Dışarıya yağmur,
Yüreğime hasret,
Fikrime sen..
Nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden bir bilsen..Cemal Süreya
***
Filiz gözlerini henüz açmamıştı ancak saçlarında hissettiği nefes bedeni huzur kaplatıyordu, güçlü kollarıyla sanki tüm kötülüklerden korunuyordu. Biran her şeyi unutmuştu, sanki hiç bir şey olmamıştı, bu olanlar yaşanmamıştı. Genç adamın kokusunu içine çekmiş gözlerini açmamıştı yüzünde kocaman bir gülümseme yayılmıştı. Dudaklarını Asaf Ateş'in boynuna bastırmış minik bir buse bırakıp geri çekilmiş yüzünde kocaman bir gülümseme ile uykulu gevelemişti: "Günaydın sevgilim" demişti.
"Günaydın Sürgün'üm" dediğinde Filiz duyduğu sesle rüya olmadığını anlamıştı. Bedeninde hissettiği güçlü kollarda gerçekti, gözlerini açtığında hiç bir şeyin rüya olmadığına emin olmuş iteleyip hızla uzaklaşmıştı. Gözleri buğuluydu uykudan yeni uyanmıştı yüzünü ayırt etmeye çalışıyordu.
Asaf Ateş genç kadının itelemesiyle yataktan yere düşmüştü, böyle uyandırılmamıştı şimdi neden yerdeydi: "Ah! Ne güzel öpüyordun bu itme nedir ya" kolunu ovuşturuyordu. Filiz panik olmuş üzerindeki bluzu ve belirginleşmeye başlayan göbeğini görmemesi için yastığı kucağına almış sıkıca sarılmıştı, sarılmakla kalmamış üstüne üstelik bir de yüzünü gömüştü.
"Sen ne işim var burada" başını yastıktan kaldırıp sormuştu gözleri hemen kızarmış, bal rengi gözleri ortaya çıkmıştı.
"Sevgili karım buraya kaçmış onu almaya geldim" çapkın gülüşünü yüzüne takınmıştı ama canı hâlâ yanıyordu yüksek ihtimal komidin kenarına vurmuştu.
"Nasıl buldun beni" içinde hem bayram havası vardı, hemde acı: "git buradan Asaf Ateş! Sevgilin merak eder" demişti kendinide genç adamıda kanatarak.
"Benim senden başka sevgilim yok"
"Öyle mi! Benden başka sevgilin yok" demişti yatağın üzerinde ayağı kalkarak sinirlenmişti hatta gözü dönmüştü: "o gün ona bana dokunur gibi mi dokundun; beni öptüğün gibi mi öptün" gözlerinden yaşlar sicim gibi iniyordu. Genç adam karısının üzerindeki bluzunu gördüğünde yüzünde tuhaf bir tebessüm olmuştu. Özlemini o gece üstünde olan bluzu ile gidermişti peki ya kalbi nasıl özlemi gidermişti.
"Saçmalama Filiz ona dokunmadım"
"O yüzden mi duşa girdin! Tutkunun izlerini saklamasaydın"
"Sürgün! Senden başkasına ne dokundum, ne öptüm ne de sevdim" genç adamda sinirlenmiş ve ayağı kalkmıştı.
"Sana mı inanayım duyduklarıma mı?" Nefes nefeseydi yaşlarına hakim olmaya çalışıyordu ancak fazla başaramıyordu: "telefonu kapattıktan sonra onuda beni yıkadığın gibi yıkadın mı?" Sesi tamamen düşmüştü.
"Hayır! Hayır! Hayır! Filiz kimseye yapmadım sana yaptıklarım. Senle yaşadım onları nasıl düşünürsün"
"Ona bana dokunduğun gibi dokundun değil mi! Gözlerinin içine baka baka sevdiğin söyledin mi?" Kararan hava ve gök gürültüsü eşlik etmişti kavgalarına.
"Filiz dokunmadım! Sevmedim! Öpmedim anlasana ben bir tek seni sevmişim, ihanette uğradığımda bile gidişin kadar yanmadı canım. Anlasana be kadın sensiz hiçim" dediğinde gökyüzü ortadan ikiye yarılmıştı sanki.
"Yalan söylüyorsun"
"Söylemiyorum! Görmüyor musun bize yapılan oyunu Filiz. "
"GÖRMÜYORUM BAĞIRMA BANA" derken en çok kendisi bağırıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş'e Sürgün - Hanzade Serisi 2
Ficção GeralYıllar neyi ne zaman getireceğini gerçekten kimse bilmiyordu, Asaf Ateş Hanzade en küçük kız kardeşlerinin evliliğine dahi onay vermezken şimdi ağasının tek sözüyle kendini evlenirken bulmuştu. Kardeşi için kız istemeye giden Filiz Yıldırım kendini...