Emir, Tarık ve Emirin annesi Hülya hanım ağlıyordu evlerinde.
Deren baygınlıktan kurtulunca gözlerinin kapalı olduğunu ve hala araba olduklarını hissetti.Bağırmaya çalıştı ama ağzı bağlıydı , zar zor nefes alıyor ve ağlıyordu.
-Derya baksana uyandı bu güzel.
Derya Derene bakarak gözlerini açtı;
-Şimdi senin ağzını açıcam salak salak konuşup asabımı bozma yoksa o ağzını dikerim senin dedi ve bantı aniden çekti.
Deren güçlü bir çığlık attı,
-Bunların hesabını vericeksin şerefsiz hepiniz hesabını vericeksiniz dedi.
-Şimdi sen nabıcaksın biliyormusun varacağımız yere varınca Tahiri arayacaksın ve onu buraya getireceksin bizde onu alıp seni bırakacağız duydunmu ?
-Hayır hayır asla böyle bir şey yapmam dedi Deren ve bir tane tokat atarak tekrar gözlerini ve ağzını kapattı Derya..
Tahir okula gitmiş Derya ile yakın olan tüm kişileri sorguya çekmişti.
Kızın birisi ;
Bana babasının bir arsası varmış yani kendi mülkleri varmış orada yaşıyorlarmış demişti dedi.
Babamın eli kolu uzundur herşeyi bilir falan demişti bana dedi.
Tahir sadece bunları bilgi edinmiş ve kendine kızarak;
-Neden neden o keşke beni kaçırsalarda ne suçu var o kızın ne diyerek bağırdı sokağın ortasında.
Eve gidip çantasını ve notları aldı kapıya çıkıp,
-Dursun abi karakola götürürmüsün?
-Atla evlat gidelim dedi ve karakola doğru yol aldılar..
Karakola varınca Tahir hemen Selimin odasına çıktı bilgisiyardan birşeyler araştırıyorlardı.
-Tahir gel gel oğlum şunlara bak dedi.
Murat ile ifade aldıkları ailelerin çocuklarını en son gönderdikleri yerlerdeki kamera görüntülerine baktılar. Hepsinde Derya vardı ve 3 çocuğuda o kaçırmıştı!
Selim Tahire dönerek;
- Ne çıktı evlat ?
-Babasının yani şerefsiz Celalin arsası varmış orda evde yaşıyorlarmış kimsenin olmadığı bir yermiş başka bir şey bulamadım abi dedi.
-Murat,sokaktaki bütün kamera kayıtlarından Deryanın ne tarafa doğru çocukları götürdüklerine bak hepsini istiyorum Tahir bizde senle okula gidelim dedi.
Murat ekibe yeni atanmış Duygu ile ve ekiptekilerle sokaktaki kameralara bakmaya gittiler.Selim ile Tahirde okulun Müdürü ile konuşmaya gitti.
Arabaya bindiler ve Tahir ;
-Abi inşAllah bir şey buluruz Derenime dokunmasınlar dedi.
Müdürün kapısı tıklatıldı,
-İyi günler Müdür Bey ben Komiser Selim buda okulunuzun öğrencilerinden Tahir,okulun bugün ki kamera kayıtlarına bakabilirmiyiz?
-Hoşgeldiniz Komiserim hemen bize 3 çay getir kızım buyrun buyrun oturun şöyle diyerek oturmaya davet etti Müdür Ragıp.
Tahir ile oturdular ve,
-Müdürüm bugünki kamera kayıtlarınıza bakabilirmiyiz dedi Selim tekrardan.
-Eee olsa tabiki bakabilirdiniz komiser bey ama maalesef yok .
-Nasıl yok Beyfendi dışarıda içeride 20’e yakın kameranız var ?
-Var ama hiçbiri kayıt yapmıyor Komiserim dedi gülerek.
Tahirde araya girerek;
-Nasıl ama eskiden çalışıyordu Dedeme komplo kurdukları zaman çalışıyordu şimdimi çalışmıyor?dedi.
Selim sinirlenerek ayağa kalktı ve bunun bir cezası olduğunu biliyorsunuz değilmi Ragıp bey dedi masadaki kalemliğin üstünden ismine bakarak.
-Lütfen oturun Komiserim okulda aidat toplanmıyor diye yalvarmaya başladı.
-Derya diye bir kız ile sistemizindeki tüm bilgileri öğrenmek istiyorum.
-Hehehemen komiserim dedi ve bilgisiyardan sisteme girdi.
-Derya Soylu mu efendim yoksa Derya Gönül mü ?
Selim Tahire dönerek baş salladı Tahirde,
Derya Soylu hocam dedi.
Derya 19.01.2002 doğumlu Kırşehirde doğmuş ve İstanbula yerleşmişler.
-Peki bir adres veyatta babasının telefonu falan yokmu?
-Ee burda bir adres verilmiş evet Sümbül Caddesi,Tarakçı sokak 28/7 dedi.
-Tamam teşekkürler bu kamera kayıtları meselesi için buraya bir ekip yollayacağım merak etmeyin kalk Tahir dedi ve çıktılar kapıdan.
Okuldan çıkınca Selim Muratı aradı,
-Nabtın Murat ?
-Komiserim 3 çocuğuda aldığıdan beri tüm kamera kayıtlarına baktık 3 ündede farklı yerlere gidiyor.
-Hay ** neyse biz okuldan bi adres bulduk karakolda buluşalım.
-Tamam Komiserim bizde geçiyoruz karakola dedi ve kapattılar telefonu.
Muratgilde,Selimgilde karakola doğru yola çıkmıştı.
Derya içeriye girdiğinde;
-Babaa sana bir sürprizim vaarr!!
-Neler oluyor burda diye bağırmaya çıkmıştı ki Deryanın yanında Dereni gördü,
-Kim bu kız Derya?
-Baba bu kız Tahirin 1 numaralı sevgilisiii bu kıza çok değer veriyor.
-Sana Tahiri getir dedik sevgilisini değil,neyse buda işimize yarar tamam aşşağıya depoya bağla bunu bakalım neler biliyor biraz söylesin bize diyerek kahkaha attı.
-Deren ağzı bantlı olduğu halde birşeyler söylemeye çalışıyordu..
Karakola Muratgil daha önce varmıştı ve Selimleri beklediler;
-Sonunda geldiniz Komiserim durum ne?
- Sümbül Caddesi,Tarakçı sokak 28/7 hazırlanın buraya gidiyoruz dedi ve çelik yeleğini giymeye gitti.
Murat heyecanlanarak;
-Tamam tamam komiserim dedi ve çıktılar Duygu ile .
-Mühimmat odasından silahlarını kontrol ediyor hazırlık yapıyorlardı.
-Duygu ee sen,sen gelicekmisin ?
-Elbette Murat ben ne için burdayım?
-Ben senin için endişeleniyorum lütfen ordada kendine dikkat et olurmu?
Duygunun yüzünde hafif bir tebessüm oluştu ve;
-Bunları kafana takma sen dedi ve omzuna dokundu.
Selim içeri girdi o sırada;
-Hadi ama düğünemi hazırlanıyorsunuz 5 dakikaya çıkıyoruz diyip odasına geçti son kez.
Tahir telefonla konuşuyordu ve Selimi görünce hemen kapattı,
-Abi bende gelecekmiyim?
-Çok tehlikeli Tahir buna izin veremem.
-Ama abi ya ordalarsa lütfen bende geliyim lütfen dedi.
Selim derin bir of diyerek hemen git Murat abin vücuduna göre bi yelek versin koş dedi.
Tahir sevinerek koşup çıktı odadan.
5 dakika sonra herkes dışarıda bekliyordu .
Tahir çantasını hiçbir zaman yanından ayırmıyordu. İçinde dedesinden kalma Ruger tabancasıda vardı.
Selim;
-Bugün o adreste Celal denen kanı bozuk adam var ise bu onun son günü olacak.Hepinizden haklarınızı helal etmenizi istiyorum.Benden yana hakkım size helaldir arkadaşlar buyurun gidelim dedi ve arabaya bindiler.
Murat arabayı sürüyor Selim yan koltukta,Duygu ve Tahirde arka koltukta oturuyorlardı.
3 ekip arabası peş peşe sirenler çalarak adresi doğru gidiyorlardı.
-Selim abi ya Deren onların elindeyse ve ve ona zarar veriyorlarsa?
-Sakin ol oğlum ona hiçbir şey yapamazlar gideceğiz ve Dereni kurtarıp onların başlarına çökeceğiz sen hep arkamızda kal tamammı!
-Tamam abi dedi.Selimin bıyıkları onun ne kadar kararlı ve cesur bir adam olduğunu gözler önüne seriyordu.
Adrese varmışlardı ve in cin top oynuyordu ortalıkta.Bir tane ev vardı sadece koca arsada herkes silahlarının emniyetini açtı ve yavaş yavaş ilerlediler . Tahirde kimseye çaktırmadan dedesinin tabancasını eline alarak ilerledi.
Duygu yanına 2 kişi alarak arka taraflara doğru gittiler.
Murat;
-Abi bence burası boş burda olsalardı bunların korumaları falan kapıda dururdu dedi.
Selim aldırmadan kapıya yaklaştı ,o sıra Duygu gelerek Komiserim arkada açık bir pencere var ordan girebiliriz dedi.
O tarafa doğru ilerlediler ve ilk önce Murat ardından Selim girdi pencereden.
Murat bağırarak;
-Polis çıkın ortalığa polis! diye bağırdı.
Ev bomboştu.Ön kapıyı açıp evi aramaya başladılar.
Tahirde gelmişti,orta katı ve üst katı aramaya başladılar.Selim telefonla konuşuyor Müdürüne haber veriyordu.
Kimsenin aklına ise aşşağı kata inmek gelmiyordu.
Tahir mutfaktayken ayağına bir şey takıldı.Halıyı kaldırınca bir kapı olduğunu gördü aşşağı doğru açılan.Kapıyı açtı ve hiç kullanmadığı silahı eline alarak merdivenleri indi.
Burası eskiden Celallerin evi olduğu kesindi.Bilgisayarlar,kameralar,televizyonlar,telsizler içilmiş içki şişeleri,yemek artıkları resmen çürümüş vaziyette duruyordu.Silahını beline sokarak Selim’e seslendi;
-Selim abiii buraya gelmelisin bunları görmen gerek dedi.
Selim mutfağa doğru ilerledi ve kapıyı görünce şaşırarak;
-Tahir nerdesin koçum ? diye aşşağı indi ve gözlerine inanamadı.
Bilgisayarları,kameraları hepsini görünce çok şaşırdı Selim ve;
- Koca ekibin bulamadığı şeyleri sen buluyorsun Tahir aferim sana diyerek koluyla hafifçe ona sarıldı.
Biraz sonra Murat ve ekiptekilerde buraya gelmeye başladı.
Dışarıda Celalin adamlarından birkaçı Selimleri izliyordu ve Celal’e rapor veriyordu.
-Allah kahretsin o kamera görüntülerini, kayıtların hepsini sildinizmi?
-Silmiştik Patron sakin ol bir şey bulamazlar,dedi Celale.
Selim Murata dönerek;
Bütün bunların kayıtlarına hard disklerine bakın bir iz bir şey bırakmışlardır en azından tamammı biz dönelim Tahir hadi dedi ve yanına 3 kişi daha alarak gittiler Selimler.
Muratta Duyguya dönerek;
- Sana bir şey olacak diye çok korktum.
Duygunun kalbinde birşeyler uçmuş gibi Muratın yanaklarına dokunarak ,
-Korkma canım bizim mesleğimizin temeli tehlike içeriyor zaten,hem sen önden girincede ben korktum dedi ve gülüştüler.
Onları gören ekiptekilerde aralarında gülmeye başladılar Muratta bunları fark edince,
-Eee tamam arkadaşlar hadi işimize dönelim artık Hüseyin hadi şu bilgisayarlara bak sen dedi.
Yolda Tahiri Emir aradı sesi üzüntüden kalınlaşmış şekilde.
-Tahir nabtın bir haber varmı?
-Adrese gittik ama eskiden ordalarmış bulacağız ama onların elinden kurtarıcaz Derenimi.
-Ben okulun ordaki esnaflardan yani kamerası olanlardan kayıtları istedim bunları görmen lazım.
Tahir Selime baktı;
-Nerdesin?
-Evdeyim.
-Bekle geliyoruz yanına.
Abi bizim eski eve doğru sür bir şey bulmuş olabiliriz dedi.
Murat ile Duygu dışarı sigara içmeye çıkmış Celalin adamlarıda onları izliyordu.
-Patron şuan tam karşımızdalar Komiserle Tahir gitti nabalım ?
-Ateş Açın! Merminiz bitene kadar ateş açın sonra da kaçın ordan izinizi belli etmeden buraya gelin.
-Tamam abi.
Yanındakine dönerek silahını hazırla can yakmaya başlıyacağız artık dedi ve silahını çıkarttı.
Murat ve Duygu konuşurken Hüseyin geldi ve yanına geçerek abi çakmağını verirmisin dedi.
O sıra silahını çıkartmış Muratgile doğru ateş edecek olan Celalin 2 adamı ile göz göze geldi Hüseyin ve önüne geçerek Murat abi ! diyerek bağırdı.
2 el silah sesi duyuldu. Hüseyin Muratın kollarında yere düştü Duyguda hemen yere yatarak onlara karşılık vermeye başladı.
Muratın hemen gözleri dolarak oğlum lan Hüseyin hayır lan hayır diye bağırıyordu.İçeriden sesleri duyanlar da hemen dışarı çıktılar.Çalılarınorda 2 adam onlara karşı ateş açıyordu hemen karşılık vermeye çalıştılar.
Murat kıpkırmızı olmuş Hüseyinin başını tutarak;
-Hayır lan hayır Hüseyin hayır diyordu.
Hüseyinin ağzından kan gelerek zar zor konuşuyordu;
-Abii hh beni bırak onları yakalarsanız yerlerini bulabilirsiniz dayanırım ben dedi.
-Hayır hayır ben şimdi hemen ambulans istiyorum buraya hayır eskisi gibi senle tekrar çalışacağız oğlum unuttunmu hayır lan hayır benle kal diyerek bi yandan onla konuşuyor bir yandan da telsizden ekiple konuşuyordu.
-4423 4423 bulunduğumuz yere acil bir ambulans silahlı çatışma lütfen çabuk olun lan diye bağırdı.
Duygunun senini duydu o anda Murat yardım et Murat!
Cephanesi bitmişti Duygunun ve Murattan Silahını istemişti.
Murat Hüseyine bakarak hemen gelicem hemen dayan oğlum diyip alnından öptü.
O sıra Hüseyin şehadet şerbetini içiyordu..Murat ayağı kalkıp Duygunun yanına koşuyordu ki Muratın kolunada bir kurşun isabet etti.
Murat kurşunu yer yemez yere yığıldı ve Duyguya bakıyordu.
Duygu ise;
-MURAT ! MURAT HAYIR MURAT ! İYİMİSİN MURAAATT diye bağırıyordu.
İçeriden gelenlerden birisi ters taraftan dolaşmıştı ve ikisininde arkasından çıkıp silahını çekti,
Birisine silahın dipçipi ile vurdu ve onu yere düşürdü.
Diğerinide kolay bir hareketle silahsız bıraktı ve silahı ona doğrultup;
-Nabtınız lan siz nabtınız lan diyerek bağırdı.
Duygu Muratın yanına koştu Murat acıdan çırpınıyor ve o haliyle Hüseyine bak Hüseyine bak diyordu..
-Duygu Hüseyinin yanına gittiğinde herşey çok geçti.
Kısa bir çığlık ardından dökülen gözyaşları…
Resmen o an bütün herşey durmuş gibiydi. Ambulanların siren sesleri yankılanıyor Murat ağlıyarak Hüseyin diye bağırıyor Duygunun ise ne sesi ne soluğu çıkıyor taş gibi olduğu yerinde duruyordu.
Ekiptekilerde koşarak geldiler yanlarına…
Kerem ikisinide kelepçelemiş getiriyordu.Ambulans ekipleri sedyeyi açmış Hüseyini kaldırıyorlardı.
Arabanın içinde göğsüne şok uyguluyorlar hayata döndürmeye çalışıyorlardı.. Bir diğer ambulans’da Muratın kaldırmış koluna pansuman yaparak hastaneye götürüyorlardı.
Keremi görünce Duygu bu ikisini karakola götürün hastaneden oraya geçeceğim haberleşiriz diyerek Muratın yanına binmişti.
Hüseyin ambulans ile çoktan gitmişti önden sirenler ile…
Kerem iki adamı arabaya bindirmiş bir yandan bağırıyor sinir krizi geçiriyor diğer yandan adamlara hesap soruyordu..
Haber Selime arabada ulaşmıştı.Aniden fren yaptı trafiğin ortasında. Arabanın camını indirdi ve gömleğinin bir düğmesini açtı. Yıkılmıştı Selim ten rengi değişmiş arabayı kullanamayacak hale gelmişti.
Hemen arkadan ekiptekiler inerek arkaya bindirdiler Selimi.
Selimin başında Tahir vardı ve ona sesleniyordu.
-Abi abi sakin ol hastaneye gidiyoruz abi diyordu..
Hastaneye vardılar ve Selimin koluna girerek içeri götürdüler.Muratı ve Duyguyu gördü ilk önce ikisinede sarıldı sırayla;
-İyisiniz demi ? Hüseyinim nerede ? Nerede aslan oğlum benim he nerede dedi.
Duygunun suratı yere düştü ve gözlerinden tekrar yaşlar döküldü.Başımız sağolsun Komiserim Hüseyini kaybettik dedi acı içinde ..
Selim bunu kabullenemiyor kendi kendine;
-Hayır hayır bu olamaz hayır daha 1-2 saat önce beraberdik hayır lan hayır diyerek bağırmaya başladı.
Tahir ve Duygu onu tutmaya çalışıyor ,
-Sakin ol Selim abi lütfen abi lütfen diyordu Tahir..
Selimi hemşireler zar zor sedyeye oturttular ve sakinleştirici iğne yaptılar.
Selim ağlıyor hiçkimse yerden başka bir yere bakamıyor içleri kan ağlıyordu..
Saat 6’ya yaklaşıyordu ve hava kararmaya başladı.
Hemşire geldi ve,
-Bugün Selim Bey ve Murat Beyi burada ağırlayalım yarın taburcu ederiz Muratın kolunu kurşun sıyırmış pansuman yaptık ve hocam bizzat kendisi ilgilendi dedi.
Duygu’da yanındakilere dönerek;
-Arkadaşlar siz karakola dönün o iki şerefsize de kimse sorguya almasın yarın bizzat Selim Komiserim ilgilenecek biz Tahirle buradayız dedi..
-Devrelerinden biri;
-Bizi habersiz bırakmayın karakolda bir şey olursa ararız sizi dedi.
Tahirde kendi kendine konuşarak Emiri aradı;
-Emir kardeşim kusura bakma yarın uğrarız yanına yada internetten bana atabilirsin hastanedeyiz biz çatışma çıkmış.
-Ne ?? Bir şey oldumu yaralı falan varmı?
-Aramızdan birini kaybettik Emir.Çok kötüyüm bu aralar,gene ararım ben seni dikkat et kendine iyi akşamlar diyerek kapattı telefonu Tahir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Yıldız
Novela JuvenilHer yıldız bir gün sönecektir asıl mesele sönmeden neler yapmaya çalıştığındır. Son defa bütün gücün ile savaşmaya varmısın?