Defterden.

1.3K 14 3
                                    

Birazdan aşağıda okuyacağınız yazı benim eski defterimden arda kalan tek yazıdır. Yani en azından ben öyle biliyorum. Bana, geriye kalan bütün sayfaların yakıldığı söylendi ve inanın bunun için çok üzgünüm. Eğer imkanım olsaydı o defteri sayfa sayfa burada sizlerle paylaşmak isterdim. Hikayeye devam etmek konusundaysa inanın çok kararsızım. Teşekkür ederim.

Burası karanlık bir hastane odası. Üç dilek hakkım olsaydı üçünü de senin için kullanırdım. Yani ben memnunum bu yataktan. Üzülmüyorum bile. En komiği de hala ölmüyorum. Sabaha yakın. Burada günler sabaha çok yakın. Burada her şey bir sana uzak birde ölüme. Valla bak, ölüme uzağım. Çizgili bir defter kağıdına yazıyorum. Her şey yeterince klişe ve A4 kağıdı da mektup için fazlasıyla klişe. Tabuları yıkalım mı? Ölüm uzakken bu pekte yakın değil.

Uyandığımda saat geceyi bırakıp gündüze yaklaşmıştı. Biz gibi değil, seninle ben gibi yani. Sen benim gecem ben de o saatim. Artık geceyi bırakmış hatta gündüze yaklaşmıştım. Burada ölüm yok, burada sabahlar oluyor. Bilirsin, sen benim gecemdin. Koyu karanlık. Ve yine bilirsin, seni severdim. Utanmasam gündüze lanet okuyacak kadar severdim geceyi. Karanlıktan nefret eden bir küçük kız kadar severdim işte. Lanetli miydim? Çok lanet ederdim.

Gecede bir farklılık onu 'geçe' yapardı. Geçe doğru giderken saat, sabahı vururduk. En güzel liman dizlerin. Ben limana vururdum. Beni de bir harf gündüze yaklaştırdı. Sahiplenme harfini benden uzaklaştırdığından beri gündüze yakınım. Yakınlığıma tüküreyim, gece benim aşkımdı. Sen, benim aşkımdın. Aşk mı? Kaçıncı adamda deniyorsun aşkı? Aşkım gitti benim.

Yere bastım, baktım ki ayaklarım uyuşmuş. Bunu yerden çekince anladım. Sana dokundum, baktım ki ellerim uyuşmuş. Bunu senden çekince anladım. Uyuşmuşum. Kalbim bile uyuşmuş. Şimdi bir döşekteyim. Hasta döşeği. Yatak döşek hastayım.

Burası karanlık bir hastane odası. Gündüz oluyor. İzin ver gecede olsun. Hala uyuşuğum. Bunlarda uyuşuk parmaklarımdan dökülen üç beş cümle. Üç beş yüz kelime. Üç beş bin harf. Yazık olmuş. Tükürdüm adını, kulak ver. Sahiplenme ekini geri al, bana beni geri ver. Uyuşmuşum.

...

Uyandım, gün gündüz. Yıl, bugünün Temmuzu. Ay, seni bana çeker. Bu defter sayfası fazla kısa sürdü. Bu da mı bitiyor? Bu da yakında gider. Ölürsenli cümleler kuruyorlar bana. Ölürsem diyorum, ölürsem sıradanlaşacağım. Bana farklı bakıyorlar burada. Oysa ölüm çok normal, gündüzü getiren gece. Çok normal. Ölürsem değil diyorum, yaşarsam farklılaşacağım. Şimdilik sıradanım. Tut ve sahiplenme eklini al benden. Sonra bana geri ver. Şöyle;

...

Size Bir Hayat Anlatacağım.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin