-18-

236 24 7
                                    

Önce ne demek istediğini idrak edemedim. Kaşlarım istemsizce çatılmıştı, gizli sapığım en yakın arkadaşlarımdan biri olabilir miydi? Ya da bir ihtimal... sevgilim?

"Bakın hiç hoş değil!" Dedim sırtımı kapıya vererek. Neden bilmiyordum ama kendimi son derece tehlikede hissediyordum.

"Danbi sakin olur musun? Bizim olmadığımızı biliyorsun. Değil mi?" Hoseok elleriyle sakin olmamı gösteriyordu, endişeli gözlerle bana bakmayı da ihmal etmiyordu.

Şu an herkes gözüme şüpheliymiş gibi geliyordu. Yıllarımı beraber geçirdiğim arkadaşlarım, erkek arkadaşım bile... belki de psikolojim bozulmuştu ve şu an fazla paranoyaklaşmıştım fakat beynimin ayaklarıma verdiği tek bir komut vardı: Koş!

"Bu numara her kimse senin, bizden şüphelenmeni istiyor, farkında değil misin?" Namjoon konuştuğunda bir daha düşündüm: Şu ana kadar beynim beni hiç yanıltmamıştı. İlk kez yanılmasını istiyordum, ilk kez haksız çıkmak istiyordum. İlk kez beynime uymamak istiyordum...

"Tamam, özür dilerim ben sadece bir an bilemedim. Sizden şüphelenmem ahmakça bir şeydi" yere bakarak konuşmuştum çünkü gerçekten çok utanmıştım. En yakınım dediğim insanlardan şüphelenen bir salaktım işte. Başka bir şey değil.

"Şu an seni bu ortamdan çekip çıkarmak istiyorum, salakların içerisinde IQ seviyem düşüyor. Aralarından biri olduğumu bile anlayamadılar... fikrinden vazgeçme sevgilim, kimliğimi bulmaya çok yakınsın. Bu odanın içinden birini bulmak zor olmayacaktır. Yedide bir şansın var ;)"

Bana ilk defa bu kadar uzun bir mesaj atıyordu, dolayısıyla bu beni şaşırtmıştı. İçeriğini okuyunca ağzımın açılmasına engel olamadım. "Bu adam kafayı yemiş" fısıltıyla kendi kendime mırıldandım.

"Hey, gizli numaranın Min Ho olmadığını da bildiğimize göre... kim o zaman?" Taehyung eliyle çenesini kaşırken konuşmuştu. Fazlasıyla düşünceliydi, bu olaya gerçekten bir son vermek istiyor gibiydi bu yüzden onu şüpheliler listemden çıkartmıştım.

"Elimizde hiç şüpheli kalmadı" Yoongi ellerindeki yüzükleriyle oynuyordu. Onunla gerçekten uzun zamandır arkadaştık, bana böyle bir şey yapabileceğini düşünmüyordum. Ya da sadece sapıklığı Yoongi'ye konduramıyordum, bilemiyorum.

"Hey Danbi! Orada mısın?" Jimin elini suratıma yakın bir yerde sallayıp gözlerimin içine bakıyordu.

"Evet, buradayım. Başka bir şüpheli arıyordum" yalan söylemiştim. Onlara hâlâ sizden şüpheleniyorum diyemezdim değil mi? Kesinlikle kalpleri kırılırdı ve bu benim isteyeceğim bir şey değildi. Onlara cidden çok değer veriyordum fakat gizli numaranın söyledikleri doğruysa, içimizden birimiz, benim onu sevdiğim kadar, beni sevmiyordu.

Saate baktığımda mesaimin bitmiş olduğunu gördüm fakat bugün nöbet tutacaktım o yüzden eve gidemezdim. "Pekala, ben acile iniyorum beni ararsanız oradayım" dedim ve gülümseyerek odadan çıktım.

Hızlı hızlı merdivenleri indim ve acile geldim. Asistanlarımı danışma masasının yanında gördüğümde adımlarımı daha da hızlandırdım fakat onların yanına zamanında gidebilecek kadar hızlı değildim. Bir adam asistanlarıma yaklaşmış bir şeyler konuşuyordu. Sadece bir hastaydı büyük ihtimalle, asistanlarım için iyi bir tecrübe olabilirdi. Sonuçta biz cerrahlar sadece ameliyat yapmıyorduk, hastalarla da konuşuyorduk.

Harin'in "Biz onun asistanlarıyız" dediğini duyduğumda durumun benimle alakalı olduğunu anlayıp tekrardan oraya doğru yürümeye başladım.

"Buyurun efendim bir şey mi istemiştiniz?" Dedim gülümseyerek. Adam ya benim yaşlarımdaydı ya da biraz daha büyüktü, hesaplarıma göre 1.80-1.85 boyunda, siyah saçlı ve tarzı ile bütün kızların dikkatini çekmeyi başaran biriydi.

"Siz Lee Danbi'siniz değil mi?"
Sorduğu soruyu başımla onayladım ve tekrardan sorunun ne olduğunu sordum.
"Sizinle mümkünse özel bir şekilde konuşmak istiyorum"

Asistanlarıma baktığımda Minji ağzını hareket ettirerek "Biz idare ederiz" demişti. Onlara gülümsedim ve adama döndüm "Tabii, buyurun" dedim ve koridoru gösterdim.

Biraz sonra adam iç çekip konuya girdi, "Bak Danbi sana uzun zamandır söylemem gerekiyordu fakat sana bir türlü ulaşamıyordum. Sonunda bu hastanede çalıştığını öğrenince hiç vakit kaybetmeden geldim"

Benim bildiğim, yeni tanıştığınız biriyle gayriresmi konuşmazdınız. Yani en azından ben onu tanımıyordum bu yüzden soramadan edemedim. "Pardon ama sizi tanıyor muyum?"

Gülümsedi ve cevapladı, "Doğru ya kendimi tanıtmayı unuttum, ben Jay. Lisede beraber okumuştuk hatta, belki hatırlarsın. Gerçi o zamanlar fazlasıyla içime kapanıktım kimse beni tanımıyordu" burukça gülümsediğinde otomatikman ben de gülümsedim.

"Üzgünüm Jay, fakat seni hatırlayamadım" birini hatırlayamadığım için bu kadar suçlu hissedebileceğimi hiç tahmin etmemiştim.

"Sorun değil" biraz bekleyip devam etti, "Sana vereceğim bilgi çok gizli sana güvenebilir miyim?" Bana dönüp omuzlarımdan tuttuğunda ona neden eski bir tanıdığına bu kadar güvendiğini sormak istedim fakat yapamadım.

Onun yerine
"Tabii, güvenebilirsin" dedim. Gülümseyip iç çekti, "Şu an aslında yapmamam gereken bir şey yapıyorum" kaşlarımı çattım.
"Ne demek istiyorsun?" Dedim merakla. Cidden merak etmiştim, ne yapıyordu ki?

"Ben aslında bir ajanım. Bunu sana söylememem gerek fakat bana başka türlü inanmazsın" elini arka cebine attı, cüzdanımsı bir şey çıkarttı ve bana uzattı. Şüpheyle içini açtığımda gerçekten doğru söylediğini anladım. Kore'nin bilindik bir güvenlik şirketiydi ve bu şirketin ajanları olduğu doğruydu...

"Pekala, neden ajan olduğunu bana söyledin?" Tek kaşımı havaya kaldırarak cüzdanı ona geri uzattım.

"Sana şu sıralar garip mesajlar geldiğini biliyorum"

Ne saçmalıyordu?

"Ve bunları sana kimin gönderdiğini de biliyorum"

Cidden... ne saçmalıyordu?







Yazar notuuu:
Merhabaaa!!! Jay abimiz yeni bir karakter. Onu çokça sevin, ya da sevmeyin belki yalan söylüyordur bilemem pekdpsm
Bu arada sınava girmeme çok az kaldı, biraz stresli gibiyim. Arada bir buraya uğruyorum ben de ne yapayım🤷🏼‍♀️ Güzel yorumlarınızı gördükçe daha çok bölüm yazasım geliyor çok teşekkür ederim sizleri seviyorum❤️

Doctor |KNJ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin