-8-

432 32 36
                                    

"Ne oldu Danbi?" Dedi Jin kaşları çatık bir şekilde, dikkati üzerime çekmeyi başarmıştı.

"Sadece bilinmedik bir numaradan mesaj geldi o kadar" dedim. Sakin görünmeye çalışıyordum fakat avucumun içi terliyordu.

"Bakabilir miyim?" Dedi Yoongi telefona uzanırken

Bakmaması lazımdı.

Telefonu geriye çekmemle bana bakması bir olmuştu, deminki odağı olan telefonumdan ayrılmıştı.

İşin garip tarafı Jongmin hiçbir şey yapmıyordu, öylece izliyordu.

"Danbi, ver şu telefonu!" Dedi Yoongi sinirli bir şekilde.

Umarım gözünden çıkan alev topları beni yakmazdı.

"Pekâlâ" dedim, dizilerdeki salak kızlar gibi olmak istemiyordum.

Telefonu ona uzatmamla çekmesi bir oldu.

Herkes Yoongi'ye doğru eğilmişti, ne güzel (!)

"Bu ne demek oluyor ve bu numara kim?" Bu sefer Jimin konuşmuştu.

"Bilseydim bilinmeyen numara diye hitap etmezdim"

Yoongi numarayı aramayı denedi ama tahmin edebileceğiniz gibi açmadı.

Telefonu elinden çekip aldım ve mesaj yazmaya başladım, şimdi herkes benim etrafımda toplanmıştı.

Jin ikide bir "Dikkatli ol" diye uyarıyordu.

Nedenini ben de bilmiyordum.

Mesaj gayet basitti, salağı oynayacaktım.

"Kimsiniz?"

Cevabın gelmesi uzun sürmedi,

"Sen daha iyi bilirsin"

Etrafımda toplanmış yedi çift göz bana şüpheyle bakıyordu.

"Ben bir şey bilmiyorum" bunu sesli söylemiştim.

"Böyle salakça kelime oyunlarına ayıracak vaktim yok, kim olduğunu da söylemeyebilirsin ama beni rahat bırak"

Mesajı yollar yollamaz engelledim ve telefonumu kapattım, herkes derin bir iç çekince önemsendiğimi anladım.

İyi hissettirmişti.

*********

Yeonha eve gelince benim tayfa çoktan gitmişti.

"Ee eğlendiniz mi bakalım?" Dedim anne edasıyla, sanırım yaşlanıyordum.

"Evet fazlasıyla" diye cevaplayıp yüzündeki gülümsemeyi daha da yayan kardeşime şaşkınlıkla bakıyordum, kaç yıllık kardeşimi ilk defa böyle görüyordum.

Televizyondan bir korku filmi açtım, Yeonha'ya da izlemeyi teklif ettim ama yatıp uyuyacağını söyledi. İtiraz etmedim.

*********

Sabah kalktığımda her yerim tutulmuştu, kanepede uyuyakalmıştım. Korku filmi izlerken.

Ayrıca telefonuma bir sürü mesaj gelmişti, farklı bir bilinmeyen numaradan.

Aynı zırvalıkları geveleyen mesajları gördüğümde hiç vakit kaybetmeden engelledim, işe gitmem ve kafamı kurcalayan şeylerin olmaması lazımdı.

********

Odama çantamı koydum, tam çıkıp yeni asistanlarımla tanışacakken odama Jongmin girdi.

"Bir şeye mi ihtiyacın vardı?" Dedim şirin bir tonda, dün beni korumaması hafiften canımı sıkmıştı ama üzülmemesi için söyleme-

"Ayrılmak istiyorum"

Üzülebilirdi.

"Neden?" Diye sordum, sesim daha fazla dayanamayıp benden izinsiz ciddi çıkmıştı.

"Bak 'Sen benden daha iyilerine layıksın' gibi şeylere girmeyeceğim, seninle çıkmadan önce benim bir kız arkadaşım vardı zaten, yani evet ikinizi aynı anda götürüyordum."

"Aşağılık" diye fısıldadım ama sessiz söylememe rağmen duyduğuna emindim.

"Yani hanginizle daha iyi anlaşırsam onunla dev-"

"Bence yeter" dedim, daha fazla dayanamayacaktım.

"Lütfen odamdan çık Jongmin, ve benimle de konuşma olur mu?"

Baş sallamakla yetindi ve odamdan çıktı.

Harika şeyler üst üste geliyordu, aman ne güzel (!)

Kafeteryaya inemeden asistanlarımla görüşmem lazımdı, bir de bunlar çıkmıştı.

*******

Karşımda iki kız bir tane de erkek asistan duruyordu, gülümsedim ve konuşmaya başladım.

"Merhabalar, ben Lee Danbi" dediğimde beni dikkatle dinlediklerini fark ettim.

"Seoul Ulusal Üniversite Hastanesi'nde okudum ve burada işe girdim, üç senedir genel cerrahi bölümünde çalışıyorum, başka ayrıntıya gerek yok. Şimdi siz bana kendinizi tanıtın" dedim ve en baştaki kısa boylu kızı gösterdim.

**********
Asistanlarımla tanışmıştım ve aralarında beni şaşırtan olmamıştı. İdare ederlerdi.

Gün içerisinde aklıma sürekli Jongmin geliyordu, her boş anımda.

Kafamı birinin göğsüne çarpmamla bunun Yoongi olduğunu anladım,

"Dün gece hiç uyumadın mı, ne bu dalgınlık?" Sonradan aklına dünkü olay gelmişti "Gerçi o mesajlardan sonra ben olsam ben de uyuyamazdım"

Açıklama yapacaktım, içimi dökmeye ihtiyacım vardı.

"Uyudum, hem de çok rahat bir biçimde"

"Sıkıntı ne o zaman? Seni üzen bir şey mi var?"

Başımı salladım. Evet beni üzen bir şey vardı.

"Danbi, ne olduğunu anlatmak ister misin?" Dedi güven verici derin sesiyle.

Ona da başımı salladım.

***********
Kafeteryada kahvelerimizi yudumlarken Jongmin olayını baştan sona anlattım.

"Pislik" diye tısladı, aynı benim gibi.

"Ben de öyle düşünmüştüm" dedim üzgün bir tavırla. Kahvemin içinde durduğu karton bardağın ağız kısmıyla oynuyordum.

"Cidden kalbim çok kırıldı biliyor musun Yoongi?" Dedim ona bakmadan, bana cevap veren Yoongi değil, arka masamda oturan Namjoon'du,

"Jongmin'le sağlam bir konuşma yapmanın vakti gelmiştir o zaman, kimse benim kızımın kalbini kıramaz!"

Ben diyordum BU ÇOCUK
B İ P O L A R...

Doctor |KNJ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin