"Benimle gerçekten çıkmak ister miydin?"
Kihyun'un gözleri duyduğu soruyla kocaman olmuştu.
Bu öylesine bir soru değildi.
Peki bu bir çıkma teklifi miydi?
Minhyuk şu an dolaylı yoldan kendisine çıkma mı teklif ediyordu?
Evet, evet Minhyuk şu an dolaylı yoldan kendisine çıkma teklif ediyordu.Umutla olumlu bir yanıt bekleyen Minhyuk, Kihyun'un dudaklarının cevap vermek için aralanacak gibi gözükmediğini görünce göz temasını kesip başını eğdi. Bu defa canı gerçekten çok fazla acımış olabilirdi.
Düşünceler birbiri ardına kafasında belirmeye başladı. Belki de Hyungwon'u hiç dinlememeliydi. Belki de o gece onu hiç çağırmamalıydı.
Sesinin titrememesine özen göstermeye çalışarak:
"Boşver," dedi.
"Boşver, sorun yok. Sormadım sa-"
"İsterim, isterim Minhyuk."
Duyduğu ince ses tonuyla başını yeniden kaldırıp gözlerini buluşturdu. Kihyun gerçekten de heyecanlı gözüküyordu.
"E-efendim?"
"Seninle çıkmak isterdim. Özür dilerim, birden sorunca ne diyeceğimi bilemedim."
"S-sorun değil... Dur... Ama şimdi... Sen... Yani..."
"Minhyuk?"
"Efendim?"
"Benimle çıkar mısın?"
"Evet. E-evet çıkarım."
Bir süre tuhaf bakışlarla birbirlerine baktılar. Ardından aynı anda kıkırdamaya başladılar.
"Bahse varım şu an iki aptal gibi gözüküyoruz."
"Ben aptal olmayı sevdim."
"Ben de... Ve... Şey... Biliyor musun... Fark ettin mi bilmiyorum ama..."
"Eğer arkadaş kalalım sinyali verseydim hayal kırıklığına uğrardın."
"Kesinlikle..."
"Ama bunu sana söylemem için seni başta arkadaşım olarak görmem gerekirdi. Biliyorsun, değil mi?"
"B-ben de aynı şekilde..."
"Bu şeye bir ad koymamız güzel oldu."
"Bence de."
Kihyun Minhyuk'un şaşkınlığına gülüp yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Ne yapacağını bilemiyorken o kadar tatlıydı ki... Tıpkı tanıştıkları gün kendisinden numarasını isterkenki hali gibiydi.
O şirin hal de Kihyun'a bütün korkularını anlık olarak unutturmuş, çıkma teklifi bile ettirmişti. Lee Minhyuk'un kırmızı yanakları ve parlak gözleri sahiden büyülü olmalıydı.
"Kihyun... Gel temizlenip uyuyalım, ne dersin?"
"Beni kucaklayıp banyoya taşıyacaksan neden olmasın?"
Kihyun ertesi sabah gözlerini açtığında Minhyuk'un yatağında, renkli örtülerin altındaydı. Gülümsedi. Duş aldıktan sonra Minhyuk'u beklerken uyuyakalmıştı ve üstüne hiçbir şey örtmediğinden adı gibi emindi.
Gözlerini tekrar kapattı ve örtülere sokulup birkaç dakika ayılmayı bekledi. Tamamen kendine gelince ayaklandı. İç çamaşırını üstüne geçirdiğinde yatağın köşesinde Minhyuk'un Looney Tunes'lu tişörtünün durduğunu fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victorious // Kihyuk
FanfictionHer şeyi unutmak istiyordu. Ama barmene dönüp hafif bir içki istedi. Çünkü biliyordu ki her şeyi unutacak kadar kendinden geçerse onu evine götürecek kimse yoktu.