-6-

539 36 42
                                    

"Ben geldim!" Diye bağırdım yukarıya doğru.

Eve gelmiştim ve elimde elli tane poşet vardı. Lee çok zeki Yeonha markete beni yollamaya karar vermiş, kendisi bütün gün evde "Adventure Time" izlemişti.

Şaka maka, Jake çok şirin değil mi?

Hey, hey! Kendini toparla Danbi.

"Hoşgeldin ablaların en güçlüsü" demişti ellerimdeki poşetlere ithafen.

Yüzümü ekşitmiştim ve poşetleri yere bırakıp,

"Nerede benim ödülüm?" Demiştim gülerek.

Biraz sonra ikimiz de hem gülüyor, hem de marketten aldığım şeyleri dolaba yerleştiriyorduk.

Yeonha'ya bugün olan her şeyi anlatmıştım, Jongmin'e sinirlenmişti ama bir yandan da Namjoon'un beni sevdiğini savunuyordu. Aklım karışmadı diyemem.

Şu aşk dizilerindeki iki erkek arasında kalan kız olmak istemiyordum.

O gece Adventure Time izlerken telefonuma mesaj gelmişti.

Jongmin...

"Danbi konuşabilir miyiz?"

"Offf" dedim seslice. Yeonha gözlerini ekrandan ayırmadan ne olduğunu sordu.

"Jongmin 'Konuşabilir miyiz?' Yazmış" dedim bakışlarımı telefonumun bildirim çubuğuna sabitlerken.

Kardeşimin üzerime atlamasıyla kendime gelmiştim.

" 'Konuşalım ama telefondan' de, sonra hoparlöre al"

"Hayır, ben konuşurum sonra sana eksiksiz anlatırım tamam mı?"

Kafasını salladıktan sonra ayağa kalktım, aynı zamanda bildirimi açtım.

"Telefondan konuşacağız?"

"Peki..."

On saniye sonra telefonumun çalmasıyla duraksadım, sonra kendime gelip telefonu açtım.

"Efendim Jongmin?" Dedim sıkkın bir sesle.

"Danbi bak, ben bugün çok sinirlendim. Özür dilerim öfkemi kontrol edemedim. Hatta çok fazla saçmaladım, aish cidden özür dilerim, cidden... şey affedildim mi?"

"Ahh evet, senin suçun yok aslında, hepsi şu dedikoducu tayfanın suçu ama sen de biraz fazla abarttın tabii" dedim ve hafiften gülümsedim. Jongmin bugün öfke canavarıyken, şimdi tombik bir pamuk şeker gibiydi.

Eğer Jongmin'i tanımasam bipolar derdim, ama değil. Dengesiz de değil, bende hâlâ anlayamadım...

"Oh cidden rahatladım, teşekkür ederim. Bu olay bütün gün kafamı yiyip durdu. Sonra kendime dedim ki, 'Jongmin kendine gel, sen bu kızı çok seviyorsun, kaybetme!' Anlayışın için teşekkür ederim... sevgilim?"

"Ee, bir şey değil... sevgilim" dedim utançtan gözlerimi kapatarak. Halbuki o çok rahat bir şekilde söylemişti.

Benim haycanlandığımı anlamış olacak ki, kahkaha atmaya başladı.

"Utanma ama! Doğrular bunlar öyle değil mi?" Dedi ve tekrardan gülmeye başladı.

Daha fazla utancımdan kızarmamak için bir bahane uydurdum.

"Ah, Yeonha beni çağırıyor. İyi geceler pamuk şeker!"

"Pamuk şeker? Bunu sevdim, sana da iyi geceler kağıt helva!"

İkimiz de güldük ve telefonu kapattık. Mutluyum! Sevgilimle barıştım ve mutluyum.

Kapımı açmamla içeriye düşen bir adet Yeonha ile, kapımın dinlendiğini anladım...

Doctor |KNJ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin