-17-

268 27 31
                                    

Kulağımdaki Bluetooth bağlantılı kulaklığımın tuşuna basıp konuştum, "Sesim geliyor mu?"
Olumlu yanıt aldığımda hafiften gülümsedim.

Şu an Lee Min Ho'nun hastane kafeteryasına girmesini beklediğime inanamıyorum. Neden bu planı kabul etmiştim ki sanki? Polisi aramak en doğrusuydu fakat buna neden yanaşmadığımızı bilmiyorum.

"İçeri girdi. Ona doğru gidiyorum" dedim kulaklığımdaki tuşa basılı tutarken.

"Hey Doktor Lee! Nasılsınız?" Sorduğum soru karşısında afallamıştı, beklemiyordu anlaşılan.

"B-ben i-iyiyim sen?" Elini ensesine attığında en içten gülümsememi sundum ve plana sadık kaldım, "Bu akşam beraber kahve içmek ister misiniz? Bu sıralar göz anatomisine sardım. Birkaç Bilgi verirseniz çok sevinirim. Hem belki birbirimizi daha yakından tanımış oluruz, arkadaş olabiliriz mesela?"

"Ee, ta-tabii fakat neden benimle arkadaş olmak istiyorsun ki? Erkek arkadaşın bana düşman gibi..." Tam cevap verecekken kulaklığımdan Namjoon'un sesi geldi, "Düşmanım zaten gerizekalı" kendimi gülmemek için zor turşumda bu pek mümkün olmuyordu. Yüzümde psikopatça bir sırıtış olduğuna emindim.

"Şey aslında o gün ameliyatı çok iyi geçmemişti. Yani genel anlamda sinirleri biraz bozuktu anlarsın ya. Bilerek yapmadığına eminim" stresli bir şekilde gülümsedim, anlamamasını umuyordum.

Beş on saniyedir cevap vermemişti ve bu beni korkutuyordu "Neden cevap vermiyor bu adam?" Bu sefer Jimin konuştuğunda daha da çok gerilmiştim. Bir şeyler çok fena bir şekilde ters gidiyordu.

"Hey, Doktor Lee orada mısınız?" Elimi gözünün önünde salladığımda silkinip kendine geldi, "Tabii arkadaş olabiliriz fakat önce bana dürüst davran. Demek istediğim bir 'Arkadaş' gibi, kulaklığından neden bir müzik sesi yerine ne yapman gerektiğini söyleyen sesler geliyor?"

Kocaman bir siktir!

"Danbi kıvır bir şekilde!" Jungkook sessizce bağırmıştı. İronikti fakat yapmıştı.

"B-bundan müzik sesi geliyor zaten, sanırım beni yanlış anladınız. Ben sadece müzik dinliyordum hatta bakın," yavaşça kulaklığımı çıkardım, Jungkook'un müzik açması için zaman kazanıyordum. Tanrıdan tek dileğim Jungkook'a yeterince vakit kazandırmış olmaktı.

Elimden kulaklığı şüpheci bir tavırla alıp kulağına götürdü, evet başarmıştım, Jungkook'da başarmıştı ve müzik açmayı başarmıştı. Dinlediğim müziklerden biri değildi fakat en azından bir tane açmayı başarmıştı.

"Oh ben özür dilerim Danbi, gerçekten hadsizce davrandım. Bir an için gaipten sesler duymuş olmalıyım. Tekrardan özür dilerim" önümde yaklaşık üç dört kere eğildi ve hızlı adımlarla uzaklaştı.

"Hey bunun böyle olmaması gerekiyordu!" Jungkook huzursuzca söylendiğinde gözlerimi devirip kantinden çıktım ve Yoongi'nin odasına doğru yürümeye başladım. Beni orada bekliyorlardı.
***********
"Beyler bakın bu böyle olmayacak. Polise neden haber vermiyoruz?" Sorduğum soru karşısında telefonum titredi, önlüğümün cebinden çıkarıp ekrana bakmamla küçük dilimi yutmam bir oldu.

"Polisleri bu işe karıştıramazsın bebeğim..."

Hızlıca gözlerimi etrafımdaki en yakın arkadaşlarımda gezdirdim. Onlardan şüphelenmemem gerekiyordu biliyordum fakat... elimde değildi. Hastanenin kamera sisteminin güvenlik duvarını aşmış olamazdı... ayrıca böyle şeyler ancak filimlerde olurdu ve biz bir filmin içinde değildik... Bizden biri olma düşüncesi midemi bulandırmıştı fakat sormam gerekiyordu...

"Bakın, bu gizli numaranın içimizden biri olmadığını neden biliyoruz?" Dehşet içinde bana bakan yedi çift göz görmemle suçluluk duygum daha da katlanmıştı. Ta ki,

"Oyunumuzun sonuna yaklaşıyoruz galiba... daha önce çözmeni beklemiştim, sandığım kadar zeki değilsin"

Gibi bir mesaj ekranımda belirene kadar...

Doctor |KNJ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin