49- Gücüme Güç Gelecek

212 54 19
                                    

Karan olduğu yerde bir duraksadı. Benim ona vuramadığım gibi onun da bana vuramayacağını biliyordum.

Yiğit"Çocuklar hadisenize."

Karan bir eline bakıp bir bana baktı.

Karan"O kazandı işte."

Yiğit hoca çıldırmak üzereydi. Etrafımızda olan bir kaç öğrenci halimize gülüyordu.

Yiğit"Dolunay, Hira'nın karşısına geç. Karan sende Burağın karşısına geçiyorsun."

Karanla birbirimize baktık. İkimizde gülmeden edememiştik.

.............................

Hira'yı saniyeler içinde yere serdiğimde Karan'a baktım. Burağın suratına son yumruğunu atarak ayağa kalktı.

Yiğit"Tebrik ederim. Gelişmeniz için gücünüzün eşit olduğu biriyle dövüşmeniz gerekli, yani birbirinizle."

Karan"Hiç gerek yok. Bakın ikimizde güçlüyüz, niye dövüşelim, çok saçma."Yiğit"Neresi saçma acaba? Bu şekilde kendinizi geliştiremezsiniz."

Profesör" Merak etme yiğit. Daha kökenler gelecek. Olmadı Yavuz veya Araf beyle derslerini alırlar. Okulumuzun en güçlülerini heba etmeyiz biz."

Bu güzel bir haberdi.

Okulda ki herkes benim için kolay bir hamle oluyordu. Karşımda güçlü birinin olması benim için iyi olurdu.

Karanla ikimiz köşeye geçerken diğerleri dövüş derslerine devam ediyorlardı.

Karan"Bir vampir ve kurt birbirlerine nasıl aşık olabilir ya? Düşünse öldürmek istediğin türden birine aşık oluyorsun."

"Evet. Karşına çıktığı anda vurmak istediğin türden birine vuramamak..bu çok tuhaf bir şey."

Karan"Yiğit hoca çok güzel sinirlendi ama."

Bu dediğine kahkaha atmıştım. Kurt bölümünde bir kız bana kötü bakışlar attığını görmüştüm. Onların sürekli çalışıyor olması, bizimde oturuyor oluşumuz onu gıcık etmiş olmalıydı.

Dersler bittiğinde Karanla okulun bahçesine çıkmıştık. Onun kurt kokusu yakınımızda olan vampirleri rahatsız ediyordu. 

Karan"Bir sürü vampir. Kokuları çok ağır."

"Bende bir vampirim, unuttuysan hatırlatayım."

Karan"Seninde kokun ağır ama vampir kokundan çok burnuma kendi kokun geliyor ve bu beni kesinlikle rahatsız etmiyor Dolunay. Ama onların kokusu beni rahatsız ediyor, hele ki sayıları bu kadar fazla iken."

"Yani güzel kokuyorum?"

Karan"Sen terliyken bile güzel kokuyorsun. Şu ana kadar kötü koktuğunu hiç görmedim ki. Yanımda kan içtiğinde bile aynısın. Ağzında kan varken bile şirinsin daha anlatmama gerek var mı?"

"Bu kadarı yeterli"

Dudaklarım yukarı kıvrıldı. Bir kaç sözcük ile kalbimi nasıl da çalmıştı öyle?

Karan birini sevdiği zaman bunu içinde tutardı. Sevdiği kişiye sevgisini gösterirdi ama bunu toplum içinde cümlelere dönmesini beklemiyordum.

Hissettiğimiz şeyler çok güzeldi. Hayatımda ilk defa aşk duygusunu yaşıyordum ve en güzelini. İlk ve son aşkım. Bana hissettirdiği sevgi sayesinde hayatım anlam bulmuştu.
Eğer böyle devam edecekse onun için canımı bile feda etmeye hazırdım. Şu an onun elini tutmak, istediğimde gözlerinin içine bakabilmek öyle güzel bir duygu idi ki. Aşk anlatılmaz yaşanılır denilen şeydi bu.

Okulun kapısının önünde duran Karan'ın arabasına binip yola koyulduk. Yol üzerinde durup market yaptık. Eve geldiğimizde ise o poşetleri taşırken yardım etmek istediğimde attığı bakış sonrasında direk eve geçmiştim. Ellerini yıkayıp yemek yapmaya koyulduğunda sandalye de oturmuş onu izliyor, bir yandan elimde ki kan torbasını içiyordum. İçeri de içip onu rahatsız etmek istemesem de gözünün önünde olmam konusunda ısrarcıydı.

SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin