Medya; Tunay'ın Kurt'u var.
Buraya harika bir görsel şölen ve müzik bırakıyorum.
DÜZENLENDİ 💎
〰️〰️〰️
Tunay, kızın kendini ve kurtunu göremeyeceği ama onu net gören çalılıkların arkasına geçip çıt çıkarmadan kızı izliyordu.
İlay ise bir müddet gölün soğuk sularında titredikten sonra gölden çıkıp ağaçlık alandan uzaktaki ayın aydınlattığı toprağa dizlerinin üzerine çöküp ellerini açtı
"Allahım beni kurt gözlü o adamdan kurtardığın için çok teşekkür ederim, lütfen yolumu bulmama yardım et . Amin"
Söyledikleri , yüzüne sürdüğü eli ve Kurt gözlü benzetmesi Tuna'yı düşüncelere soksada İlay'ın acıdan yanan boğazı bir an önce ayağa kalk ve yardım bul der gibi acıyordu.
Patikaya bile izin vermeyen sık ağaçlı ormanda yalın ayak yürümeye başlayan İlay her adımında ayaklarının altına batan taş ve ağaç parçalarıyla göz yaşlarını akıtıyordu.
Bu hali Tunay'ın daha çok dikkatini çekmişti uzaktan tanıyıp bildiği kadarıyla İlay yönünü asla kaybetmeyen savaşçı biriydi oysa karşısındaki kız ise bir o yana gidiyor bir bu yana gidiyordu soğuktan mı yoksa korktuğundan mı titrediğini anlayamasada onu izlemeye devam etti. Akıttığı göz yaşları ise Tunay'ın içinde bir şeyleri kıpırdatıyordu.
İlay yanlış yöne girdikçe Tunay onu doğru yöne yönlendirmek için kimi zaman uluyor kimi zaman bir baykuş edasıyla ötüyordu bazen ise hiçbir şeye gerek kalmadan çıtırtılardan korkup doğru yönde ilerliyordu.
Çadırına yaklaşmaya daha varken birçok kişi aynı ağızdan İlayın ismini zikrediyor, ellerinde meşalelerle ormanın içinden yavaş yavaş ona yaklaşıyorlardı.
İlay umudunu yitirmeye başladığında duymuştu sesleri, işittikleri ona bir uğultudan farksız gelse de var gücüyle bağırmıştı:
"Yardım edin!"
Sesi herkes duymuştu, sesin geldiği yöne koşarlarken, İlay kendine doğru gelen kızıl ışıklara ve seslere cevap veremeden olduğu yere yığılmıştı.
Tunay yerinden kalkıp gidecek olsa da ona kendinden daha yakın olan bir kız koşarak gelip İlay'ın başını dizlerinin üzerine koydu.
"Acele edin!"
Telaşla konuşan kız İlay'ı inceliyor yarasına bakıyordu. Çok geçmeden getirilen bir atın üzerine konulan İlay etrafındaki panik havasından çok uzakta istiratteydi.
Elindeki meşaleyi yanında olan koruma Alp'ine verip kendi atına bindi Seçil, anne babası öldükten sonra ailesinden kalan biri bilmişti İlay ı , öz kardeşi gibi severdi. Can yoldaşı, dert ortağı olmuşlardı onlar birbirlerine.
Yol boyunca Seçil'in endişesi yüzüne yansımıştı nihayet çadıra geldiklerinde Doğu İlindeki kadar görkemli ve işlemesi çok olmasada Kağan kızına yakışacak kadar büyük olan kaalga'dan(çadırın kapısı) geçip çadırın içine girdiler.
Üç Alpten ilkine bakarak konuştu Seçil:"Hemen en yakındaki kam'ı bulup getirin."
Alp'lerden ilki, söylenenleri başıyla onayladıktan sonra otağdan çıkıp kam'ı bulmaya gitmişti bile.
Çadır'ın içinde ise Seçil hala yapılacakları Alpler'in hepsinden sorumlu olan Batur Alp'le konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTÜKEN YOLU -final/düzenleme-
Исторические романыÖTÜKEN YOLU Günümüzde yaşayan İlayda bir anda kendini GökTürk devletinde bulur bu yolculuk İlayda için sadece zamanda yapılmış bir yolculuk değildir İlayda yapmış olduğu yolculukla hem adı hem hayatı değişir. Mavi Dolunayla zamanda yolculuk yapar...