Onu öyle bırakışımdan sonra çok uzun zaman geçti,ama ben hala bıraktığım yerdeyim.Yazıp yazıp sildiğim mesajlarım var benim.Okullar açıldı,okula gidiyorum geliyorum uyuyorum.Sadece bu.Günlük bile yazmıyorum artık.Ama bir gün iyice dolduğum bir anda yazmak istedim ilk defa.
"
Sevgilim,
Nasıl isterdim bir bilsen şu an yanında olup her şeyi sana anlatmayı,defalarca özür dilemeyi.Ne kadar oldu ben gideli bilmiyorum,kim bilir ne kadar bensiz bıraktım seni.Sensiz kalmanın yarısı kadar zorsa bensizlik,beni ömür boyu affetmesen yeridir.Ama hep diledim affetmeni.Anlatabilmenin bir yolu olsaydı inan denerdim.Cevapsız bırakmazdım seni.Ama bir yol bulamadım buna.Tek bildiğim yanında kalsaydım daha kolay olmayacaktı.Bana sordun ya "GİTMEYE CESARETİN VAR MI?" diye.Kalmaya cesaretim olsaydı,bir an olsun ayırmazdım yanağımı göğsünden.Göğsün cennetin provasıydı işte.Kapattım kapılarımı.İlk defa aşık oluyormuş gibi sev sen de.Biliyorum sevmek kolay herkes için.Ama hiç yaralanmamış gibi sevmek ne kadar zor aslında.Ne kıyas,ne kin,ne beklenti olsun hayatında.Aklının bir köşesinde olmak değil niyetim.Sadece gülümse arada.Benim köşem orada gizli çünkü.Başkasını sev,seni korkup yarı yolda bırakmayacak.Mutlu ol.Canım yanar belki çok yanar,ama senin yanmasın artık.Üzdüm seni,kırdım belki ama inan sana koşarak gelen benim kalmaya cesaretim yok artık.İçimdesin hep,sırf sen varsın diye iyi bakıyorum kendime.Sen de kendine iyi bak,biraz ben varsam içinde.
"
Tabi ben bunu yazarken yarısında uyuyakalmıştım.Sabah ağlayarak uyanıyor,ağlayarak uyuyordum.Okulda kafamı sıraya koyup tüm gün ağlıyordum.Özlemiştim,gitmeye de cesaretim yoktu belki ama kalsaydım yapamayacaktım da.Gelip sarılsa,gözlerimin içine bakıp "Gitme" dese,bırakmazdım ben onu.Evdekiler halime üzülüyor,durmadan yanıma gelip gidip bana bir şeyler yedirmeye çalışıyorlardı.Zaten zayıf bir bünyem vardı.43 kilo olan ben 38 kiloya düşmüştüm.Nasıl yaşadığıma şaşırıyorlardı.Amcam zorla doktora götürdü bir gün beni.Durmadan bayılıyordum, gözlerim kararıyordu.
MR çekildi bir sürü test falan derken,Eskişehir'e sevk edilmesi gerektiğini oradaki sonuçların korkulacak derece kötü olduğunu ve tam teşhis konmadan bilmemem gerektiğini söylediler.Amcam biliyordu,iyice çökmüş görünüyordu.Hemen Eskişehir'e gittik orda milyon tane testten geçsem de sonuçlar alındı.Benimle sonra konuşmak istediler önce amcam girdi içeriye.Uzun bir süre konuştuktan sonra kapı açıldı.Amcamın yüzü bembeyazdı.Kafa derim sızlıyor ellerim titriyordu.Bilmiyordum neyim vardı,ama koşarak sarıldım amcama.O da sarıldı,sessiz sessiz ağlıyordu sanki.Sonradan öğrendim ki beyin damarlarımda daralma varmış.Zaten önceden başlamış ama gittikçe daralıyormuş,kan akışı yavaşlayınca baş dönmesi ve bayılması yapıyormuş.Sinir,stres,üzüntü yaşarsam felç ihtimali bile varmış.İğneden ölesiye korkan ben milyon tane iğne yedim ama Emir'in yokluğu kadar canımı acıtmadı,hatta hiç acıtmadı desem yeridir.
ÖZLEMİŞTİM SADECE ONU ..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI
ChickLitherkesin bir özgeçmişi vardır benimkisi hayata tutunuş hikayesiydi ve hayat sadece pembe hikayelerden ibaret değildi . Beyaz olduğu kadar siyah da vardı. Ben, benim hikayemin sadece siyahlardan ibaret olduğunu sanırdım ta ki onu tanıyana kadar ..