Otağın içinde yalnız kalan Tunay elini sıkıca tutan kıza baktı. Onu ilk tanıdığı günki gibiydi güzelliği. Ve bu güzelliğiyle herkesi etkiliyordu.
Güzelliğinin gerisinde yer alan masumiyeti ve savaşçı ruhu onu her er'in eş olarak isteyebileceği bir kız yapıyordu.
Tunay tüm yaşadıklarına inat mutlu olabileceğine inanıyor , onu kimsenin sevmemesine rağmen yine de birinin sebepsizce sevebileceğine inanıyordu, kendisine bile bazen imkansız gelen bu düşüncelere için kalbinde her zaman bir ümit taşıyordu.
'Bilincin yerinde olsaydı da böyle tutarmıydın yine elimi ?"
Kimsenin otağda olmayışını fırsat bilmişti Tunay içindekileri dökmek için.
"Seni o kadar çok bekledim ki bunu sana anlatamam,bütün acılarıma inat senin geleceğine inandım verdiğin sözü tutacağına inandım. Şimdi buradasın ama verdiğin sözü bile hatırlamıyorsun."
Tunay başını yere eğip ilk arkadaşının elini okşadı. Onu senelerce böylesine bekleten duyguyu onu nefrete sürüklemek istese de İlay dan nefret edememişti.
Gürültüyle açılan kaalga'dan içeri Aka ve Seçil girdi. Başını onlara çeviren Tunay , Aka nın hızlı adımlarla yanlarına gelip ikisinin önünde diz çöküp oturmasını izledi.
"Nasıl oldu?"
"Törende herkes ellerini birbirinden ayırdığında İlay elimi bırakmadı ve sonra kendinden geçti."
Aka bir yandan Tuna'yı dinliyor bir yandan da İlay ı muayene ediyordu.
"Çadırımda ona iyi gelecek merhemlerden var kimse törenden ayrılmadan onu alıp geleyim."
Hiçkimseden bir cevap beklemeden hızla ayağa kalkıp dışarı çıktı Aka, beş dakika sonra da elindeki merhemle geri döndü.
Yavaşça Tunayın parmaklarına değdirmemeye çalışarak İlay'ın parmaklarının aralarına sürdü merhemi.
"Henüz buralara alışamadığı için bedeni buna tepki veriyor olmalı."
Aka nın sözleri Tunay'ın kaşlarını kaldırmasına sebep oldu.
"Neden alışamasın buraya? Ötüken en güzel yerdir."
Aka bir anda ağzından çıkan sözlerle düşüncelerini içinden değil dışından söylediğini fark etti.
"Her şeyi hatırlamadığı için buraya da uyum göstermesi zor oluyordur yarından itibaren ona buraları gezdirip eskiden yapabildiği her şeyi öğreteceğiz."
Aka , Seçil'in gözlerine bakmıştı çünkü bu iş en çok onu ilgilendiriyordu. Seçil de bunu bildiği için söze girdi.
"Hiç merak etme, bacım İlay eskisinden bile daha iyi at binip ok atacak ona her şeyi baştan öğreteceğim ."
"Sadece sen öğretmeyeceksin Seçil bunları ona ok atıp at binmede en iyi olan biri başgurluk yapacak.(başgur:öğretmen-eğitici)
Aka, Seçil ve Tunay sesin geldiği yöne döndüler. Hepsi ayağa kalkıp Boratan Hana selam verdi. Tunay kalkacakken Boratan Han onu eliyle durdurup oturmasını işaret etti. Zira İlay ın tören sırasında kendinden geçerken Tunay ın elini tuttuğunu görmüştü ve bu İlay ı rahatsız edeceği için yerinden kalkmasına müsade etmedi.
"Han'ım benden başka ona bunları kimin öğretmesini istiyorsunuz?"
Seçil başını yerden kaldırmasa da İlay ın en yakın arkadaşı ve onu korumak için görevlendirildiğinden sormak zorundaydı bu soruyu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTÜKEN YOLU -final/düzenleme-
HistoryczneÖTÜKEN YOLU Günümüzde yaşayan İlayda bir anda kendini GökTürk devletinde bulur bu yolculuk İlayda için sadece zamanda yapılmış bir yolculuk değildir İlayda yapmış olduğu yolculukla hem adı hem hayatı değişir. Mavi Dolunayla zamanda yolculuk yapar...