Celal evin içinde bir o yana bir bu yana gidip duruyordu ve adamlarına dönüp;
Kız kaçıp onların eline gittiyse burayı tarif edecektir onlara bir oyun kurup buraya sıkıştırmamız lazım.Derhal arabaları hazırlayın evde önemli olan ne varsa herşeyi doldurun arabalara duydunmu beni,bende ne yapacağımı düşüneceğim diyerek aynanın yanına gitti.
Masadan bir bardak alkol alıp aynadan kendine bakmaya başladı.
Küçük ve göbekli olan vücudu onu iğrenç gösteriyordu.Bir yudum içtikten sonra aniden sinirlendi ve bardağı aynaya fırlattı.Ayna paramparça oldu ve parçalar her tarafa sıçradı.
-Sizi böyle paramarça yapıcam hepinizi hepinizi diyerek odasından çıktı Celal.
Kızı Derya ise şoku hala atlatamamış 2 saattir banyoda oturmuş düşünüyordu…
Murat tek eli ile arabayı sürüp Emirgilin evlerine götürmüştü Tahirgili.
Emir hala üstünden atamamıştı olayın korkusunu ve kapıdan girmeden önce tekrar Derene sarıldı.
-Deren zili çaldı ve ardından hemen kapı açıldı.
Kapıyı Hülya hanım açmıştı ve Dereni görünce;
-Oy kuzum nerelerdeydin sen kuzumm diyerek sarıldı Derene.
-Sesleri duyan Tarık ve Derenin ailesi kapıya çıktılar ve hep bir ağızdan kısa çığlık sesi duyuldu.
Derenin annesi Ela Hanım ise ağlayarak kızına sarıldı.
-Nerelerdeydin kızım sen nerelerde çok özledik,çok korktuk dedi.
-Tamam anne geldim işte sakin olum ben iyiyim merak etmeyin dedi.
-Hemen içeri girdiler ve Ela Hanım;
-Tahir tekrardan teşekkür ederim oğlum iyiki varsın.
-Ne demek Ela Teyze Deren herşeyim dedi ve utaranak hemen durumu toparlamaya çalıştı,herşeyimiz yani canımız kanımız o bizim dedi gülerek.
Ela kısa bir tebessümden sonra içeri girdi.
Tahir o sıra Emire dönerek;
-Emir biz gidelim kardeşim bir şey olursa mutlaka ara beni bu arada o görüntüler ne içindi?
-Ha Deren içindi ama bulundu artık gerek kalmadı sanırım.
-Tamam tamam gene dikkat edin siz bir şey olursa mutlaka arayın.
-Tamam kardeşim görüşürüz.
Tahir 2 günün yorgunluğunu halen atlatamamıştı.
-Murat abi beni eve bırakma şansın varmı ben çok yorgunum az dinlensem?
-Olur paşam olur neden söylemiyorsun dur bırakıyım seni yarın gelirmisin karakola?
-Gelirim abi merak etme Selim abiye söylersin sen?
-Tamam aslanım söylerim dedi ve Tahiri eve bıraktı.
Murat Tahiri bıraktıktan sonra acıktığını fark etti.
Karakola varmadan sol tarafta dürümcü olduğunu hatırladı ve arabasını yanaştırarak 2 dürüm gömdü.
O sıra Celalgil evi boşaltma derdindelerdi.Derya ise nasıl böyle bir hata yaptım ben nasıl diyerek kendine kızıyordu.Celal bir yandan telefon ile mal alım-satım işleri diğer yandanda yaşı büyüyen çocukların organlarını satma telaşındaydı.Adamlarından birini çağırdı yanına ve;
-Bu parayı alıyorsun ve gidip bizim silahçıdan silah alıyorsun ben herşeyi konuştum parayı ver malı yüklen gel tamammı kendinede güzel bir tabanca al hadi koçum dedi ve 50.000 milyar nakit para verdi.
Murat karakola girdiğinde herkes koşuşturuyordu.Selimin yanına çıktı;
-Abi noluyor herkes bir telaş içinde?
-Yarın Celalin evini basmaya gidiyoruz evlat Jandarma birliğinede haber verdik TSK yarın sabah bir birlik yollayacak Hüseyinin cenazesinden sonra çökeceğiz tepelerine dedi.
Murat yüksek sesle;
-Hay MaşAllah bende katılmak isterim Komiserim.
-Olum kolundan yaralısın başka biri olsa valla evde yatar abartır yarasını sende iş için ölüyorsun dedi gülerek.
-Komiserim benim küçüklükten beri hayalim buydu.Lütfen bende geleyim yarın o şerefsizlerden Hüseyinimin intikamını alayım kollarımın arasında aldılar onu Komiserim dedi ve başını yere eğdi.
-Selim ayağa kalkıp her yiğide Şehit olmak nasip olmaz evlat dedi omzuna elini koyarak.Kaderimizde ne yazdıysa onu yaşarız 1 dakikanın bile garantisi yok şu dünyada dedi.
Murat’da bunu fırsat ederek.
-Komiserim biliyorum iş içerisinde ilişkilere kızıyorsunuz ama ben Duyguyu seviyorum dedi.
Selim tebessüm ederek,
-Olur oğlum herşey olur nasibin ise olur dedi ve hadi sende git eve dinlen yarın sabah erken kalkıcaz gel ben seni bırakayım dedi.
-Olurmu öyle şey komiserim.
Demeden Selim;
-Lan gel hadi sinirlendirme dedi ve çıktılar.
Arabada Selim Duygu konusunu açtı ve Murat kıpkırımız oldu;
-Eee Murat durumlar ne?
-Komiserim şu günleri bir atlatalım kolum iyileşsin evlenme teklif etmek istiyorum ona.
-Vayy konu o durumlara geldi he şimdiden tebrikler Muratım birşeye ihtiyacın olursa beni biliyorsun her zaman yanındayım.
-Allah razı olsun abi sağol varol,abi ben şu sağda ineyim eve az alışveriş yapayım ekmek falan lazımdır şimdi.
-Tamam aslanım sabah görüşürüz dikkat et kendine dedi ve Muratı indirdi.
Eve vardığında Tahir odasına çıkmış çoktan uyumuştu.Resmen okulu unutmuş turnuvaları unutmuştu.
Selim yemeğini yedikten sonra soğuk bir duşa girdi ve çıktı.Pala bıyıklarından eser yok resmen 10 yaş gençleşmişti.Sevim ise şaşırmıştı ve gülerek;
-Ooo siz kimsiniz beyefendi tanışıyormuyuz dedi gülerek.
-Tanışalım o zaman hanımefendi diyerek Selimde karşılık verdi ve tekrar gülüştüler.
Sabah olmuştu ve Tahir herkesden önce kalkmıştı.Tahir çantasını açıp halının üzerine boşalttı.
Gazete küpürleri,not defterleri ve dedesinden kalma Ruger tabancası..
Bugün yarın bir operasyon olacağı kesindi ve evden getirdiği şarjör ve mermileride içine koydu.
Dedesi ona zamanında mermi değiştirme ve silah çekmeyi öğretmişti ama silah kullanmayı hiç göstermemişti.
Dedesinden kalan kitabı açtı ve içinden birşeyler okumaya başladı;
-Hergün gününüz aydın olmayabilir veyatta içinizdeki sokak lambaları hergün içinizi ışıtmayabilir,ama önemli olan sizin ne kadar ışık saçtığınızı bilmektir.Yıldızlar kadar pürüzsüf ve naif ama uzay kadar korkunç ve soğuk içimiz.Bir dağ kadar dik bir oyuk kadar derindir düşüncelerimiz.İnsanlar senin hergün değişmeni farklılaşmanı şekilden şekile girmeni ister.Ama sen sen olup içindeki kini dışarı atarak sağlam ayaklarınla bir adım atmalısın ve dağ gibi dik durmalısın.Unutmaki arkandaki rüzgar gelip geçicidir aynı Güneş ve Ay gibi.Aynı günler gibi aynı dün gibi.
