Bölüm şarkısı: Cihan Mürtezaoğlu - Bir Beyaz Orkide (mutlaka dinleyiniz ;) )
Yine 2300 kelimelik bi bölümle karşınızdayım 😎😎
400 okuyan var ama zorla anca 80 oy görüyorum bu da biraz benim yazma şevkimi kırıyor. Lütfen beni biraz şaşırtıp oy ve yorumlarınızı artırabilir misiniz Canlar 🤗🤗
Oy sınırı 85, yorum 50
Bu bölüm için beni yiyip bitiren Canısına gelsin bölüm 😍😍 HAZALLYAZARR 💜💜
Keyifli Okumalar; SEVGİLERLE 💜
9. Bölüm
Güzel bir manzaraya karşı sevdiğinle kahvaltı yapmak... paha biçilemez bir şeydi.
"Hiç," dedi genç kadın ve ekledi. "Mutluyum sadece."
Afran ise gülümseyerek masanın üzerinden elni tuttu.
"Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ? Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı, demiş Cemal Süreya..."
Helin, Afran'ın içindeki romantik adamı ortaya çıkarıyor adeta onu baştan yaratıyordu.
"Çok doğru," dedi Helin ve ekledi; "Bu kadar şiir düşkünü olduğunu tahmin etmezdim."
"Bende etmezdim." dedi. Çayından bir yudum alıp; "Denize girmek ister misin? Gerçi bugün biraz dalgalı gibi."
"Bilmem ki dalgalı suda yüzülmüyor," dedi genç kadın. Afran yalandan düşünüyor gibi yaptı ama aslında zaten bir plan vardı. Sadece Helin ister miydi onu bilmiyordu.
"Arkadaki ormanlık arazide atış talimi yapalım mı?"
Helin'in gözleri kocaman olmuştu.
"Atış mı?" diye sordu. Afran ise şaşıran genç kadına gülümsedi.
"Atış tabi, ister misin?"
"Ben boncuk tabanca bile tutmadım elimde Afran, yapabileceğimi sanmıyorum..."
Afran gülerek; "Sence ben bunu bilmiyor muyum hatun? Sana öğretmek istiyorum..."
İçinden; 'bir gün kullanmak zorunda kalırsan kendini korumak için kullan istiyorum..' diye geçirdi.
Helin alt dudağını dişleyip heyecanla; "Yapabilir miyim sence?" diye sordu.
"Hocan benim güzelim, sence?" diye sıradan genç adama gözlerini devirdi.Kahvaltı yaptıktan sonra beraber yediklerini toplamaya başladılar. Afran ilk defa masa topluyordu. Helin ise Afran'ın getirdiklerini akıtırken gözü ona kayıyordu. O kadar belliydi ki eline bile yakışmıyordu tabaklar. Ama Helin bozuntuya vermedi. Yapacaktı tabi! Afran küçük kahvaltı kaselerini genç kadına gösterdi.
"Bunlar ne olacak?" diye sordu. Birinde zeytin diğerinde ise kaşar vardı. Helin ise gülerek ocağın kenarını gösterdi.
Helin; "Bak orada kapakları var, ağızlarını kapayıp dolaba koyacaksın." dediğinde genç adam ocağın kenarına bakıp; "Haa, öyle mi?" Dedi ve Helin'in dediğini yaptı...Ormana girip kendilerine güzel bir yer seçtiler. Afran boş içki şişelerini poşetten çıkarıp dizdi. 150 metre kadar uzaktaki şişelere göz ucuyla baktı. Helin ise Afran'ın yaptığına bakıyordu. Genç adam belindeki silahı çıkarıp içindeki şarjörü kontrol etti.
"Helin öncelikle şu an silahın içindekiler kuru sıkı. Benim sana göstereceğim şekilde az uzağımızdaki şişeleri vurmanı istiyorum." dedi. Afran bir anda ciddeleşmişti. Vakit geçirmek adına bunu yaptıklarını düşünen Helin, gerilen Afran ile neye uğradığını şaşırmıştı. Sadece kafasını sallamaktan yetindi genç kadın.Afran kollarının arasına çekti Helin'i. Genç kadının sırtını kendine yasladı. Kendi büyük ellerinden Helin'in ince ve zarif ellerine yerleştirdi silahı. Derin bir nefes aldı. Silahın S'i ile bile bağlantısı olmayan genç bir kadına silah kullanmayı öğretecekti. Basit kelimeleri arıyordu.
"Şimdi önce silahın üstündeki çıkıntıya bak. Oradan da şişeleri hedef al-" derken Helin daha Afran'ın cümlesi bitmeden silahı ateşledi.
"Helin sakin ol!" dedi Afran. Helin ıskalamıştı.
"Ay ne biliyim gaza geldim!" dedi genç kadın. 35 derece havada soğuk soğuk terliyordu Helin. Afran gülerek genç kadının kafasından öptü.
"Sakin ol güzelim, iki ateş edeceksin alt tarafı. Sen bunu yapabilirsin!" dedi genç adam. Ardından birkaç taktikle nasıl ateş etmesi gerektiğini söyledi. Helin heyecanla acele atışlar yaptı. 10 şişeden 7sini ıskalamıştı. Afran genç kadını durdurup kendine çevirdi.
"Güzelim... neden bu kadar acele ediyorsun?" diye sordu.
Helin omuz silkti. "Ne bileyim elim ayağım birbirine giriyor Afran, ben bunu yapamam demiştim!"
Afran ise elleriyle genç kadının yüzünü kavradı ve gözlerini birbirleriyle buluşturdu.
"Helin... sen yapabileceğine inanmıyorsun. Ama ben sana inanıyorum! Sen kendini korumayı öğrenmelisin! Daha geçenlerde silahlı saldırıya uğradık. Öyle bir günü bir daha yaşamak istemiyorum..." dedi ve gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Gözlerini açtığında Helin hala dikkatle ona bakıyordu.
"Sen ve ben, biz olacaksak eğer sen attığını vurabilmelisin! Benim kadınım kendini koruyabilmeli öteki türlüsü ikimize de acı verir!" dedi Afran. Genç kadının alnına uzun bir öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ateşi (Final)
JugendliteraturHelin Dükel beraber büyüdüğü kuzenine aşık olduğunu düşünüp evlilik hayalleri kurarken hayatın onun için başka planları vardı. Afran Yılmazer çocukluk yaralarının hıncını kadınlardan çıkarırken güçlü duruşuyla kimseye taviz vermiyordu. Ne zamana kad...