İlay gözlerini kendi çadırında açmıştı dışarıdan gelen eğlenen insanların sesleri olmasa bütün günü uyuyarak geçirebilirdi.
Yatağında otururken Kaalganın açıldığını gördü. İçeri aceleyle Aka girmişti."Hâlâ uyuyormusun bugün törenler başlıyor katılman lazım."
Aklından uçup giden bu ayrıntıyla yerinden kalktı nasıl unutmuştu Aka nın kamlamak töreni bu gün başlıyordu.
"Kusura bakma unutmuştum gece-"
Sözünü bitirmeden geceyi anımsamaya çalıştı.
'Gece neredeydim ben ya ? Hah Celasunlaydık, buraya nasıl geldim ki ?'
Sadece sohbet edip kımız içtiklerini hatırlıyordu buraya nasıl geldiği hakkında hiçbir fikri yoktu.
"Celasun seni gece getirdi, neyseki seni getiriken kimse görmedi birde insanların yakıştırmalarıyla uğraşamazdık."
Aka İlay ın beyninden geçenleri okumuş gibi cevap verdiğinde kızın içi ürpermişti, ayrıca insanların yakıştırmalarından dedikoduları kastettiğini anlamıştı.
"Tunay döndü mü ?"
"Dönemdi."
"Çok garip hissediyorum Aka yapılan büyünün biran önce ne olduğunu öğrenip boz lütfen sanki içimi birşeyler yiyip bitiriyor istemediğim şeyler oluyor sanki, özellikle onun yanındayken."
İlay ın sözleriyle aka nın da kafası karışmıştı. Nasıl bir kötü büyü böyle etkiler bıraka bileceğini düşündü.
"Öğrenicem."
İlay hızla hazırlanıp uzun saçlarını ördüğünde son olarak saçlarına takacağı küpe benzeri gösterişli uzun takıları taktı. Kırmızı kıyafetinin üzerinde harika durduğundan emindi. Buraya geldiğinden beri sıkça kırmızı kıyafeti kullanıyordu.
Oba da herkese yemekler verilirken Aka nın Töreni için ormanlık bir alan seçilmişti.
Törene katılım çok yoktu halk için bunlar sıradan şeylerdi yapmaları gereken işleri olduğu için oldukça az insan katılmıştı.
Tören yerinin hazırlanması için akşam saati bekleniyordu, bu da onlar için önemli bir zaman dilimiydi.
İlay uzaktan gördüğü Celasun a el sallayarak yanına gitmişti.
"Müsait miydin?"
Celasun etrafını inceledikten sonra başıyla onayladı.
İlay celasunu kolundan tutup insanların gözünden uzak ağaçlıklarının arasına çekti.
"Dün gece sana boynumdaki yazıyı göstermiştim ya sende bir şekilde benzetememiştin bana onu çizermisin?"
"Tabi olur atımın heybesinde Çin den getirttiğim beyaz yapraklardan olacaktı."
Beyaz yaprakların kağıt olduğunu anlaması uzun sürmemişti İlay ın. Başıyla onayladığında Celasun koşarak atının heybesindeki küçük defteri alıp geldiğinde İlay da iki örgülü saçlarını omuzlarından öne alırken tokaların çıkarttığı sesi dinledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTÜKEN YOLU -final/düzenleme-
Historical FictionÖTÜKEN YOLU Günümüzde yaşayan İlayda bir anda kendini GökTürk devletinde bulur bu yolculuk İlayda için sadece zamanda yapılmış bir yolculuk değildir İlayda yapmış olduğu yolculukla hem adı hem hayatı değişir. Mavi Dolunayla zamanda yolculuk yapar...