25 Haziran 2013
Jungkook'un evine gelmiştik.Jungkook ilk 6 ay boyunca benimle tıpkı bir bebekmişim gibi ilgilenmişti.Annemler ile bir kere bile konuşmamıştım.
Taehyung öğrenince hemen yanıma gelmiş ve sıkıca sarılmıştı. Ailem bana böyle yüz çevirirken arkadaşımın ve sevgilimin desteği asıl ailemin kim olduğunu bana gösteriyordu.
Bugün Jungkook'un ailesi ile Taehyung akşam yemeğine geleceklerdi.Ama fazlasıyla gergindim.Çünkü ilk kez tanışacaktık.
Jungkook beni onlara sürekli anlattığını ve görmeden de beni sevdiklerini söylemişti. Jungkook'un annesi öldükten sonra babası tekrar evlenmişti. Jungkook'un üvey annesi o kadar iyi biriymiş ki Jungkook öve öve bitiremezdi.
Taehyung biraz erken gelip bana yardım etmeye başladı. Jungkook da markete alışveriş yapmaya gitmişti.Tae ile mutfakta sohbete başladık.
"Kanka siz zaten evli gibi yaşıyorsunuz."
"Bence de öyle ama Jungkook evlenmek için çok ısrar ediyor."
"Evlen gitsin ne olacak buldun zengin kocayı."
"Taehyung bir daha cinsiyetçi şaka yaparsan seni boğazlarım." ona doğrulttuğum bıçakla konuştum.
Elimden gelen yemekleri kendim yaptım. Geri kalanını da Taehyung ile ev yemekleri dükkânından alıp özenle tabaklara yerleştirdik. Beni çok becerikli biri olarak görmelerinin sakıncası yoktu.
Jungkook da geldiğinde Taehyung hâlâ soru sorup duruyordu.
"Eee düğün ne zaman?"
"Ne zaman çocuk yapacaksınız?"
"Aynı evde yaşamak nasıl bir duygu?"
Jungkook ile benim cevaplarımız da hep farklıydı.Ben; "Daha zamanı var,İkimizde erkeğiz çocuk yapamayız,Değişik." derken Jungkook;"En yakın zamanda,Jimin ne zaman isterse,Çok güzel. " diyordu.
Kapı çaldığında herkes panikle birbirine bakmaya başladı. Jungkook önde ben arkasında Taehyung da benim arkamda olacak şekilde kapıda dizildik.
Jungkook kapıyı açtığında hep bir ağızdan "Hoşgeldiniz." derken Yurttan Sesler Korosu'ndan aşağı kalır yanımız yoktu.
Önlerinde saygıyla eğildikten sonda ayakta kısaca tanıştık.
"Merhaba efendim ben Park Jimin hepiniz hoşgeldiniz."
"Ben de Kim Taehyung.Jimin'in kardeşiyim."
Onları da tanıdıktan sonra masaya geçtik.Jungkook'un babası sözü aldı;
"Eee oğlum anlat biraz kendini kimsin? Kimlerdensin?"
"Ben Park Jimin.Jungkook ile lisenin son sınıfında tanıştık.Aynı üniversitedeyiz fakat farklı fakültelerdeyiz.Ben Psikoloji okuyorum.Aslen Busan'lıyım sizin gibi.Ailemle de tanışmanızı isterdim ama kendileri beni reddetti." bunu rahatça söyleyebilmeme ben bile şaşırmıştım.Jungkook devam etti;
"Jimin'in ailesi ilişkimize karşı çıktı. Jimin başlarda çok üzülüyordu ama bildiğiniz gibi beraber yaşamaya başlayınca her anında destek olmaya çalıştım."
Ailesi bana şefkatle gülümseyerek bakıyordu. Bu çok hoşuma gitmişti.Babası yemeğe devam ederken sözü annesi almıştı.
"Jungkook bize seninle evlenmeyi düşündüğünü söylemişti. Parmaklarınızdan anladığım kadarıyla yüzük de takmışsınız.Düğünü ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?"
"Nisan gibi güzel olabilir aslında."
Jungkook kulağıma eğilerek fisıldadı;
"Ama ben o kadar dayanamam ki."
Gülümseyerek bacağına çimdik attım.Hafif bir inlemeyle önüne döndü.
Yemekten sonra kahve içerken nasıl bir düğün hayal ettiğimizi konuşmuştuk.Ailesi ile gayet iyi anlaşmıştım.Taehyung da Jungkook'a beni üzmemesi hakkında uyarılarda bulunduktan sonra gitti.
Evde yalnız kaldığımızda Jungkook beni belinden tutarak kendine çekti.
"Ne güzel düğün hayallerin var senin öyle."
"Beğenmiyorsan teklif etmeseydin canım benim."
"Beğenmediğimi kim söyledi?"
Birden beni kucağına aldı.
"Böyle yatağa taşınmak da hayalin mi düğün günü?"
"Bilmem bir taşı da orada düşünürüm."
Hızlı bir şekilde merdivenlerden çıkarak yatağımıza bıraktı beni.Üstüme eğilerek dudaklarıma fısıldadı.
"Daha fazlasını da hayal ettin mi o gün için?"
"Ettim de o gün için." deyip dudağına öpücük bırakmıştım.
Kıkırdayarak yanıma yattıktan sonra beni de üstüne çekip üstümüzü örttü.
"Jimin-ah seni ne kadar çok sevdiğimi hissedebiliyor musun?"
"Hissediyorum Jungkook-shi."
"Senin için canımı bile veririm ama seni asla bırakmam."
Gözlerimin kapandığını hissederken huzurla uykuya dalmıştım.