Tahir dedesinin yazdığı bu denemeyi okuyunca içine huzur dolarak yaşama sevinci arttı.İçeriden kıpırdanmalar duydu ve Selimgil yavaş yavaş uyanıyordu.Kahvaltı masasına oturdular ve abdestlerini alıp çıktılar.Selim sırayla Muratı ve Duyguyu aradı.Duygu daha yakın olduğu için önce Duyguyu sonrada Muratı aldı.Keremler önden gidip Hüseyinin naaşını almışlar ve Şehitler Mezarlığına gitmişlerdi.Herkes hızlı bir şekilde akın ediyor Hüseyinin annesi ve babası ise siyahlar içinde dimdik duruyorlardı.
Selimler varınca Selim Müdürü Kemal Beyi gördü;
-Müdürüm günaydın.
-Günaydın Selim senden kısa bir konuşma yapmanı istiyorum ben iyi durumda değilim sende gerisi dedi.
-Herkes sıraya dizilmiş ve cenaze namazı için İmamda gelmişti.
Selim eline mikrofon alarak kısa bir konuşma yaptı;
-Bugün bir aslanımızı toprağa veriyoruz..Hepimizin başı sağolsun.Göreve çıkmadan önce 11 kişilik ekibim ile kısa bir konuşma yapmıştım.Biz vatanımız için kanımızın son damlasına kadar vermeye hazırız,Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun Hüseyinimizi asla unutmayağız ve unutturmayacağız…Sevgiler dedi ve mikrofonu kapattı.
Karakolun neredeyse hepsi Müdürü,Hüseyinin ailesi ve yoğun bir kitle Hüseyinin cenazesine katılmıştı.İmam namazı kıldırdı ve son kez haklarınızı helal ediyormusunuz diye sordu.
Hep bir ağızdan Helal olsun sesi yükseldi göklere…
-Namaz bittikten sonra ilk önce Selim Hüseyinin babası Rızanın yanına giderek;
-Tekrar başınız sağolsun Rıza Bey.
-Vatan Sağolsun Evlat!Vatan Sağolsun! Dedi.Karakoldan herkes sırayla ellerindeki gülü Hüseyinin mezarına bıraktılar.
Herkes yavaş yavaş dağılıyordu ve herkes çok üzgündü.Selimin içi içine sığmıyor Celalden bunun intikamını almanın ateşi ile yanıyordu.
Karakola varıldığında 2 zırhlı araba kapının önünde duruyordu karakol bomboştu adeta.Polis arabalarını gören Jandarma ekipleri arabalarından indiler ve yan yana sıraya geçtiler.
Selim arabadan indi ve Jandarma Komando yetkilisi Mustafa ile tokalaştı;
-Mustafa hoş geldin sefa geldin.
-Hoşbulduk Baş Komiserim kusura bakmayın cenazenize yetişemedik başınız sağolsun.
-Vatan Sağolsun Mustafam..
Tahire dönerek;
-Tahir Derene acilen ulaş Duygu ablan ile gidin ve Dereni getirin bizde o zamana kadar hazırlanalım dedi.
-Tamam Selim abi gidiyoruz dedi ve Duygu ile arabaya bindiler.
Karakol yavaş yavaş içeriye giriyor herkes yerine geçiyordu o sırada Selimde Mustafa ile konuşuyordu;
-Gel içeri odama gidelim.Bir planınız varmı Mustafam?
-Komiserim biz zırhlı araçlar ile önden gidelim siz arkamızdan ekip arabası ile gelin önden biz gireceğiz siz arkamızdasınız dedi.
-Bugün onları çökerteceğiz Mustafa,Hüseyinimin ve Fikretimin kanı yerde kalmayacak.
-İnşAllah abi inşAllah.
Tahir ile Duygu ise konuşa konuşa gidiyorlardı.
-Ee Tahir sizin aranızda Derenle ne var bakıyım he ?
Gülerek;
-Anlattımya Duygu abla ben seviyorum işte onu dedi gülerek.
-Tamam canım tamam şu binamıydı?
-Evet Duygu abla evet.
Arabadan indiler ve Tahir arabanın camından hızlıca saçlarını kontrol etti.
Bunu gören Duygu ise gülerek;
-Ulan Tahir ne adamsın sen ya hadi gel gel dedi.
Tahir büyük bir zevkle zili çaldı ve Emir açtı kapıyı.
-Emir Dereni çağırırmısın?
-Hemen bekle dedi Emir.
2 dakika sonra Deren geldi ve ben hazırım gidelim dedi.
Duygugil karakola vardıklarında çoktan ekip hazırlanmış onları bekliyordu.
-Duygu sende hemen hazırlan kızım dedi ve Tahirin ona baktığını gördü.Kafasıyla onaylayarak git sende dedi ve Tahirle Derende girdi içeri.
Duygu,Derene ve Tahire yelek vermişti.5 Dakika sonra yanlarına vardılar ve Mustafa yüksek sesle;
-Allah Yar ve Yardımcımız Olsun Arkadaşlar Haklarınızı Helal Edin dedi ve arabalara bindiler.
Deren Mustafalar ile aynı arabaya binmişti ve önden 2 zırhlı araba gidiyordu.Arkasından ise 4 tane ekip arabası sirenler çalarak onları takip ediyorlardı.
Kerem şöför koltuğunda,Selim yanında Duygu,Murat ve Tahir ise arkadalardı.
Celal kendince muazzam bir plan kurmuştu;
Evin arabalar ile gelinebilen sadece ön tarafı vardı ve geri kalan heryer ağaçlıktı.Kapının ağzına tahtalardan resmen sur kurdurmuş ve adamları ile uzun namlulu silahlarla yeşilliklerin aralarına dağılmışlardı.Evin içinde ise sadece 15 adamı vardı.Derya ise ortalıkta yoktu.Planları araba ile giremeyip arabadan inmeleri ve o sırada Celalgilin onlara yaylım ateş açmasıydı.
Mustafa Selimi aradı;
-Abi yavaşlayın eve sadece önden giriş var isterseniz 2 ekip arkadan ağaçlık alandan yaya olarak devam etsin dedi.
-Tamam Mustafam biz geçiyoruz dikkatli olun Allaha Emanetsiniz.
-Sizde abi dedi ve telefonu kapattı.Silahını eline alıp emniyetini çekti.
Dereni ise arka bölmeye almışlardı ve burdan çıkmaması için uyarmışlardı.
Selimler arkasındaki ekiple soldan ayrılmışlar Mustafalar ise dümdüz devam ediyorlardı.Mustafa tahtalar ile yapılmış suru gördü ve yavaşla dedi.Celal Jandarmayı görünce tedirgin oldu ve;
-Bunların burda ne işi var lan hay neyse bekleyin işaretimle dedi.
Mustafalar durmuş ve bir terslik olduğunu hissetmişlerdi.Yeşil alan ise sol taraflarında sağ tarafsa topraktı.
-Telsizle bütün ekibe ulaştı;
-Arkadaşlar burası çok sessiz bir terslik var işaretimi bekleyin ağaçları kullanarak pusu kurmuş olabilirler dedi.
-Selimler ise arabalardan inmişler herkes silahını çekmişti.O sıra Selim sırtına sokuşturduğu bir tabancayı Tahire uzattı;
-Kendini kolla evlat bağajdan yeleğine şarjör yerleştir dedi.Duygu Tahire yardım etti ve 10 kişi yavaş yavaş ilerlemeye başladılar.
Selim Kereme dönerek;
-Kerem ikiye ayrılalım dikkatli olun evin etrafını sarıcaz telsiziniz açık olsun.
-Tamam Komiserim dedi ve Keremler sol tarafa doğru Selimler ise sağ tarafa doğru ilerledi.
Mustafa arkasına dönerek;
-Beyler iniyoruz dedi.
Arka kapaklar açıldı;
10 Jandarma Uzun namlulu silahları ile aşşağı atladı.Mustafada kapısını açar açmaz Celalin bağırış sesi duyuldu!
-Ateş!
-Her yandan yaylım ateş geliyordu Mustafa neye uğradığını şaşırarak arkaya arkaya arabanın arkasına diye bağırdı.
Arabanın sağ tarafına geçti bütün birlikler ve arkadaki arabalar ise Mustafadan komut bekliyordu;
-Herkes arabanın sağ tarafına konuşlansın şerefsizler ağaçlardan yararlanıyorlar dedi.
Celalgil hiç durmadan mermi yağdırıyor Mustafalar ise ara ara çıkıp 1-2 kişi indirip geri çekiliyorlardı.
Sesleri duyan Selimler hızlanarak ilerledi.Evin tam arkalarındaydılar ve Tahir mutfak kapısının açık olduğunu gördü;
-Selim abi eve girersek onları sırtlarından vurma şansımız olur.
-Haklısın der demez yukarıdaki pencerede Duygu birini gördü ve siper alın ev dolu diyerek bağırdı.
Herkes bir tarafa atmıştı kendisini Celalin adamları ise yukarı pencerelerden ateş ediyorlardı.Selim ve Duygu sıra sıra çıkarak birerer birer indirdiler onları o sıra Tahir bir şey gördü!
Bir çuval tam ortada duruyordu ve ağzına kadar birşeyler ile doluydu.
-Murat abi şuraya bak şuraya bak.
-Ne? Bunlar patlayıcı Tahir onları ele geçirmemiz lazım.
-Abi beni koru diyerek Tahir fırladı.
Murat bağırarak;
-Tahir hayır Tahir hayır hayırrr o sıra Selim ve Duyguda başını Tahire çevirdi Tahir elinde silahı ile çuvalın yanına koşuyordu.Tam o sıra çalıdan bir adam çıktı ve Tahire elindeki silahla ona refleks olarak ateş etti ve kendisini yere atarak onu gövdesinden vurdu.Silahın hiç bu kadar geri tepeceğini hesaplamadağı için silah yüzüne çarpıp dudağını patlatmıştı.Tahir eli ile ben iyiyim işareti yaptı.
Selim yanlarında gelen Nuriye bakarak;
-Evlat koş dedi.
Nuri dikkat ederek Tahirin yanına gitti ve 2 dakika sonra çuvalı getirdiler.
Çuval el bombası ile doluydu.
Duygu eve girmeliyiz diyerek kayanın arkasından mutfak kapısına yaklaştı.Selimde arkasından giderek seni koruyorum kızım dedi.İçeri girdiler ve sesleri duyan bir adam kapının eşiğinden çıkar çıkmaz kurşunu kafasına yemişti.Dışarıda kalan Tahir ve diğerleride çuval ile birlikte içeri girdiler.Her taraftan silah sesleri geliyor herkes birbirine ateş ediyordu.Selim Mustafayı telsizden aradı;
-Mustafa durum ne koçum?
-Komiserim yoğun ateş altındayız bir polis memurumuz kolundan yaralandı sizin durumunuz ne?
-Tahir el bombası dolu bir çuval buldu evin içerisindeyiz dayanın evin içerisinden size destek vereceğiz sadece dayanın.
-Tamam Komiserim.
Mustafa telsizi kapatınca bağırarak;
Arkadaşlar geri kalın Selim Komiseri bekliyoruz sakin kalın dedi.
O sıra Kerem ve arkadaşları Celalgilin tam arkasından dolaşmışlar ve ağaçların arkasına konuşlanmışlardı.
Celal bağırarak;
-Devam edin devam edin biriniz bombaları getirsin koşun diyerek elinde silahıyla boş yere ateş açıyordu.
2 kişi silahları yere koyup Keremgilin yan tarafından geçip çuvalı almaya gidiyorlardı.Kerem başıyla işaret etti ve 2 arkadaşı arkalarından sessizce koşarak onları orada etkisiz hale getirdiler.Tam o sıra onları gören birisi;
-Patron arkamızdalar arkamızdalar diyerek o tarafa doğru dönüp ateş açmaya başladılar.Keremgil karşılık veriyor mermiler hava uçuyordu.Mustafa üstlerine açılan ateşin zayıfladığını hissetti ve sıra bizde aslanlarım diyerek eve doğru koşmaya başladılar.Evin etrafındaki taşlara ve tahtalara siper olarak geçip oradan karşılık veriyorlardı.Selimler ise çuvalı içeri saklayıp yavaş yavaş içeriye giriyorlardı o sıra merdivenlerden bir ses duydular;
-Ozan lan nerde kaldın Ozan diye bağırırken Duyguyu gördü;
-Silahını ona doğrultmadan Duygu çoktan onu vurmuştu.Ev kocamandı ve Selim ile Duygu üst kata diğerleri ise beraber orta kata bakıyorlardı. Murat ile Nuri önden Tahir arkalarından ilerliyorlardı ve Tahir arkasından bir kıpırdanma hissetti.Arkasına döndü ve Celalin adamlarından biri Tahirin boğazına asılmış;
-Seni küçük şeytan senin yüzünden herşey mahvoldu dedi.
Sesleri duyan Murat hemen mutfağa doğru koştu ve tabancasının dipçiği ile onu etkisiz hale getirdi.
Tahir kurtulunca;
Bunlarda amma güçlüymüş dedi ve devam ettiler.
Selim ve Duygu yukarı kata çıktıklarında 3 taraftanda ateş almaya başladılar.
Selim ile Duygu ise hemen siper alarak;
-Mermilerinin bitmelerini bekle Duygu dedi.
-Ateş 10 saniyeliğine durmuştuki Selim ve Duygu kalkıp onlara ateş ettiler.Sıra sıra yere düştü adamlar ve birisi bacağından yaralanmıştı.Yere düştüğü için şarjörünü değiştirememiş ve boş silahı Duyguya doğrultmuştu;
-Yaklaşma sakın yaklaşma vururum dedi ve Selim hiç düşünmeden kafasına bir kurşun sıktı.
Üst kat tamamen temizdi ve hemen pencelere koştular;
-Abi burdan herkes görünüyor.
-Evet hadi bizimkilere destek çıkmamız lazım dedi ve pencereleri açıp ateş etmeye başladılar.
Keremgil telsiz ile konuşup;
-Bizi çok fena sıkıştırdılar buraya acil destek lazım.
Mustafa konuşarak;
-Dayan evlat geliyoruz dayanın dedi.
Mustafa ve 20 Jandarma neredeyse onlara ateş açanlarının çoğunu öldürmüşler ve sıcak temasa geçiyorlardı.
Duygu mermisini değiştirmek için arkasını dönmüştüki dolapta silahlar olduğunu gördü;
-Komiserim arkanıza bakarmısınız!
Selim telaşlı bir şekilde arkasını dönünce gözlerine inanamadı.
-Bunlar uzun namlulu tüfekler? Neden bize bunlar yerine tabanca ile saldırdılar dedi.
Duyguda gülerek;
-Ah komiserim çaylaklar işte diyip hemen ayağa kalktı.
Selim;
Dikkatli ol,dürbünlü olanlardan alalım dedi.
O sıra Tahirler ilerlemişti ve Nuri geri çekilin diye bağırış sesini duydu.
2 Kişi onlara ateş açıyordu ve Tahir yanına aldığı bombayı Murata vererek;
-Nuri geri çekil dedi ve bombanın pimini çekip ileriye doğru fırlattı.
7 saniye sonra bomba yüksek bir gürültü ile patladı ve bütün herkesin bakışlarını o tarafa doğru çekti.
Bombanın patlama sesinden sonra Duygu;
Komiserim aşşağıda birşeyler oluyor ben aşşağı iniyorum.
-Tamam kızım dikkatli ol ben burdan destek vereceğim dedi.
Celal o patlamadan sonra buradan sağ çıkamayacağını hissetti ve yavaş yavaş aradan sıvışmaya çalışıyordu.
Patlamadan sonra Murat ile Nuri ilerlediler ve temiz diye bağırdı Nuri.
Celal eve yerleştiriği 15 adamndan 6-7 tanesini evin deposuna kitlemişti.Çünkü evin içinde kaçırdığı çocuklar vardı!
Kendi aklınca onları koz kullanırım diye düşünmüştü.
Duygunun aşşağı elinde m416 ile indiğini gören Murat gülerek;
Hop hop o bebeği bizden uzak tut dedi.
-İyimisin sen birşeyiniz yok ya ?
-İyiyiz ama evde neden bu kadar az kişi var dedi?
O sıra Tahirin aklına Derenin depodan söz ettiği geldi ve;
-Abi Deren depo falan diyordu orda olmasınlar?
-Haklısın ama nereden gidiliyor depoya?
Nuri karıştı söze ve;
-Dağılalım dedi ve herkes bi yöne gitti evin içinde.
Mustafalar iyice yaklaşmışlardı ve Keremgile ateş açan adamların tam arkalarındaydılar.Mustafa telsizden konuşarak;
-Bombalar dedi ve işaretimle;
3 2 1 !
Peş peşe el bombaları fırlatılmıştı ve hepsi sırayla büyük bir gürültü ile patladı.Adeta 10 saniyelik bir deprem olmuştu bölgede ve herkes 5 saniye sersemledi.Bombayı fırlattıklarından sonra Mustafa bağırarak;
-Kalkın aslanlarım dedi ve Celalin kendilerine ağaçlar ile yaptıkları surlardan atladı Mustafa ve yanındakiler.
Tek tük ateş açan kalmıştı bölgede ve sırayla indirdiler onlarıda.
Celal ise ortalıktan çoktan tüymüş ve arkasına bakmadan arabasına koşuyordu.
Kerem ayağı kalkarak Mustafa abi arkadaşlarımdan ikisi yaralandı.
-Tamam aslanım hemen onları yetiştirmeliyiz dedi ve yanındakilerden birisi;
-Komutanım ben Ambulansı aradım yakında burda olurlar.
-Tamam Selimlerden bir haber varmı başka yaralımız varmı herkese bakın bu şerefsizlerdende ölmeyen varsa bir yere toplayın,Kerem sende benle gel aslanım içeri girelim dedi.
Selim olanları hayranlıkla izledi ve yerinden kalkıp hızlıca aşşağı indi.
-Nuri depo kapağını bulmuştu ve silahını yere koyarak hiç düşünmeden kapağı açtı.
Kapağı açar açmaz pusuda bekleyen Celalin adamları tüm güçleri ile Nuriye doğru kurşun yağdırdılar.Nuri ise hemen kapağı kapatıp geri çıktı .Biraz sonra depodan 2 adam çıkmış ve silahları ile koridoru kesiyorlardı.Selim koşarak gitti ve ilk öne Nuriyi ardından karşıdan gelen Murat ve Duygunun geldiğini gördü.Eli ile yavaşla işareti yaptı ve yeleğini çıkarıp ortaya doğru fırlattı.
Fırlatır fırlatmaz adamlar ateş açmışlardı ve adam olduğunu anlayınca ne yapacaklarını düşünüyorladı ki Selimin arkasından Tahir elinde pimi çekilmiş bomba ile koştu ve aniden oraya fırlattı.Bombanın patlaması ile ortalık toz duman içinde kaldı.Duygu bombanın etkisinden sonra silahı ileri atıldı ve kimse yoktu sadece aşşağa açılan kapı vardı.O sıra Mustafa ve Keremde yetiştiler.
-Abi iyimisiniz?
-İyiyiz aşşağıya bakacağız birileri olabilir dikkatli olun dedi.Mustafa önden giderek merdivene ayağını attı.İçeride ise siper almış 3 adam daha vardı.Mustafanın ayağını görünce ateş açtılar ve Mustafanın ayak bileğinden kurşun sıyrıldı.Mustafa bağırarak geri adım attı ve şerefsizler diye bağırdı.Nuri ve Duygu hemen Mustafayla ilgilenmeye çalıştılar ve Murat aşşağı doğru bağırarak herşey bitti silahlarınızı atın yoksa hepiniz öleceksiniz dedi.
İçerideki adamlar telaşla birbirlerine baktılar ve bağırarak;
-Tamam lütfen bize ateş etmeyin lütfen bize ateş etmeyin diye elleri havada yukarı çıktılar.Kerem hemen onları kelepçeledi ve Selim ile sağlam bir dayak attılar.Mustafanın 2 kolunu girerek onu dışarı çıkarttılar.Çocuklar elleri ve ağızları bağlı olduğu için ne konuşabiliyor ne hareket edebiliyorlardı.Duygu ve Tahirde vurulan adamları kaldırmaya çalışırken Tahir birilerinin olduğunu fark etti ve hemen silahı ile aşşağı indi.Yaklaşık 10-15 çocuk korkmuş şekilde ona bakıyorlardı.Hemen Duyguya seslendi;
-Abla çocuklar burada çocuklar burada!
Duygu şaşırıp aşşağı inince gözlerine inanamadı.
-Aman Allahım şunlara bak nasılda korkmuşlar Tahir hemen çözelim onları dedi.Mustafa ve Selimler dışarı çıkmışlardı.
-Durum noldu çocuklar ?
-Komutanım,Komiserim maalesef ölülerin,yaralıların içinde Celale rastlayanamadık kaçtı sanırım dedi.
Selim sinirlenerek;
-Korkak şerefsiz diye bağırdı.
Selim boşta duran Ambulansı görerek;
-Mustafa Ambulansa geç haydi dedi ve Murat ile Nuri ona Ambulansa taşıdılar.
10 dakika sonra ise Duygu ve Tahir içeriden 15 çocuk ile çıktı.
Komiserim çocukları içeri saklamışlar ağızları ve elleri bağlı dedi Duygu.
Selim şaşırarak;
-Oh kuzularım hemen buraya bir araba getirtiyorum dedi.
Çatışmanın durduğunu fark eden Derende kapıyı açıp Tahirlerin yanına geldi ve Tahire sarıldı.
-Birşeyin yok ya ? iyisin demi?
-Merak etme güzelim dedi saçını okşayarak Tahir, iyiyim dedi.
Ambulanslar hastaneye doğru ilerliyorlar Selim ise Celalin ölen adamları için Müdürü ile konuşuyordu.
Duygu Selime dönerek;
-Komiserim ben Muratla çocukları karakola bırakayım siz burdasınız?
-Evet kızım şu adamları falan halledicem siz gidin bende geçerim kafanızı dağıtın biraz dedi.
Hep birlikte arabaya geçtiler ve Duygu arabayı sürüyor Murat ise yan koltukta oturuyordu.Tahir ile Derende arka koltukdalardı.
Duygu aynadan Tahire bakarak;
-Bugün çok iyi iş yaptın Tahir ama beni çok korkuttun ya o adam seni vursaydı?
Tahir alınarak;
-Ne güzeldi işte aileme kavuşurdum dedi.
Derenin onu çimciklediğini hissetti ve tamam tamam özür dilerim dedi ve hep beraber güldüler.Karakola geçiyoruz siz açıktıysanız birşeyler falan yiyelim?
-Şuan sadece sıcak bir kahve istiyorum Duygu abla dedi ve karakola doğru devam ettiler…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybolmuş Yıldız
Teen FictionHer yıldız bir gün sönecektir asıl mesele sönmeden neler yapmaya çalıştığındır. Son defa bütün gücün ile savaşmaya varmısın?