Kız isteme

5.9K 370 28
                                    

Gün o kadar hızlı geçmiştiki konak sakinlerinin hiç biri bu hıza yetişememişti, Sahra ara ara gelen sancıları yüzünden kolay kolay yerinden kalkmamıştı. Artık üçüzlerinin peşinden koşturamıyordu, gerçi üçüzler annelerinin şişen karnını görüp acımış gibiydiler. Biran olsun annelerinin dizinin dibinden ayrılmıyorlardı, Filiz kucağında bebeğiyle birlikte üçüzlerin yanına oturmuş legolarıyla birbirlerin kendi aralarında yaratıkları dil ile konuşup oyunuyorlardı. Filiz kucağında uyuyan minik bebeğine bakmış minik burnuna dokunmuştu işaret parmağıyla. Anne-kız gerçekten çok güçlülerdi, ne genç kadın bırakmıştı bebeğini nede bebek bırakmıştı annesini. Yangında beraber hayatta tutunmuşlardı. Banu silahla yaraladığında yine beraber tutunmuşlardı, bu zorlu hayata ama tek net bir gerçek vardı. Filiz her seferinde bebeği için kendi hayatından vazgeçmişti, Sahra sehpa üzerindeki su bardağını almak için uzandığında, karnına giren sancıyla iki büklüm bir şekilde inlemişti. Filiz sesle birlikte irkilmiş ve bebeğini dikkatlice kuzenlerinin yanına salanan beşiğe koymuştu.

"İyi misin?" Telaşla sormuştu.

"Bu kız yerinde durmaya niyetli değil gibi Filiz" rengi solmuştu sancının verdiği acıyla.

"Hastaneye gidelim mi? İyi görünmüyorsun"

"Hayır akşam isteme iptal olur bu durum aramızda kalsın Filiz daha doğuma en az üç hafta var endişelenmelerine hiç gerek yok"

"Yenge emin misin?"

"Evet sen bana güven" o sıra içeriye Hatun hanım girmişti gelinlerinin konuşmalarına tebessüm ile bakmıştı.

"Benim güzel kızlarım ne konuşuyor bakalım öyle hararetli" Sahra kayınvalidesini gördüğünde kocaman bir gülümseme ile durumu belli etmemeye çalıştı.

"Öyle havadan sudan anne. Balın ne kadar tatlı uyuyor öyle değil mi?" Konuyu hızla değiştirmişti çünkü biliyordu Hatun hanım sancısı olduğunu duyduğunda endişeleneceğini hiç maceraya gerek görmüyordu.

Kapı çaldığında evin tüm kadınları salon girişine bakmıştı kimin geldiğini anlayabilmek için, gelen Asiye'den başkası değildi. Kuzenleri bir araya bırakıp koltuğa kendini atar gibi bırakmıştı. Havanın sıcaklığı ve çocukların durmamazlığı yormuştu genç kadını. Tekrar kap çaldığında bu defa içeriye Dilan girmişti, kızgın bir şekilde kendini koltuğa atmıştı. Hatun hanım kızlarına bakıyordu ne olduğunu anlamaya çalışarak hadi biri evlatlarından yorulmuştu diğerini ne oluyordu öyle.

"Dilan bir selam sabah yok mu kızım ne bu sinir"

"Akşam ağabeyime kız istemeye gidiyorsunuz. Bana ne zaman haber verecektiniz düğün bittikten sonra mı Ana. Neden kimse beni adam yerine koymuyor" demişti sinirle ama bu sinirin nedeni kız istemeyi söylememiş olmaları değil belli ki başka etken yatıyordu altında. Hatun hanım bunu öğrenecekti öğrenmesine ama önce kızı eteğindeki taşlarını dökmesini bekliyordu.

"Dilan bak haberin olmuş ki geldin. Hem kim seni adam yerine koymuyormuş küçük hanımağa" demişti muzip bir şekilde küçük kızının gözlerine bakarak.

"Hepiniz" hâlâ çok sinirliydi.

"Sen anlat bakalım ne oluyor. Serhat'la kavga mı ettiniz yoksa"

"Anne boş ver" dediğinde yaşlı kadın anlamıştı kızının sıkıntısını.

"Belli ki etmişsiniz ne oluyor küçük hanımağa ne bu sinir" demişti Asaf Ateş büyük salonun kapısından içeriye girerken.

"Yok bir şey ağabey" demişti bu konu hakkında konuşmak istemiyordu. Sinirle bakmıştı Asaf Ateş'e gözlerinden ateş çıkıyordu sanki konağın ısısı yükselecek kadar.

Ateş'e Sürgün - Hanzade Serisi 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin