45- Derin Uyku

228 48 9
                                    

Uzaktan buraya gelenleri gördüm. Karan'ın ailesi ve sürüsü buraya geliyordu.Gözlerimi son kez Karan'a çevirdiğimde dudaklarının hızlı hızlı kıpırdadağını gördüm.Sesi çok uzaktan geliyordu sanki.Ve o ses git gide azaldı.Ve bir süre sonra tamamen yok oldu,aynı görüntüm gibi.Gözlerim kapanmış,kulaklarım duymaz olmuştu.

Her şey bu kadar mıydı?

Ölüm cidden bana bu kadar yakın mıydı?

....................

Karan'ın Ağzından

Her şeyin bittiğini düşündüğünüz o an,Dünyanın başınıza yıkıldığını sandığınız vakitte olsanız ne yapardınız?

Yıkılırdınız dimi?

Sevdiğim kadının kollarımda nefes alamaması ve benim elimden bir şeyin gelmemesi.Köşeye sıkışmış durumdaydım.Yaptığım büyüler hiçbir işe yaramıyordu.Ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.Acizdim.Hiç olmadığım kadar aciz durumdaydım.Büyüyü ısrarla tekrar tekrar yapıyordum.Her seferinde olumsuz sonuçlanıyordu ama ısrarla devam ediyordum.

Birinin onu kollarımdan alması ile kendime geldim.

Babam Dolunay'ı yere yatırdı.

Yavuz"Nesi var?"

Yiğit"Büyücüler nefes alamaması için büyü yapmış!"

Babam ellini Dolunay'ın boğazına koyarak gözlerini kapadı,gözlerini geri açtığında simsiyahtı. Yabancı kelimeler söylemeye başladığında Dolunay'a odaklandım.Bir hareket bekledim veya kalp atışı.

Ne kalp atışı ne bir hareket vardı.Dolunay dümdüz yatıyordu,yüzü her geçen dakika daha da morarıyordu.Omzuma bir el dokununca kendime geldim.

Berk"Kendine gel.Bu şekilde onu geri getiremezsin."

Kimse gram umrumda değildi.Hala bir hareket bekliyordum,ölmüş olamazdı.O Dolunaydı,nasıl ölebilirdi ki?

Babam ellerini boynundan çekince ellerine geri uzanıp Dolunay'ın boynuna koydum.

"Devam et!"

Yavuz"Bu büyü işe yaramıyor işte,onu eve götürelim daha kuvvetli büyüler yapıcam"

Gözlerimden akan neydi?

Kan mı yoksa gözyaşı mı?

Kahretsin! Neydi beni mehveden?

Babam onu kucağına almak istediğinde izin vermedim. Gözümden akan yaşlar Dolunay'ın yüzüne geliyordu.Dudaklarımı birbirine bastırdım.

Kollarımı Dolunay'ın belinden ve bacaklarından geçirdim.Onu kaldırdığımda yüzlerimiz yakındı.

Siktir! Ölüm ona hiç yakışmıyordu!

Berk"Abi bırak biz taşıyalım."

Sesimi çıkarmadan arabama doğru yürüdüm.Berk sürücü koltuğuna geçerken Dolunayı arka koltuğa yatırıp başını kucağıma koydum.

"Dayan güzelim"

Berk sürmeye başlamıştı bile,arada dönüp bize bakıyor sonra yoluna devam ediyordu.

Kalbime 100 hançer saplasalar daha az acırdı.Bu neydi böyle? Bu acıya kalp dayanırmıydı ki?

Ellerimi saçlarına götürdüm,yüzünün her köşesi ezberimde olmasına rağmen ısrarla daha da ezberlemek istiyordum.Ah güzel yüzlüm benim,neydi senin suçun?

Yüzü mosmor olmuştu.Geri gelmesi çok zordu.Ama o bir melezdi,daha da güçlüydü.Ölmesi saçma olurdu,geri gelmesi lazımdı.

Bu düşünce ile başımı arkaya yaslanıp gözlerimi kapattım.Gözyaşlarım terk edilmiş bir dipsiz kuyu oldu.

SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin