1 Haziran 2014
"Jimin hazırlanmadın mı daha?"
"İki dakika bekle Kookie."
"Kök saldım zaten biraz daha beklersem ağaç olacağım."
Telaşımızın sebebi belliydi. Jungkook'un baba olma isteği. Ben de istiyordum hatta her şeyden çok istiyordum ama korkuyordum da.Bu çok büyük bir sorumluluktu.Hiç tanımadığımız bir kadına sırf bize çocuk verecek diye her türlü desteği sağlamak durumundaydık.Destek olmak sıkıntı değildi ama çocukla duygusal bağ kurmasından çok korkuyordum.Böyle hikayeler çok popülerdi.Bebekle bağ kuran taşıyıcı anne çocuğu vermeyip sorun çıkarabilirdi.
Sonunda hazır olduğumda arabaya bindim.Gözlerimi bir noktaya kilitlemiştim.Çevredeki sesler kesilmişti sanki.Nefes alış verişlerim hızlanmıştı. Her stresli anımda böyle oluyordu.
Dizlerimin üstünde kenetlendiğim ellerimin üstümde Jungkook'un ellerini hissedince gözlerine baktım.
"Jimin kendini çok kasıyorsun.İyi misin?"
"İyiyim." elimi elinin içine alarak dudaklarına götürdü ve üzerine bir öpücük kondurdu.Ona gülümseyerek eski pozisyonuma döndüm.
Hastaneye vardığımızda sekreter bizi biraz bekleteceğini söyledi. Doktor Jung Hoseok'un ajandası oldukça doluydu görünüşe göre.
Hoseok bey ile Jungkook internet üzerinden tanışmışlar ve kendisi doktor olduğu için bize yardım edebileceğini söylemişti.Odasının kapısı açıldığı anda yüzünün yarısını kaplayan gülüşü ile bizi karşıladı.
"Hoşgeldiniz sevgili Jungkook ve Jimin.Buyrun odama geçin detayları konuşalım."
"Hanımefendi geldi mi acaba göremedik kendisini."
"Henüz gelmedi ben size bilgi vereyim. Kendisi Amerika'da doğup büyümüş fakat aslen Kore'li.İsmi Nancy.Paraya ihtiyacı olduğu için böyle bir işi kabul etti.Hamile kaldığı andan itibaren ona küçük bir ev kiralamanızı isteyeceğim.Düzenli kontrollere getirin ve rahat bir hamilelik geçirmesini sağlayın."
"Elimizden gelenin en iyisini yapacağız." dedi Jungkook hevesle.
Fazlasıyla gergin hissediyordum.Ayağımla yerde ritim tutmaktan dizim ağrımıştı.Avuç içlerim terledikçe pantolonuma siliyor kendime sakinleşmem gerektiğini söylüyordum.Jungkook'un ellerini dizimde hissedince ona döndüm. Güzel gülümsemesi ile gözlerimin içine bakarak dizimi sıktı. Zorlukla gülümsedim.Bu yöntem her zaman işe yaramıyordu.Çok fazla stres altındaydım.
O sırada açılan kapı ile içeri bir kadın girdi. Siyah saçları beline uzanan,kırmızı rujlu,büyük göğüslü bir kadındı ve oldukça güzeldi.Bu kadar güzel biri olmak zorunda mıydı?
"Üzgünüm geciktim." dedi bozuk Korece'siyle.
"Sorun değil. Buyrun."
"Ben Nancy tanıştığıma memnun oldum."
"Ben Jungkook bu da eşim Jimin.Biz de memnun olduk." gülümsemekle yetindim.Bugün bu gülümseme işi beni oldukça zorluyordu.
"Ben de memnun oldum."
"Tıp bir erkeği doğurtacak kadar ilerleyemedi herhalde." yapmacık bir kahkaha attı.Sinirlerim bozulmaya başlamıştı bile.Kabaydı.
"Böyle demek pek doğru olmadı sanki." dedi Hoseok.
"Haha canım alınma lütfen senin yapamadığın noktalarda ben yardımcı olacağım." gözlerini bana kilitlemişti.Benimle uğraşmasının sebebi neydi ki?
"Şartları konuşalım bakalım."
"İşlem nasıl gerçekleşecek?" diye sordum.
"Doğal yollardan da yapabiliriz bana uyar." Aman Tanrım bu kadın ne diyordu böyle.
"Biraz ciddi olun lütfen. Hepimizin hayatını değiştirecek bir şey konuşuyoruz şurada."
Jungkook yerinde rahatsızca kıpırdandı.Sürekli bana bakıyor,tepkilerimi ölçülüyordu.Jungkook'un bunu ne kadar çok istediğini bildiğim için gözlerimi kaçırdım.Çünkü göz göze gelsek hislerimi anlardı ve beni buradan çıkarırdı.
Ayrıntılar konuşulduktan sonra yapılması gereken işlemler yapıldı ve Doktor Hoseok'a veda etmeye geldik.
"Çocuklar işiniz bitti herhalde. Yapmamız gereken tek şey Nancy'yj beklemek,hamile kalırsa o zaman bebeği gözlemlemeye ve kontrollerini yapmaya başlayacağız."
"Teşekkür ederiz." onunla vedalaştıktan sonra arabamıza binip yola koyulduk.Yol boyunca hiç konuşmadık.Kafamı kaldırdığımda eve gelmemiştik.Jungkook arabadan inip kapımı açtı.
"Neden eve gitmedik?" işaret parmağını dudaklarıma koyup beni susturdu.Ellerimi tutarak arabadan indirdi.
Güneş batmak üzereydi.Gözlerimi kapatıp belimden tutarak yürüttü. Yumuşak bir zemindeydik.Biraz daha yürüdükten sonra gözlerimi açtı ve sahile geldiğimizi anladım.Ona lisedeyken gergin olduğumda sahile gelmeyi ve düşünmeyi sevdiğimi söylemiştim.Bu kadar düşünceli olması beni çok mutlu ediyordu.
Beni kumlara oturttuktan sonra kendisi de ayak ucuma geçti. Ayakkabı ve çoraplarımı çıkardı. Ayaklarım kuma değince güzel bir soğukluk hissettim.Kendi ayaklarını da kuma gömdükten sonra beni göğsüne çekti.
"Jungkook ne yapıyorsun insanlar var."
"Ne olacak canım insan çocuğunun babasını kucağına alamaz mı?"
"Ben senin çocuğunun babası değilim ki."
"Neden olmayacakmışsın?"
"Çünkü her ne kadar yapay yollardan da olsa senin çocuğunu aylarca karnında taşıyacak, yediği içtiği her şeyi ona süt olacak bir annesi var."
"Taşıyıcı anne adı üstünde Jimin."
"Korkuyorum Jungkook."
"Neden korkuyorsun?"
"Anlatamayacağım şeyler var.Sadece korkuyorum nedenini sorma."
"Jimin benim gözüm senden başka kimseyi görmüyor biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum."
"O zaman neden korkuyorsun?"
"O kadın ilerde vazgeçip çocuğu üzerinde hak talep etmek isterse ne olacak?"
"Etmez.Hem o onun çocuğu değil.Senin ve benim,bizim çocuğumuz."
Bu söylediği az da olsa yüzümü güldürmüştü.Gülen dudaklarıma yapışan dudaklar bir an duraklatsa da hemen ayak uydurdum.Öpüşme derinleşince çekildim ve alınlarımızı yasladım.
"Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum güzelim ben de seni çok seviyorum."
Eşiniz ile gitmek isteyeceğiniz bir yer yazabilir misiniz?Sizleri seviyorum💜