Best Friends with Royalty
Bölüm 9 : Senin için
Çeviri: Xingwu
Gezi ciddi bir şekilde sona ermişti. Herkes, kaldıkları odanın etrafında sessizce bekliyordu. Sehun ve Tao ne olup bittiğini bilmese bile, (Chanyeol Sehun’a söylemek istememişti, Jongin’de Tao’nun konuyla bir ilişkisinin olduğunu düşünmediği içi söylememişti) bir şeylerin olduğunu hissetmişlerdi ama yine de onlarla gitmişlerdi. Kris ve Baekhyun, kısa süre sonra öğrenmişlerdi, ve hazır bir şekilde bekliyorlardı.
Herkes kendi düşünceleri içinde kaybolmuştu, etraf sessizdi. Yürüdüler, durdular, su içtiler, tekrar yollarına devam ettiler. İki araba, şehrin sınırında bekliyordu.
O arabalar, onları saraya götürmek içindi. Baekhyun, Chanyeol ile olanları konuşmak için, onun arabasıyla gidecekti. Baekhyun konuşmak istese bile söyleyeceği kelimeleri geri yuttu, arabada Sehun olduğu gerçeğini unutmuştu. Sehun olanlardan tamamen habersizdi ama ortamdaki gerginliği fark ediyordu, gerginliği biraz azaltmak için konuşmaya çalıştı. Kimse mayonez, hardal ve buzdolabı ile ilgili yaptığı şakaya gülmemişti, susmayı tercih etti, otuz saniye sonrada Luhan rubik küpünü kaldığı yerden çözmeye devam etti. Sehun saçma olduğu ile ilgili bişeyler mırıldandıktan sonra, yolculuğuna sessizlik içinde devam etti.
Sonunda saraya gelebilmişlerdi, herkes arabadan indi ve kendi yönlerine doğru ilerliyorlardı. Luhan Chanyeol’a eğilerek selam verdi ve sonra Sehun’u çalıştırmak için onun yanına gitti.
Chanyeol, Jongin ve Baekhyun sonunda yalnız kalabildiklerinde, Chanyeol, Baekhyun’un omzuna alnını yasladı ve derin nefesler alıp verdi.
“Yoruldum, Baekhyunnie,” Chanyeol mırıldandı ve gözlerini kapattı.
“Her şey yolunda olacak,” Baekhyun, Chanyeol’ün ona yine o isimle seslenmesine sinirlenmeden, fısıldadı. Chanyeol’ün belini ovuşturarak rahatlatmaya çalışıyordu.
Jongin, kardeşiyle ilgilenen kişiye bakıyordu. İkisinin arasındaki konuşmalara baktığında duygulandığını hissetti, neden böyle salakça hissettiğini bilmiyordu.
Baekhyun’dan gelen rahatlatıcı birkaç kelimeden sonra, Chanyeol ayağa kalktı ve gözlerini ovuşturdu. Baekhyun gülümsedi, ona merak etmemesini ve herşeyin güzel olacağını söylemişti.
Jongin, telefonuna mesaj geldiğini görünce ekranı kaydırarak mesajı açtı.
|Onları bilgilendirdim. Komut için hazırırz.|
Kyungsoo’nun mesajı Jongin’in yüzünü gülümsetmişti.
“Çocuklar, plan tamam,” Jongin telefonu gösterdi, “Kyungsoo’da güçlü kişiler var.”
Aralarında ki geçen üç konuşma; Kyungsoo’nun nasıl ağırlayacağı, taktikleri ve kişileri nasıl dağıtacakları hakkındaydı.
Tartışma ilerledikçe, Chanyeol endişeli olmaya başlıyordu. Bu olayda kaç kişi oldukları bilinmiyordu, ama artık her şeyin farkındaydı.
Soyeon’un kontrol altına aldığı kimler vardı bilmiyordu. Saldırısının kesin zamanını bilmiyordu. Saldırısının yerini bilmiyordu. Yanlış bir şeyler yaptığını biliyordu, herşeyin kaybolmasına sebep olabilirdi.
Chanyeol ‘Veliaht Prens’ olarak bilindiğinden beri yanında çok destekçisi vardı. Kardeşlerinin, arkadaşlarının, asker liderlerinin, diğer ülkelerin bile haberi vardı. ‘Taht’ için hazırlanıyordu. Ülkenin insanları onu çoktan kabul etmişti.
Ancak, onun ablası, Park Soyeon en acı düşmanlarından biri olarak, tahtı almak için onunla birlikte mücadele veriyordu. Bir kadın saltanatı için bu doğal değildi, ülkenin hükümdarı için güç kazanmaya çalışıyordu, Chanyeol bunu kabullenmişti ama yersiz görüyordu.