-24-

247 22 9
                                    

Jungkook hapse gireli bir ay oluyordu. Koskoca bir ay...

Bunca yıldır sırtımı dayadığım insanın böyle iğrenç şeyler yapması hoş değildi, hiç hoş değildi.

Jungkook'la yüzleşmeye gidecek cesareti henüz bulamamıştım. Her ne kadar polisler onu karakola götürürken bir şey yapmadığını söylese de kimse ona inanmamıştı.

Kalbim, ona inanmayı çok istiyordu fakat beynim buna izin vermiyordu. Tabii mantıklı düşünecek olursak bir daha yüzünü bile görmek istememem gerekirdi, fakat yapamıyordum. Sanki bu olanların suçlusu o değilmiş gibi geliyordu. Neden böyle hissediyordum?

Hastanede Jungkook'un dedikodusunu yapan insanlara kötü bakışlarımı yolluyordum. Başka ne yapabilirdim ki?

Jungkook'un artık boş olan odasının önünden geçerken derin bir iç çektim. Neden ona acıyordum ki? Ona acıyor olmam mantıklı bile değildi.

"Hey, bugün hapishaneye gideceğim. Eğer gelmek istersen diye şey ettim" Jin'in sesiyle kendime geldim. Evet hapishaneye gitmeyi çok istiyordum, ona soracağım tonlarca soru vardı fakat bir yerlerim yemiyordu.

"Gelirim, belki" dedim en sonunda kısık bir sesle. Jin gülümseyip çıkışta kendisini lobide beklememi söylemişti. Sadece kafamı sallayıp ameliyathaneye doğru yürümeye başladım.

İşim ve özel hayatımı karıştıran bir insan değildim, olmayacaktım da. Bu yüzden kendime gelmek için yüzümü yıkadım, ardından sterilizasyonumu yaptıktan sonra içeriye girdim.

"Gastrik by pass* ameliyatına hazır mısınız?" Dedim asistanlarıma bakarak, en eski obezite cerrahisi yöntemlerindendi fakat eskimesine rağmen herkes kullanıyordu.

"Bisturi!" Hastayı açtıktan sonra asistanım Harin'e bıçağı verdim ve yemek borusunun biraz ilerisine mide cebi oluşturmasını izledim. Kusursuzca işlemi tamamladığında gülümsedim. Onca şey yaşamama rağmen her zamanki gibi iyi bir hocaydım. Duraksadığını hissettiğimde müdahale ettim, "Doğru yapıyorsun Harin. Devam et"

Her ne kadar maskesi olsa da gülümsediğini hissetmiştim. İnce bağırsağın ucunu dikkatle kavrayıp mide cebine diktiğinde ameliyatın büyük kısmı tamamlanmıştı. "Aynen böyle Harin. Çok iyi" dedim neşeli bir tonda ve devam ettim, "Hastayı kapatın, ardından acilde size bıraktığım dosyaları inceleyin" Üçünün kafası da aşağı yukarı sallandığında başımla selam verip ameliyathaneden çıktım.

Maskemi, eldivenlerimi ve önlüğümü çıkartıp ellerimi yıkamaya başladım. "Bugün hapishaneye gidiyormuşsun?" Namjoon'un sesini duymamla kafamı kaldırdım. Aynadan göz kontağı kurdum ve gülümsedim. O ise pek mutlu görünmüyordu.

"Evet, Jungkook'a sormak istediğim bir sürü soru var" dedim gözlerimi kaçırarak. Bu konuyu konuşmak cidden rahatsız ediciydi.
"Bunu neden bana söylemedin?" Diyip kaşlarını çattığında arkamı döndüm ve ayna aracılığı olmadan, direkt gözlerine baktım. "Gördüğün gibi ameliyattan yeni çıktım. Şimdi sana haber vermeye gelecektim" sesim biraz sinirli çıkmıştı fakat haklıydım.

Burun kemerini sıkıp yanıma geldi. Özür dileyip sarıldığında kızgınlığım aniden geçmişti. O da bugünlerde çok geriliyordu, anlayışla karşılıyordum.
***
"Neden bunu yaptın Jungkook?" Karşımdaki çökük yüze bakıyordum. Berbat görünüyordu. Gözlerinin altı morarmış, saçları karışmıştı. "Bir şey yapmadım, yemin ederim. Ben. Hiçbir. Şey. Yapmadım" kelimelerin üzerine basa basa konuştuğunda iç çektim. Ona inanmamam gerekiyordu.

"Jay seni hep kandırdı Danbi. Neden bize onunla tanıştığını söylemedin ki?" Gözleri dolmuştu ve sesi çatlamıştı. Ne demek istiyordu? Kim kimi kandırıyordu?

"Jay beni kandırmadı Jungkook. Aksine, seni... yakaladı" gözlerinin içine bile bakamamıştım. Ne olursa olsun yapamıyordum. Onun bunu yaptığına inanmak istemiyordum. Jeon Jungkook, bu değildi. O her zaman keyifle konuşan, esprili, işinde çok başarılı bir kalp cerrahıydı. Aynı zamanda benim altı senelik dostumdu. En önemlisi de buydu ya zaten...

Jungkook hiçbir zaman utangaç biri olmamıştı, ya da sapık biri. Bu, olayı daha da ilginç yapıyordu. Eğer bana karşı bir duygu beslemiş olsaydı kesinlikle bunu bana söylemekten çekinmezdi. Bundan emindim. Fakat kanıtlar yalan söylemezdi değil mi?

"Jay sana yaklaşmak için her şeyi yaptı. Senin ondan şüphelenmemen gerekiyordu. Bu yüzden elinden geleni ardına koymadı. Doğru zamanı kolladı. Bunca yıldır sana yaklaşmamasının sebebi de buydu. Bunca yıldır seni uzaktan izliyordu Danbi! Neden ona kandın ki, neden?!"

Sesi yüksek desibele çıktığında görevliden bir uyarı aldı. Gözlerini kapattı ve tekrardan açtı. Şimdi daha sinirli görünüyordu. "Bütün suçu üstüme yıktı Danbi. Beni buradan kurtar ve iş birliğiyle asıl sapığını yakalayalım"

Büyük ceylan gözleriyle dik dik bana bakıyordu. Ona bu sefer kanmayacaktım. Bu sefer değil.

"Jungkook, sen hapse girdiğinden beri bana hiç mesaj gelmedi" dedim kaşlarımı çatarak. "Burada beş saattir boşuna dil döküyorum galiba? Ondan şüphelenmemen için yapıyor! Asıl aradığın kişi o Danbi, ben değilim yemin ederim!"

Arkadaki görevli süremizin bittiğini söylediğinde telefonun ahizesini yerine koydum ve Jungkook'a son bir kez baktım. Gardiyanlar onu iki kolundan tutup ayağa kaldırmışlardı. Oracıkta donakaldım, Jungkook'u hücresine götürmelerini izledim.

Ne yapmalıydım? Onu bu hapishaneden çekip çıkarmalı mı, yoksa hayatıma Jungkook olmadan mı devam etmeliydim?







Gastrik By Pass*: Bu ameliyatta hasta kısıtlı gıda alabilmektedir, hem de mide bağırsak sistemi üzerindeki hormanal değişim daha belirgindir. Böylece açlık hissi azalır ve tokluk hissi artar. Kan şekeri daha normal bir seyir izler.


Yazar notu:
Danbi, ne yapmalı? Jungkook'u oradan çıkarmalı mı? Yoksa kanıtların söylediği şeylere boyun mu eğmeli?

Doctor |KNJ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin