Otopsi sonuçları çıkmış ve Tarığı aramışlardı,Tarık ise Tahiri alarak direk karakolun yolunu tuttu.
Polis Memuru sonuçları verip kendilerinin okumasını istedi:
-Otopsi Sonucu ;
İç Organlarında bir bulguya rastlanmadı.
İç Organları 68 yaşında bir adam için gayet normal.
Midesinde Bir tanıya rastlandı; Gün içerisinde Peynir,ekmek ,yumurta , zeytin ve çay artıklarına rastlandı.
Çayın içerisinde tanımlanamayan bir madde karıştırılmış ve bu madde bütün iç organlarına etki yapmıştır bu yüzden ise vücut daha çok dayanamayıp iflas etmiştir.
Başka bir bulguya rastlanmamıştır…
Yazıyordu;
Tahir ve Tarık donakaldılar.
Tahir;
-Bu nasıl olur Amirim dedem evde çay içmez çok nadirdir içse bile kim içine birşey karıştırmış ben anlamış değilim,dedi.
Komiser;
-Dün bir yere felan gittinizmi toplu olarak? diye sordu.
-Komiserim dün benim turnuvam vardı bir ara dedem kayboldu kantine gitmişti sanırım ama başka bir yere gitmedik,dedi.
Komiser düşünceli bakışlarla;
-Kızım 4487’e acilen ulaş Tahirden okulun adresini alın ve civardaki tüm kamera kayıtlarını inceleyin dedi.
İlk önce Komiser arkasından Tahir ve Tarık kalktılar ayağa,memur kız Tahirden rapor alıyordu Tarık ise Komiseri durdurarak,
-Komiserim kusura bakmayın ama,Tahirin kimi kimsesi yok bir tek dedesi vardı eşi ise geçen sene vefat etti,ailesi deseniz Tahir küçük yaştayken trafik kazası yapmışlar yani anlayacağınız Tahiri yurt falan alırmı gerekirse ben evlatlık alırım Komiserim, dedi.
-Korkmayın korkmayın koca delikanlı çocuk bu kimse bir şey yapamaz merak etmeyin yanında olduğunuzu belli edin sadece çok zor bir süreçten geçiyor Tahir dedi.
Tarık baş salladı ve Tahir ile eve gittiler.Tahir eve varınca Tarık amcasına;
-Tarık amca ben bi eve uğrayayım alacaklarım var uğrarım size dedi.
Tarık;
-Olum eşyalarını falan al gel bizde kal öyle seni tek bırakma devri yok Emirede bir rapor çıkarırız 1 ay senin yanında olur ben yakında işe başlayacağım ,dedi.
Tahir hızlıca eve gitti ve dedesinin ona zamanında verdiği mektupu açıp okumaya başladı.
13.02.2014
Tahir,oğlum.. Bunları okurken belki okuduklarına inanmaycaksın ama lütfen dikkatli oku. Bu mektupta senin hayatın yazıyor oğlum.Ben bunları sana yüzyüze anlatacak kadar cesaretli olamadığım için yazıyorum. Hep anlatmak istedim içimde ne yangınlar söndürdüm sana fark ettirmeden ama artık bu mektubu okuyorsan herşeyin son bulduğu gün demektir.
Sen daha 1 yaşındaydın emeklemeyi bilmiyordun hala dün gibi gözlerimin önünde o günler.. Yemek masasındaydık .Ablan annen baban ben ve babannen.. Huphuzurlu bir akşam sofrasıydı ama senin o inatçı baban gecenin bu saatinde sana bebek arabası almak için tutturdu.Ablan ve annen de destek çıkınca dayanamayıp sofrayı ortada bırakıp gittiler.Ben o zaman polis memuruydum.Eskiden biz birde mayfalarla uğraşırdık görev bitse bile onlar bizi bırakmazlardı ya çocukları ya yanındakiler..
Biz yemekte iken babanın arabasına bir sensör yerleştirmişler uzaktan kumanda ile frenleri kontrol edebiliyormuşsun..
Akşam yollar boş olduğu için babanda hız yapmış arkadan takip eden adamlarda fırsattan istifade sensörü çalıştırmışlar,ve tam 7 takla atmıştı araba.
‘Mektubun buralarında gözyaşı izi gibi noktalar vardı.
Olay yerine vardığımızda Sağlık ekibi bizden önce gelmişti ve araba tanınmayacak haldeydi oğlum..
Oğlumu,gelinimi ve torunumu kaybetmiştim.. Şimdi ise tek korkum sana musallat olmaları evlat,ölümden korkmuyorum ama kendi ayaklarının üstünde durabilmelisin. Eğer başın bir derde girerse +90852******* numaralı telefonu ara her türlü sana yardımları dokunur ..
18 yaşına gelince evi arabayı herşeyi satabilirsin Tahir,kendine iyi bak oğlum Seni Seviyorum..
Yazıyordu.
Tahir donmuş kalmıştı olduğu yerinde,yutkunamadı okuduklarını hissedince yüreği her zamankinden daha fazla acıdı. Sonra sol kolunun acısını hissetti tekrardan beyni şoku yavaş yavaş atıyordu vücudundan.Tahir ayağa kalktı ve çantasına 3 - 4 parça eşyasını koydu,kapıyı kitleyip Emirgile doğru yavaş yavaş ölü adımlar ile yürüdü.. Celale ise Fikretin vefatı ulaşmıştı ve sevinmeye başladı.
Planları tıkır tıkır işliyordu ve yeni planlarını gerçekleştirmeye çalışıyordu.
Tahir Emirgile gitti ve Emirin Annesi Hülya Hanım sofrayı hazırlamıştı.Tahir hiçbir şey yemeden Emirin odasına çıktı. O sıra telefonu çaldı , arayan Derya idi.
-Alo.. Tahir nasılsın başın sağolsun senin adına çok üzüldüm,dedi.
- Saol Deryacığım dedi sesi zayıflamış vaziyette,
-İstersen yarım saat felan buluşalım belki iyi gelir kafan dağılır , dedi
-Tamam olur buluşacağımız yeri mesaj atarsın, dedi Tahir.
Tarık amcasına dışarı çıkacağını söyleyip evden çıktı Tahir ve Deryanın attığı adrese doğru yürümeye başladı.
Deryanın amacı Tahire birkaç birşey içirip onu etkisiz hale getirmek ve babası Celalin yanına götürüp işkence etmekti.
Buluştular ve Derya Tahire sarıldı. Parkta buluşmuşlardı ve çardağa oturdular,Derya hemen Tahiri teselli etmeye başladı . Tahir içinde bir kötülük hissediyordu sanki kendisine bişey olacağı içine doğmuş gibiydi.Derya Tahire;
-Benim babam morali bozulunca birşeyler içer bende onun zulasından senin için bir iki şey arakladım belki iyi hissedersin kendini dedi.
Tahir hayatı boyunca kendine zarar veren bir şey kullanmamıştı ve bu konu hakkında dedesine de söz vermişti.
-Kusura bakma ben öle şeyler kullanmıyorum senin amacını anladım sanki biraz ben gidiyorum bir daha beni arama,dedi Tahir.
Derya hiç birşey diyemeden Tahir kalkıp gitti ve aklına Dedesinin verdiği numarayı aramak geldi.
Numarayı aradı ve 5. Çalışta telefon açıldı,
-Buyrun Ben Komiser Selim,dedi.
Sesinden bile anlaşılıyordu ne kadar sert bir adam olduğu.
-İyi günler ben Fikret Yıldırımın torunu Tahir Yıldırım dedem bu numarayı başın sıkışırsa ara demişti,dedi.
Selim ise telaşlandı ve olduğun yerde kal seni almaya geliyorum diyip telefonu kapattı.Yaklaşık 15 dakika sonra Tahirin yanına vardı ve;
-Atla arabaya evlat , dedi.
Selim Tahiri güvenliği için kendi evine götürdü.Eve varınca salona oturdular ve Selim anlatmaya başladı.
Ben dedeni çok eskiden tanırım yaşlılık işte dayanamayıp emekliye ayrıldı aramızdan ve bana bir şey olursa Tahir size emanet demişti ,dedi.
Deden nasıl iyimi? diye sordu Selim Tahire..
Tahir tekrar yutkunamadı ve gözleri sulanmış şekilde dedem vefat etti ,dedi..
Selim ayağa kalktı ve Ne ? diye bağırdı evin içinde.
Geceye kadar Tahir anlattı Selim dinledi Selim anlattı Tahir dinledi.
Selim sabah kalkıp işe gidecekti . Tahir ise Emirgile uğrayacak ve Selimin göndereceği polis arkadaşları ile Tahirin eşyalarını getireceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Yıldız
Teen FictionHer yıldız bir gün sönecektir asıl mesele sönmeden neler yapmaya çalıştığındır. Son defa bütün gücün ile savaşmaya varmısın?