Tahirin dedesi Fikret Dede Sabah namazı için kalkmış abdest almaya gidiyordu. Hergün geçtikçe oğluna gelinine ve torununa olanları Tahire anlatamamanın duygusu içini yiyip bitiriyordu.Fikret dedenin tek isteği ölünce,Tahire verdiği mektubu açması ve içindekileri dikkatlice okumasıydı. Fikret dede namazını kılıp yatmıştı , ve sabah olmuştu.
Günler hızla akıp geçmişti ve Turnuvaya son 1 gün kalmıştı.Herkes heyecanlıydı ve o gün gelip çattı. Okulun yoğun bir kitlesi izlemeye gelmişti ve içlerinde Tahirin dedesi Fikret ‘de vardı. Düdük çalmış ve 2 sınıfın takımıda oynamaya başlamıştı.Tahir ve Emir çok iyi anlaştıkları için sürekli birbirlerini kolluyorlardı.Maç normal seyrinde devam ediyordu ve Tahirin dedesi bunalmış bir vaziyette büfeden bir çay alıp dışarıda az hava almak istedi.Kantine gittiği zaman Deryanın babası Celal kantinci kılığına bürünmüştü.
-Kolay gelsin oğlum bir tane demli çay alabilirmiyim tek şekerli ,dedi.
-Celal ise hemen dedeciğim hemen veriyorum ayakta bekleme otur şöyle saçlar başlar ağarmış senin yaş kaç ? diye sorup Fikreti oturttu.
Fikret gülerek;
-68’e girdim evlat dedi.
Celal Fikreti lafa tutuyordu,arkası dönük şekilde çayı bardağa koydu ve cebinden çıkardığı barkodu yırtılmış bir hapı çayın içine atıp karıştırdı.Bu hap kalbi ve iç organlarını hızlandırıyor ani ölümlere sebep oluyordu ne kadar piyasadan kaldırılmış olsada Celal gibi bir mafyanın bulamayacağı şey yoktu.
Çayı verip Fikreti gönderdi. Fikret dışarıdaki banklara oturup çayı bitirdi ve içeri geçti, skorlara baktığında 47-39 Tahirgil öndeydi. Fikret yerine oturduğu sırada Tahire çok sert bir omuz attı karşı takımın 17 numaralı oyuncusu.Tahir kolunun üstüne düştü ve düştüğü yerde yüz üstü kalakaldı. Emir koşarak yanına gitti ve onu kaldırdı.Tahir yüzünü buruşturarak çok acıyor dedi. Hemen okulun sağlık görevlileri koşarak Tahirin yanına gittiler. Kolunda çatlak olması ihtimali çok yüksek olduğunu söyledi görevliler ve Tahiri içeri aldılar. Dedesi ve Emir de koşarak yanına gittiler ama maç devam etmek zorundaydı o yüzden Emir yerine dönmek zorunda kaldı,maçta Tahirin yokluğu çok belli oluyordu. Maç 51-50 bitmişti ve Emir tek başına çok zor olan birşeyi başarmıştı. Emirin babası Tarık’da çıkışta Emiri almaya gelmişti ama Tahiri görünce hemen hastaneye götürmek zorunda kaldılar,Fikret ise kötüleşmiş fenalaşmıştı o yüzden eve geçip tekrar hastaneye gidecekti. Tahiri hastaneye götürdüler ve kolunun röntgenini çektiler,kolunun dirsek bölümünde çatlak oluşmuştu. Hastanede alçıya almaya devam ederlerken,Fikret eve gidip yatağına uzanmıştı.İçi içine resmen batıyor gibi bir acı hissediyordu. Bugün çok ayakta durdum sanırım biraz yatayım dedi kendi kendine ve Tahiri aradı;
-Oğlum nasıl oldun ? dedi.
-İyiyim dede çatlak varmış alçıya aldılar şimdi eve geliyoruz,dedi.
-Tahir sen eve hiç gelme bugün ben biraz rahatsızım Emirgilde kal benimde bolca selamımı söyle ben seni yarın sabah ararım görüşürüz evlat, dedi…
-Tamam o zaman görüşürüz dede seni seviyorum,dedi Tahirde.
Durumu Emirin babasına anlattı,Tarık ise seve seve kabul etti bu isteği ve ;
-Olurmu öyle şey oğlum istediğin kadar kal,dedi.
Tahirde bu duruma sevinmişti..
Dedesi Fikret yatağa uzanmış dua ederek yastığa başını koymuştu Celalin çayına attığı ilaç yüzünden vücudu bu ilacı kaldıramamış ve iflas etmişti,gariban adam yatağında son nefesini verdi.
Tam o sıra Tahirin kalbine bi acı saplandı istemsizce …
Ertesi gün oldu ve Tahire rapor verilmişti, Tahir telefonu elinde dedesinin aramasını bekledi ama o telefon hiç çalmayacaktı. Tahir öğlene kadar bekledi ve dedesinden bir haber çıkmayınca eve gitmeye karar verdi. Anahtarı kapı kilidinin yuvasına soktu kapı içten kilitli değildi ve Tahir bu duruma şüphelenerek koşup dedesinin odasına gitti ancak herşey için çok geçti..
Tahir adeta yıkılmıştı ve titriyordu korkudan..
Dedesinin yanına gitti ve onla konuştu;
-Dede.. Dedem.. Noldu sana sen daha çok gençtin sen benim bu dünyada yaşama sevincimdin neden diye bağırdı evin içinde.
Bir yandan ağlıyor bir yandan dedesine bakıp polisi ve ambulansı arıyordu.
Kısa süre içinde polis ekipleri ve görevliler olay yerine intikal etti ve Fikret Dedenin ölü vücudunu kaldırdılar..
Tahirin ağlama ve bağırma seslerini duyan mahalle sakinleri ve Emirin babası Tarık,Tahirin yanına koştu. Olayı anlamaya çalışıyorlardı ve bir polis memuru;
-Dedene otopsi yapılacak evlat o zaman herşey ortaya çıkacaktır senin güçlü kalman lazım yoksa deden üzülür diyerek Tahiri biraz teselli etmeye çalıştı.
Tahir dedesiyle gitmek istedi.. sonsuza kadar onunla gitmek ve biricik ailesine kavuşmak .. fotoğraflarla tanıdığı ailesinin yanına.. Tarık Tahiri kolundan tuttu ve ona sarıldı;
-Başın sağolsun evlat ben her zaman senin arkandayım her zaman dedi ağlayarak.
Tahir başını Tarığın kollarının arasına gömdü hıçkıra hıçkıra ağlayarak. Tüm gece boyunda ağladı Tahir taki aklına dedesinin verdiği mektup gelinceye kadar…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Yıldız
Teen FictionHer yıldız bir gün sönecektir asıl mesele sönmeden neler yapmaya çalıştığındır. Son defa bütün gücün ile savaşmaya varmısın?