0.2

1.2K 117 129
                                    

"Ne yani barda rastgele bir yabancıyla yattın ve bunu bana şimdi mi söylüyorsun?"

Kihyun derin bir nefes aldı. Başında dikildiği otomatın kahvesini tamamen doldurduğuna emin olduktan sonra karton bardağı eline aldı ve aynı cümleyi altıncı kez tekrarlamaya hazırlanan arkadaşına döndü.

"Evet Changkyun, şimdi söylüyorum."

"Sana inanamıyorum... Neden birkaç gündür sevgilini anmayıp sürekli benimle takılmak istiyorsun diye sormasan söylemeyecektin de değil mi?"

"Neden söyleyeyim ki? Changkyun önce aldatıldım, sonra da sevgilimin beni aldattığı adamla yattım mı diyecektim?"

"Aslında haklısın... Böyle söyleyince kulağa garip geliyor."

Sıcak kahvesinden bir yudum alıp Changkyun'un şaşkınlığına gülümsedi Kihyun. Bu gülüşü arkadaşından tuhaf bir kaş hareketiyle karşılık bulmuştu.

"Hey, sen de kaşını deldirmeye giderken bana haber vermemiştin. Ödeştik."

"Ne? Bu bağlantıyı nasıl kurdun şimdi?"

"Bilmem. Söyleyesim geldi, altta kalmayayım diye."

Bu sefer gülümseyen kişi Changkyun'du. Changkyun da kendine bir kahve aldıktan sonra otomatın yanından ayrılıp koridorda yürümeye başladılar.

"Sonuç olarak tek gecelik bir olay. Büyütmenin lüzumu yok. Bunun için seninle tartışmayacağım ama en azından Seoyeon'dan ayrıldığını söylemeliydin."

"O konu..."

"Ne demek 'o konu'? Yoksa ayrılmadınız mı? Kihyun bak-"

"Hayır. O değil... Tek gecelik mi bilmiyorum."

"Ne?"


Hiçbir şey unutmadıklarından emin olup bardan çıktıklarında hava çok daha soğuktu. Minhyuk derin bir nefes verdi ve yolun karşısını işaret etti.

"Hava çok soğuk ama arabam uzakta değil. Bak şurada..."

"Aslında otobüsle de gidebilirim."

"Durak çok uzak. Soğuk alırsın."

Kihyun her ne kadar çekinse de Minhyuk haklıydı. Ayrıca otobüs hemen gelmeyebilirdi ve bu havada dışarıda beklemek akıl karı değildi. Ceketine daha da sokuldu Minhyuk'u takip etmeye başladı.

Arabaya oturdukları an Minhyuk hemen arabayı çalıştırıp ısıtıcıyı açmıştı. İçerisi yavaş yavaş ısınıyordu. Bu zaten bitkin olan Kihyun'u gittikçe mayıştırıyordu. Minhyuk'un kıkırtısıyla ağırlaşan göz kapaklarını araladı.

"Adresini navigasyona girmen gerek."

"Ah, doğru."

Adresini girdikten sonra Minhyuk kaşlarını çatıp bir süre rotaya baktı ve radyoyu açıp ellerini direksiyona koydu.

"Pekala, yabancı bir yer değil."

Araba hareket etmeye başladığında Kihyun başını koltuğa yaslamıştı. Çalan hafif ritimli müzik kulaklarına ninni gibi geliyordu.

"Hala doğru düzgün tanışmış sayılmayız."

Gri saçlı gülümsedi.

"Ne bilmek istiyorsun?"

"Öncelikle... Ben Lee Minhyuk. Yirmi beş yaşındayım. Dövmeciyim. Şehir merkezinde ufak bir dükkanım var."

"Yoo Kihyun. Yirmi dört. Radyo programı sunuyorum."

Victorious // KihyukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin