek elini beline koyup masaya yaslandı.

"Gidin işte çocuklar, ben gelmek istemiyorum."

"İstemiyorsun çünkü..?"

"Çünkü öyle?"

"Onun yüzünden değil mi? Şu 93 Slide'da tanıştığın çocuk yüzünden."

"Onu da nereden çıkardın Hyungwon?"

"Bak, ben ondan bahseder bahsetmez gözlerinin içi parladı."

Bir süre masaya koyduğu eline boş boş bakındıktan sonra yeniden oturdu ve bakışlarını camdan dışarı sabitledi. Bu defa sözü Jooheon aldı.

"Onunla tekrar karşılaştın mı bari?"

"Evet..."

"Ne zaman?"

"Üç gün önce."

"Tesadüfe bak, nerede?"

"Tesadüf değil aslında, arayıp evine çağırdı."

"Siktir oradan! İş bu kadar ciddi ve sen bize bunu şimdi mi anlatıyorsun? Sadece o gece barda şirin bir çocukla takıldığını söylemiştin."

"Ciddi mi?"

"Bak, bizim tanıdığımız Lee Minhyuk asla bir tek geceliğe numarasını vermez. Asla sevişmek için birilerinin evine gitmez ve sadece seviştiği birini düşünüp uzaklara dalmaz."

"Onu düşünmüyordum..."

"Tabii canım, ben de Tony Stark."

"Memnun oldum Tony Stark."

Jooheon'un histerik kahkahasının ardından ortam sessizleşmiş, Minhyuk gözlerini camdan çekip oynadığı ellerine odaklamıştı.

Evet, onu düşünüyordu. İyi olup olmadığını, şu an neler yaptığını, karnını doyurup doyurmadığını, o günden sonra tekrar ağlayıp ağlamadığını...