Ateş'e Sürgün - Hanzade Serisi 2

Bir bükle kızıl saç

Sabahın seheri denilecek saate uyanmıştı, Ateş yüzündeki bir bükle kızıl saç ve boyuna sarılı olan kolu hissettiğinde gülümsemeden geçememişti. Deli deli uymasına git gide alışmaya başlamıştı, iki gecede hiç bir insana alışmayacak kadar alışmıştı. Filiz başını çevirdiğinde dudaklarına değen yanakla gözlerini açmıştı, uyku mahmurluğuyla daha güzel göründüğünü görmüştü. Ateş genç adın geri çekilemiyordu uyku tatlı geliyordu aynı anda dudağına değen yanakta öyle. Denize düşen yakamoz kadar güzeldi gözleri, yeşilliklerine yorgunluk düşmüş bile olsa. Tekrar kapandığında Ateş panikle uzaklaşmamasına şaşırmış yüzünde derin bir gülümse ile uymak için gözlerini kapatmıştı. Filiz'in saçları her ikisinin yüzünü sarıp sarmalamıştı.

Bir-iki saat sonra her ikiside gözlerini aynı anda açmıştı, tekrar sarmaş dolaş olmuşlardı. Her ikisinin nefesi birbiriyle sevişiyordu adeta. Ateş istemsiz elini kaldırıp hem kendi yüzünü örten hemde karısının yüzünü örten saçları çektiğinde konuşsa dahi genç kadının dudağına dokunacağını fark etmişti. Birbirlerine bir süre öyle baktıktan sonra bu defa yataktan ağır ağır kalkan Filiz olmuş her iki eliyle yatağı bastırmış başını geriye atıp gerneşmişti, genç adam açıkta olan boyundan öpmek istemişti. Gözleri yavaşça boyundan aşağı kaydığında açıkta bıraktığı düğmeler yüzünden, üst takım omzundan aşağı sarkmış ve sütyeni dolgun göğüsleriyle göz doyurmaya koyulmuştu. Filiz tamam oturur halde doğrulduğunda hissettiği gözlerle birlikte boyunun eğmiş ve manzarayı fark etmişti. Elini hemen kaldırıp düzeltmek istesede içindeki ses durdurmuştu, onun yerine kızıl uzun dalgalı saçlarını tek bir tarafına toplamış görsel şöleni dahada güzel kılmıştı. Ateş kendisiyle oynan bu oyundan zevk almaya başlamıştı, başına geleceklerden hayatında hiç aşık olmamış kadar olacaklardan habersiz.

Filiz yavaşça yataktan kalkmış ve ilerlerken üzerini düzeltmişti. Yeteri kadar görsel şov yaptığını düşünmüştü, öğretmenlikten ya da çocukluktan kalan alışkanlıkla ilk ılık bir duş almak istemiş. Kıyafetlerini hazırlayıp yanına almıştı bu defa, banyoya girdiğinde hızla kapıyı kapatıp yaslanmıştı. Kalbi deli gibi çarpıyor, titreyen parmaklarını dudaklarına götürmüştü. Dudaklarına dokunan nefesine gülümsemişti, kıyafetlerini dikkatlice asmış ve suyu açmıştı. Kendini suyun altına bıraktığı sırada, Ateş yatakta uzanmaya devam ediyordu yavaşça dönüp karısının yastığına uzanmış ve burnu dayayıp kokusunu içine çekmişti. Kulağı bir yandan akan sudaydı, kapanan su ile birlikte Ateş hızla uzaklaşıp yataktan çıkmış berjerlerin birine oturmuş kenarda duran telefonun gördüğünde, kalkıp hızlı adımlarla alıp gerisin geri oturmuştu. Hiç umurunda değilmiş gibi telefonuna bakıyordu, Filiz üzerini giymiş bir halde çıkmış ve yatakta kocasını görmediği için yüzü düşmüştü başını sağ tarafa çevirdiğinde berjerde oturmuş telefonla oynadığını fark ettiğinde canı daha çok sıkılmış ve havluyla sardığı saçlarını açmış beline kadar uzanan saçlarını taramaya başlamıştı hırsla. Saçını taramayı bitirdikten sonra yüzüne nemlendirici sürmüş, saçının ıslaklığını havluyla aldıktan sonra balık sırtı örmüştü saçını. Ne Ateş burdaymış gibi davranıyor ne de Filiz kocasının odadaymış gibi davranıyordu, ikiside tek kelime etmiyordu.

Filiz terliklerini giymiş, hızla çıkmıştı odasından koşar adımlarla merdivenleri inmişti. Sahra ve Rüzgâr uyanmıştı sadece tüm konak uyuyor gibiydi. Mutfaktan içeriye girdiğinde yengesi ve abisini gördüğü için korkuyla sıçramıştı Filiz çığlıkla. Attığı çığlık Sahra ve Rüzgâr'ın onu fark etmesini sağlamıştı. Sahra kocasının ve kendi fincanına kahve dolduruyordu, elinden cezveyi bırakıp genç kadınına yanına gelmişti hemen kenarda duran su bardağına su doldurmuş uzatmıştı; "Neden bu kadar korktun Filiz" demişti endişeli.

"Sizi görmeyi beklemiyordum yenge. Çok erken olunca"

"Doğru diyorsun. Üçüzler bizi pek uyutmadı hasta oluyorlar galiba" demişti esneyerek kahveyi doldurmaya ilerlerken; "sende içer misin Filiz" bir yandan tezgahta kahveyi dolduruyordu.