Artık evliydik resmi olmasa da kendi aramızda sanki resmiyette evliymişiz gibi küçük bir eğlence yapmıştık. O resmiyete dökülmesinde ısrarcı olsa da ben en azından bir sonraki yaza kalmasını istiyordum. Kalbim tamamen bir an önce olmasını istese de amcamın bunu öğrendiğinde ona danışmadığım için kızmaktan çok üzüleceğini biliyordum. Yıllardır onlarda kalıyordum ve bence bunu bilmeye sonuna kadar hakları vardı ama bir süre daha saklamaya karar verdim. O gece evlenme teklifi ettiği gece, ben sabaha kadar uyumamıştım o da işe gideceği için biraz kestirmişti sadece. Ben sırtımı yatağın başlığına yaslamıştım,o da başını dizlerime koymuş uyuyordu. Saçlarıyla oynadım sabaha kadar,sakallarıyla. Ezber ettiğim yüzüne saatlerce baktım. Onunlayken zaman kavramımı yitiriyordum sanki. Koskoca dünyanın nüfusu sadece bire iniyordu. Benim koca dünyamda sadece o kalıyordu sanki. Ona bakınca ellerim titriyordu hep. Hala ilk zamanki gibi heyecanlanıyordum bana dokunduğunda,öptüğünde. Sabaha kadar durdum öyle. Sonra uyanmasına yarım saat kala aşağıya inip ona kahvaltı hazırladım. Serpil'in kalpli kahvaltılıkları vardı onları kullandım,bahçeden domatesleri de kopartıp tek tek doğradım,reçeli çok sevdiğini söylüyordu bakkaldan çilek reçeli de alıp,kızmarmış ekmek ve tereyağıyla sofraya koydum. Tam ellerimi yıkıyordum ki ayak seslerini duydum arkadan. Belime sarılıp boynumdan öptü beni,ama tikim olduğunu bilmeden..... Çığlık atıp çeşmeden suyu yüzüne atmamla beni tuttuğu gibi koltuğa fırlatıp gıdıklaması bir oldu. Yapma dur diye bağırsam da durmuyordu. Bir ara altıma kaçırırsam diye korktum ama sonunda durdu. Ben de kulağından tutup sofraya oturtabildim sonunda. Evlilikten konu açıldı. İki saattir gülen espriler yapan adam gitmiş yerine birden dünyanın en ciddi insanı gelmişti sanki. "Ben çok şanslıyım gerçekten seni bu kadar severken kaç kez başına gelir insanın bu denli sevgi? Daha kaç kez sevebilirim birini bu kadar içten? Ben seni kendimden bile korurken bu saatten sonra başkasına bırakmam. Ben diyordum ki bir an önce olsun bitsin bu iş. Aynı evde kalmak istemiyor musun,okulun bitene kadar beklerim. Zaten benim de var o zamana kadar askerliğim de biter ev tutarız. Ama resmiyete dökülsün şu iş. Benim ol istiyorum artık." Dedi. Bir şey diyemedim. Kafamdan binbir türlü şey geçiyordu. Bulanıktı her şey. Hem nasıl üstesinden gelecektik ki? Amcam bile bilmiyorken. Bir şey diyemedim sustum. "Almira bir şey söyle ben fikirlerimi söyledim sen de söyle bir sonuca varalım sevgilim" dedi. Deli gibi istesem de şimdilik böyle kalması en doğrusuydu. Bu şekilde ona anlattım. Hiç istemese de peki deyip dudağını büktü. Kahvaltısına devam etti. Bitince kalktı ben de peşinden odaya gittim yatağa oturdum o da giyindi uzun dalgalı saçlarına elleriyle şekil verdi. Elime yapıştı ve yavaş yavaş aşağıya indik. Öptü beni ve kapıdan çıktı gitti. Ben de düşüncelerimle öylece kalakaldım. Ne olacaktı,ne yapmalıydım? Bu akşam Serpil gelecekti konuşmalıydım bunu onunla. Ama böylesi şimdilik daha iyiydi bence. Derken telefonuma bir mesaj geldi. Amcamdan : "Okul alışverişi için erken dönmelisin. Bavulunu hazırla bu gece seni almaya geliyoruz." Bu mesajla bildiğim bir gerçek jilet gibi kesmişti içimi. Bekliyordum ama bu kadar erken değil. Nasıl bırakacaktım ben onu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI
ChickLitherkesin bir özgeçmişi vardır benimkisi hayata tutunuş hikayesiydi ve hayat sadece pembe hikayelerden ibaret değildi . Beyaz olduğu kadar siyah da vardı. Ben, benim hikayemin sadece siyahlardan ibaret olduğunu sanırdım ta ki onu tanıyana kadar ..