"Yok artık! Yoo Kihyun sen-"
"Bağırma! Neden bağırıyorsun!"
Changkyun arkadaşının kazağının boğazını kısa kollar tarafından engellemesine rağmen yeniden araladığında Kihyun sıkıntıyla göz devirdi. Yayın binasının karşısındaki kafede yemek yiyorlardı ve Changkyun resmen sessiz olmak ne bilmiyordu.
"Bana dün gece uyuyacağını söylemiştin."
"Uyudum zaten."
Cümlesini bitirir bitirmez Changkyun'un iğneleyici bakışlarıyla karşılaşan Kihyun masum bir bebek edasıyla ekledi:
"Bir şeyler yaptıktan sonra..."
"Sana inanamıyorum."
"Ben de bana inanamıyorum."
"Eeee, nasıldı?"
"Ne nasıldı?"
"Dün gece."
Gülümsemesini büyük bir çabayla saklamaya çalışan Kihyun çareyi Changkyun'un tepsisindeki patates kızartmalarından bir tane tepiştirmekte buldu.
"Güzeldi..."
"Bu kadar mı? Sadece güzel."
"Aslında çok daha fazlası ama şu an sana detay vermek istemiyorum Changkyun."
"Neyse ne... Biraz fazla hızlı oldu ama... Hoseok'la bu kadar güzel kaynaşmanız beni mutlu eder."
Kihyun duyduğu son sözle birden kafasını yemeğinden kaldırıp kocaman gözlerle Changkyun'a baktı. Hafiften sırıtan Changkyun'un yüzündeki gülümseme birden solup yerini ciddiyete bırakınca Kihyun kafasını eğdi ve bir patates kızartması daha almak için uzandı.
"Hoseok'tu değil mi? Hoseo- Hey! Kendi patatesinden alsana ya!"
"Seninkinden yiyemez miyim?"
"Hayır, kendininkinden ye!"
"Çok kabasın."
"Hala almaya çalışıyorsun!"
Gri saçlı aniden eline indirilen küçük darbeyle canı çok yanmış gibi bir tepki verdi ve kendi yemeğine geri döndü.
"Onu mu aradın yoksa?"
"Kimi kastettiğini bilmiyorum."
"Barda tanışıp yatmıştın, sonra sana numarasını vermişti."
"Hangi barda?"
"Senin ağzından laf almak neden bu kadar yorucu?"
"Az zamanımız var. Çabucak yiyelim, yayına geç kalacağız."
"Bunu sonra konuşacağız o halde."
Tabii ki sonra konuşmayacaklardı. Changkyun muhtemelen unutacaktı ve Kihyun da dile getirmeyecekti.
Hızla yemeklerini bitirip kalktıklarında yayın saatine on dakika vardı. Binaya varmaları kısa sürse de asansörün gelmesi uzun sürmüştü ama tam yayın vaktinde stüdyolarına girmeyi başarmışlardı.
Kihyun kulaklığını takmadan hemen önce Changkyun onu dürttü ve gülümseyerek:
"Yayında seni bekleyen bir sürpriz var." dedi.
"Ne sürpri-"
"Başlıyoruz. Görürsün..."
Yayın başlar başlamaz klasik bir tanıtımla girişlerini yapmışlardı.
"Merhaba sayın dinleyiciler, ben DJ Kyun."
"Ve ben de DJ Ki."
"Yine bir perşembe gecesi sizinle beraberiz..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victorious // Kihyuk
FanfictionHer şeyi unutmak istiyordu. Ama barmene dönüp hafif bir içki istedi. Çünkü biliyordu ki her şeyi unutacak kadar kendinden geçerse onu evine götürecek kimse yoktu.