Bilinmeyen numara: Deniz
Ege: Anlamadım?
Ege: Deniz kim?
Bilinmeyen numara: Ortak arkadaşımızın ismini sormuştun ya
Bilinmeyen numara: Adı Deniz
Ege: Söyleyeceğini tahmin etmemiştim
Ege: Ve hangi Deniz
Ege: En yakın arkadaşım olan mı
Ege: Yoksa proje ödevini beraber yürüttüğümüz çalışma arkadaşım olan Deniz mi?
Bilinmeyen numara: O kız değil
Bilinmeyen numara: Onun arkadaşın olduğunu bilmiyordum
Bilinmeyen numara: Her neyse işte öğrendin kim olduğunu
Bilinmeyen numara: En yakın arkadaşın olan ERKEK Deniz ikimizin de ortak arkadaşı
Bilinmeyen numara: Deniz'i biliyorsun
Bilinmeyen numara: Okulda samimi olmadığı insan yok neredeyse
Bilinmeyen numara: O yüzden sana kolay gelsin
Bilinmeyen numara: Hadi bakalım bu denklemi çöz Bay dahi ;)
(✔️✔️Görüldü)
Koluma dokunan Ece'yle telefonun ekranını kitleyip masada ters çevirip ona döndüm. "Seninkiyle mi konuşuyordun?" Anında kızaran yanaklarımla kaşlarımı çatıp mavi gözlerine baktım. "Öyle söyleme bir daha. Sanki gerçekten benimkiymiş gibi hissettiriyor." Omuzlarını silkip yemeğini yemeye devam etmeden konuştu. "Doğru hissettiriyor." Dedi ve meyve suyundan bir yudum alıp arkasına yaslandı. "Çünkü öyle. O sana ait. Sen ona. Ama bunun farkında değilsin sadece." Gözlerimi devirip bende meyve suyumdan bir yudum aldım. "Hangi hayal aleminde yaşadığını çok merak ediyorum gerçekten. Çocuk daha adımı bile bilmiyor zeki arkadaşım. Kaldı ki, sen o sana ait diyorsun. Bu, gülemeyeceğim kadar soğuk bir espiri."
Bu sefer o gözlerini devirip bana cevap vermek için dudaklarını aralayacakken boştaki sandalye çekildi ve benim şokla kasılmamı sağlayacak biri oturdu masaya. Allah'ım, bu çocuk konuşmalarımızı mı okumuştu?
"Selam okulun güzellik oranını yükselten çıtırlar." Yavşak konuşmasına sırıtıp ona döndüm. "Selam okulun gerizekalılık oranını arttıran yakışıklı." Dudaklarını büzdü Ve üzülmüş gibi bakıp elimi alıp kalbine koydu. "Hissediyor musun?" Şokla açılan gözlerim bunun sadece bir tesadüf olduğunu direten mantığıma inanmak istercesine birkaç kez kırpıştı. "N-neyi?" Kekelememi görmezden geldi ve devam ettirdi konuşmasını. "Kalbimin nasıl kırıldığını." Dedi ve ben elimi çekip gözlerimi devirdim.
Böyle saçma hareketler yapmaya devam edersem, sadece kendi kendimi ele vermiş olacaktım. "Sadede gel Deniz. Ne için geldin?" Daima kurtarıcım olan Ece'ye minnetle gülümsedim ve bende onun gibi tekrar Deniz'e baktım.
"Sizinle de hiç sohbet edilmiyor ama." Dedi ve cümlesini devam ettirmesine izin vermeden çalan telefonunu okul pantolonunun cebinden çıkardı ve ekrandaki isme bakıp anında cevap verip kulağına götürdü. Karşı taraf direkt konuya girmiş olacakki ciddi ifadesini kesmeden önce dinledi. Sonra o dudaklarını araladı. "Tamam kardeşim, bakıyorum işte hepsine teker teker. Ya hayır, öyle değil. İstersen yüzlerine sorayım sen o musun diye? Oğlum daha yeni söyledin kaç kıza bakmamı bekliyorsun? Daha yeni geldim yemekhaneye. Peki tamam. Hay ben sana da bilinmeyen numarana da." Dedi ve telefonu söve söve tekrar cebine attı. Ve ben olduğum yerde donmuş bir vaziyette Deniz'e bakıyordum sadece. Cidden daha beş dakika bile geçmeden Deniz'i mi göndermişti?
Bu kadar mı istiyordu beni bulmayı? Bulunca hayal kırıklığına uğrayacağını bilmeden. Benim gibi bir kızla onun Ne işi olurdu ki? O harikuladeydi, bense, sadece onu seviyordum*
"Ne oluyor Deniz?" Ece'nin sorusuyla bizim yanımızda her şeyi konuştuğunu daha yeni anlamış olan Deniz kısık sesle küfür etti ve dudaklarını birbirine bastırdı. Gözleri beni es geçip soruyu soran endişesini gözle görünür bir şekilde belli eden arkadaşıma şüpheyle baktı. "Açık konuşacağım. O sen misin Ece?" Ece şaşkınlıkla kalakalırken benimde ondan pek bir farkım yoktu.
Cidden mi?
-
*Nazım Hikmet RAN'ın değiştirilmiş bir sözüdür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bilinmeyenli Denklem || Texting
Historia CortaEge: Beni Böyle güzel seven birinin olduğunu asla unutmadan yaşayacağım Ege: Seni bulacağım Ege: Aşık gözlerinden ses tonunu Ege: Ezberleyeceğim seni bilinmeyen Ege: Ve bir daha asla bu lanet kafamdan silinmeyeceksin Ege: Tıpkı benim senin kalbi...