-13-

385 34 29
                                    

"Namjoon?" dedim gözlerimi sonuna kadar açarak. Bu saatte burada ne işi vardı?

"Ee" dedi elini ensesine götürüp, "Şaşırdın galiba?"

Şaşırmak? Saat gecenin biriydi.

Ona garipseyerek baktım, "Galiba şaşırdım evet, saat gece bir olduğu için olmasın?"

Öne eğilerek benden özür diledi ve konuya açıklık getirdi,
"Aslında kapınıza geldiğimde Yeonha dışarıya çıkıyordu, galiba Hoseok'ta kalacakmış"

Yavaşça başımı salladım. Ardından devam etti,
"Sonra seni bir yere götüreceğimi, o yüzden geldiğimi söyledim, adımı unutmuşa benzemiyordu ama bana şey dedi..."

Merak etmiştim, Namjoon'a başka ne demiş olabilirdi ki?
Hiç beklemediğim bir anda devam etti,
"Enişte"

Gözlerimi sonuna kadar açmıştım, cidden bu kızın aklından ne geçiyordu? Ağzımı konuşmak için aralasam da çok utanmıştım.
"Ben onun adına özür dilerim" diyebildim en sonunda.

Beni asıl şaşırtan Namjoon'un cevabı olmuştu,
"Aslına bakarsak hoşuma gitmedi değil"

Konuyu değiştirmem gerektiğini hissettiğimde,
"Eve ne zaman girdin ki? Yeonha gideli çok oluyor?"

Aklına kötü bir şey gelmiş gibi gözlerini kısıp derin bir nefes aldı,
"Evine girdiğimde saat 00.30'du"

Kaşlarım istemsizce çatılmıştı. Yarım saat boyunca ne yapmış olabilirdi?

"Ama girişteki sehpayı görmedim, üzerine devrildim ama ses çıkmaması beni de şaşırttı"

Kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım, nasıl bu kadar sakar olabiliyordu, sehpayı göremeyecek kadar?

Namjoon'da benimle gülmeye başlamıştı. Utanmışa benziyordu, hem de fazlasıyla.

"Yha, Namjoon bu kadar utanmana gerek yok. Benim yanımda rahat olabilirsin"

Aman Allahım ne kadar da cesaretliyim! Cidden bunu nasıl söyleyebilmiştim?

Şimdi daha da çok şaşırmıştı ama bu durum fazla sürmemiş, gülümsemeye başlamıştı.

"Ah şey aslında söylediğim gibi, ben seni bir yere götürmek istiyorum"

Ben sormadan kendisi endişeyle cevapladı,
"Lütfen daha fazla soru sorma, zaten yapabileceğimi düşünmüyorum..."

Bana baktı ve parmaklarıyla oynayarak,
"Saatin kaç olduğunu biliyorum ama benimle gelir misin? Lütfen..."

Şu an o kadar tatlı duruyordu ki... reddetmenin büyük aptallık olacağını düşünüp kabul ettim.

Namjoon odadan çıktıktan sonra dizi yırtık kot pantolonumu ve uzun kollu tişörtümü giydim, geceleri hava az da olsa soğuyordu.

Komidinin üzerinde duran telefonumu da aldıktan sonra odadan çıktım.
************
Bir sahile gelmiştik... en huzur bulduğum yere.
Yan yana kumların üzerinde yürüyorduk, aramızda garip bir sessizlik vardı aynı zamanda garip bir bağ...

Hastaneye geldiği ilk günü düşündüm; Ona aşırı gıcık olmuştum, hastanenin genel cerrahi bölümünü lekeleyeceğini düşünmüştüm fakat o sandığımdan daha zeki, sabırlı ve dayanıklı çıkmıştı.

En önemlisi de yükümün yarısını üzerimden almıştı, bana farkında olmasa da yardım etmişti. Sonra günler geçmişti, aylar belki de... ona karşı bir çeşit duygularım oluştu, anlam veremediğim duygular... önce onu gördüğümde saçımı düzeltme ihtiyacımla başladı, şimdi ise bu duygular öyle bir hal aldı ki, her zamankinden daha fazla hissediyorum.

Bir anda elimi tutmasıyla yerimde tutulup kaldım. Mecburen o da durduğunda diğer elimi de elleri arasına aldı, sonrasında gözlerimin içine bakmaya başladı.

Aşk itirafı mı alacaktım yani? Kalbim hızlanmaya başlamıştı ve şu an istediğim tek şey sesini duymamasıydı.

Namjoon sinsice sırıtıp,
"Özgüvenim son derece düşüktü ama kalbinin sesini duyunca kendime güvenim geldi" dediğinde yerin dibine girebileceğimi hissettim.

Ben neydim böyle, aptal falan mı?
Ne diye bu kadar heyecanlanıyordum ki?

"O zaman ben direk konuya gireyim" gözlerini benimkilere kenetlemişti, bana ne yapıyordu bilmiyordum ama gözlerimi hareket ettiremiyordum.

"Lee Danbi, hastaneye ilk geldiğim günden beri sana karşı duygularım vardı, ilk başta kendi kendime konuşup kalbimi kontrol altına almayı denedim fakat işe yaramadığını görünce daha fazla kendimi kandırmak istemedim. Seni seviyorum Danbi, benimle çıkar mısın?"

Arkasından şu ana kadar nasıl fark etmediğimi anlamadığım, kırmızı bir gül çıkardı ve bana uzattı.
Gülü gülümseyerek elime aldım ve gözlerine bakmayı sürdürerek cevap verdim,

"Ben de seni seviyorum Kim Namjoon, teklifini kabul ediyorum"

Beni kendine çekip sarıldığında anında karşılık vermiştim.
İşte şimdi anlam veremediğim duygularımın ismini bulmuştum; aşk...

Doctor |KNJ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin