İlay ın sorusuyla Tunay uzun müddet içinde birikenleri söyleyebilirdi nihayet.
"Beni o gece tanımadığında anladım."
Kaşları çatılmıştı bir anda İlay ın. Derin bir nefes aldı.
'Ne diyor bu çocuk şimdi anlamıyorum ki...'
"Nasıl yani ben seni tanıyormuydum?"
Başıyla onayladı genç Tigin cevap vermeden.
Onca cevap için de hâlâ cevaba ulaşamamış gibi çırpınıyordu İlay."İki arkadaş birbirlerini ömür boyu hatırlarlar İlay, ama sen benim o tanıdığım kağan kızımısın bundan emin değilim artık."
Bir anda aklında mavi gözlü küçük kız belirdi İlay ın küçük oğlan çocuğuna sarılan kız. Ormana girmeden önce gördüğü halüsinasyon yeniden canlandı beyninde. Tüm gördüklerinin gerçek mi yoksa hafızasının oynadığı bir oyun mu olup olmadığını kestiremiyordu.
'O kız çocuğu benmiydim?' Gördüklerimin halüsinasyonmu gerçek mi olduğunu öğrenmem gerek.'
"Sana gök renkli kolyeyi veren bendim değil mi ?"
Tunay beklemediği bu cevapla mutluluk ve şaşkınlık arasında gidip geldi."Hatırlıyormusun? O kadar uzun zaman oldu ki kolyeyi vereli onu unuttuğunu hatta beni unuttuğunu düşünmüştüm."
'Benmişim tüm o gördüklerim gerçekmiş! Yaşamadığım ama gördüğüm her anı birileri için birşeyler ifade ediyormuş.'
Karşısında sevinçle tebessüm eden adama baktı çocukluğunu da bu çağda geçirmeyi çok isterdi. Ama bu çağda yaşamadığından emindi.
"Şimdi her şeyi hatırlıyormusun?"
İlayın omuzlarına ellerini koyup gözlerinin içine umutla bakıyordu Tunay.
"Sanırım, yani bilmiyorum birazını zihnimde görüyorum ama hepsini değil."
"Verdiğin sözleri hatırlasan yeter."
Ellerini omuzlarından indirip yola devam etti Tunay.
Dağın zirvesine yaklaştıkça bitki örtüsü de azalıyordu ağaçlar geniş mesafede tek tük kalmış,bütün alanı yeşil çalı şeklinde dikenli bodur bitkiler kaplıyordu.Çalılıklara takılmamak için olduğa dar olan cılga (patika,sadece hayvanların geçebileceği genişlikte ve yol,keçi yolunun tarifi için de kullanılır.) içinde dikkatli bir şekilde adım atıyordu İlay.
"Sana ne sözü verdim?"
Sorusuna asla yanıt alamayacağını biliyordu İlay bi şekilde Tunay sürekli kendisinin bilmesini isteyen tavırlar sergiliyordu.
"Beni asla yalnız bırakmayacağımıza hep hatırlayıp birbirimize kol kanat gereceğimize söz vermiştik. Çok küçük olabilirdik ama söz vermenin yaşı yoktur Kağan kızı. O günden sonra ben sözlerimin hepsini tuttum ama sen benim ziyaretime bile gelmedin üstelik belliki beni unutmuşsunuz."
Bu yanlış anlaşılmaları onun sandığı kişi olmadığını söylemek istese de bunu yapamazdı.
"Ama yalnız kalmadın öyle değil mi ? Mutlaka birkaç arkadaşın vardır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTÜKEN YOLU -final/düzenleme-
Historical FictionÖTÜKEN YOLU Günümüzde yaşayan İlayda bir anda kendini GökTürk devletinde bulur bu yolculuk İlayda için sadece zamanda yapılmış bir yolculuk değildir İlayda yapmış olduğu yolculukla hem adı hem hayatı değişir. Mavi Dolunayla zamanda yolculuk yapar...