Kihyun teklifi yalnızca başıyla onayladı. Bununla beraber yabancı yüzüne yerleştirdiği yarım gülümsemeyle Kihyun'u elinden tutmuş ve peşinde sürüklemeye başlamıştı.
"N-nereye gidiyoruz?"
Oldukça yavaş ilerlemelerine rağmen Kihyun tempoya ayak uyduramıyor gibiydi. Merdivenlere vardıklarında siyah saçlı kendisine yöneltilen soruyu cevaplamak adına peşinden sürüklediği Kihyun'a baktı.
"En üst kata. Sana günü unutturmaya."
"Şimdi mi?"
Yabancı kıkırdadı.
"Ne zaman olmasını bekliyordun?"
"Yani... Henüz adını bile bilmiyorum..."
Merdivenleri aşıp zemin kata vardıklarında siyah saçlı, durup Kihyun'a döndü ve gülümsedi. Çok uzun değildi fakat aralarındaki birkaç santim bile dip dibe durduklarında gri saçlının ona kafasını yukarı kaldırarak bakmasına sebep oluyordu.
"Adım Minhyuk, peki ya senin?"
"Kihyun."
Minhyuk yüzündeki gülümsemeyi silmeden hala tutmakta olduğu eli dudaklarına götürdü ve minik bir öpücük kondurdu.
"Memnun oldum güzelim."
Bu hareket normalde olsa Kihyun'a aşırı gereksiz ve laubali gelirdi. Ama o an sadece göz devirip hafifçe gülümsedi. Minhyuk'un yüzündeki küçük gülümseme garip bir şekilde olumsuz düşünmesine engel oluyordu.
Çünkü sahtelikten uzak, oldukça samimi bir gülümsemesi vardı. Gözleri şevhetle parıldıyor olsa da gülüşü masumiyet saçıyordu.
"Beni birkaç dakika bekle Kihyun, hemen geliyorum. Tamam?"
"Tamam."
Siyah saçlı birden gözden kayboldu fakat geri gelişi gerçekten kısa sürmüştü. Elinde tuttuğu anahtarı salladı ve diğer eliyle Kihyun'un elini yeniden tutup merdivenlere yöneldi.
Üst kata vardıklarında ortamın sakinliği Kihyun'u germişti. Bu kat kesinlikle alt katlardan çok daha farklıydı. Kırmızı loş ışıkların aydınlattığı koridorda yan yana odalar vardı.
Kapısında italik bir şekilde '9' yazan odanın önünde durdular. Minhyuk kapıyı açarken Kihyun duvara yaslanmış elleriyle oynuyordu.
"Bu odayı seviyorum, manzarası yüzünden diğerlerinden daha iç açıcı geliyor. Gerçi... Kilidini biraz zorlaman gerekiyor açılması için."
Kihyun'dan yalnızca hafif bir kafa sallama kazanmıştı. Kapı nihayet açıldığında onu kolundan tutup hızla içeri çekti ve kaşla göz arasında kapıyı arkadan kilitledi.
Odaya şöyle bir göz gezdirdi gri saçlı. Ortada çift kişilik bir yatak, yatağın yanında küçük bir komodin vardı. Pencereden gelen şehir ışıkları içeriyi az da olsa aydınlatıyordu.
Ortada öylece dikilirken ışığın birden açılmasıyla arkasını döndü. Etraf hala tam olarak aydınlanmamıştı çünkü odanın ışığı da tıpkı koridordakiler gibi loştu.
Kihyun'un kendisine bakmasıyla beraber elini yaslandığı duvardan çekti Minhyuk. Yavaşça Kihyun'a yaklaşırken yüzündeki şirin gülümseme silikleşmişti.
Dip dibe geldiklerinde gri saçlının göz temasından kaçındığını fark etti. Tek elini ufak olanın beline yerleştirip aralarındaki mesafeyi sıfırladı. Ardından diğer eliyle narin bir biçimde çenesini kavradı ve yüzünü kendisine çevirerek göz göze gelmelerini sağladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victorious // Kihyuk
FanficHer şeyi unutmak istiyordu. Ama barmene dönüp hafif bir içki istedi. Çünkü biliyordu ki her şeyi unutacak kadar kendinden geçerse onu evine götürecek kimse yoktu.