Yuğ Töreni (Yarı Final)

3.1K 249 70
                                    

Tunay kollarıyla sarıp sarmaladığı sevdiğinin  uyuyuşunu seyretmişti  uzun uzun.
İlay da sevdiği  adamın  kollarının  arasında rahat bir uyku çekmişti gece boyu.

Yeni gün  onlar için  güzel başladığında obalarına dönmek  için  buraya ilk geldiklerinde giydikleri kıyafetleri giyip çadırdan çıktılar.
Yeni evli çifti dışarda Börü Budun bekliyordu.

"Kutuz avıldakilerin akçelerini dağıttın mı?"

Tunay kimseye mahcubiyet vermeden Toyumuza katıldınız  diyerek avıl halkının geçimlerini birazda  olsa rahatlatmak istemişti. Kutuzdan beklediği cevap gelince de vakitkaybetmeden atlarına binip Ötüken e dört  nala at sürmüşlerdi.

Orhun kıyısına geldiklerinde hiç köpürmemiş atlarını yinede dinlendirip sulamak için atlarından inmişlerdi. Sert esen rüzgarlar  gelecek olan fırtınanın habercisi gibiydi.

"Bu kaynaktan içenin  yüreği  tunç  olur birgün  bir yiğidimiz olursa onu buraya getireceğim. Tinini(ruhunu) doya doya kandırsın Orhunun kaynağında."

Tunayın sözleriyle buz gibi havada  içi  ısınmıştı İlayın elini nehrin kenarindaki suya değdirdi.

"Artunç."

"Artunç kim görklüm?"

Tunayın hizasına gelip  gözlerinin  içine baktı  İlay. Işıl ışıldı gözleri mutlululla gülümsüyordu.

"Tengrinin illerde  bize vereceği  börü balanın adıdır,nasıl? Tunç gibi sağlam demek."

"Çok, çok güzel diğer balamızda sana benzesin  Ayza  olsun , Ay gibi güzel yüzlü kızım olsun."

İlayla alınları  birbirine değerken  alnına bir öpücük  kondurmuştu .

Soğuk  havada daha fazla durmamak için  İlayın atını yanına getirdi.

"Yola devam edelim fırtına gelecek gibi.
Avılda koldaşlarımın hepsini tanıdığını  söyledin  nerden tanırsın onları?"
*Koldaş; aynı mesleği yaptığı arkadaş,iş arkadaşı.

Tarihin gizli kahramanları geleceğin  efsaneleriyle bizzat tanışmış hepsini ayrı  ayrı çok sevmisti İlay.

"Hepsi nam salmış  yiğitlerden."

"İlay onlar gizlidir nam salmazlar bana doğruyu  de nerden tanırsın içimizde  sana da çalışan  bir börümü vardır yoksa?"

Tunay sonlarına doğru  gülümserken  İlay da gülümsemişti. Atları  usulca yürürken  onlar da birbirlerine bakma fırsatı  bulmuşlardı.

"Henüz nam  salmadılar ama  ileride öyle ün salacaklar ki herkes onları konuşacak. Aybekle Aktay nice kaleden binbir zorlukla bilgi getirecek,
İrnekle Alçin savaş  meydanlarında harladıkları gönül yangınlarıyla kızıl alma yolunda kendi balalarını yetiştirecek,
Kutuz uyuz çinlilerin yenilmez komutanlarına diz çöktürtecek."

Tunay  hayretle  İlayı dinlerken yüzünü kaplayan hüznün nedenini  merak etti biraz önce gülümserken Kutuzdan bahsederken üzülmüştü.

"Neden ay yüzünü  hüzün kaplar görklüm?"

Sesindeki şefkate  sarılmak  istiyordu İlay, ölüm ikisi beraber kaldığı sürece etraflarında kol geziyorken onu çok severken nasıl bırakacağını düşünmüştü  bir an için.  Daha sonra  kendini toparlayıp sorusuna cevap verdi.

"Sebebini bilmiyorum görevlerinin gizliliginden olsa gerek. En yakın dostlarının elinden yaşacaklar ölümü , hayatı yaşamayı biliyorlar onlar biçin üzülüyorum."

ÖTÜKEN YOLU -final/düzenleme-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin