4. Bölüm: SENSİZ OLMAZ

9.4K 557 57
                                    

Bölüm Şarkısı: I hate you, I love you

Sınır= 60 oy
Sınır geçilince yb gelecek
Oy ile birlikte yorumlarınızı da bekliyorum. Aklınıza takılan sorular varsa sorabilirsiniz. Elinden geldiğince cevaplarım 😊

Keyifli Okumalar; Sevgilerle 🤗

4. Bölüm

Şirkette işler yolunda gitmiyordu. Yapmayı planladığımız inşaatın çimentosu için anlaştığım şirkete verdiğim çek karşılıksız çıktı. Adamla telefonda ettiğim sözlü münakaşanın ardından yerimden bir hışımla kalktım Burak'ın odasına gittim. Kapıyı çalmadan odasına girdiğimde hiç hoş olmayan bir manzarayla karşılaştım. Öpüşüyorlardı! Şirkette, benim dizayn ettiğim odada, benim tasarladığım masada hunharca öpüşüyorlardı. İçeri girip hızla kapıyı çarparak kapattığımda dikkatlerini üzerime çekebilmişti. Başak, Burak'ı omuzlarından itip oturduğu masadan kalktı. Burak sinirle elini saçlarından geçirdi.
"Kapıyı çalma alışkanlığını nerede unuttun Helin!"
"Sen iş adabını nerede unuttuysan ben de orada unutmuşumdur belki!" dedim sinirle. Asıl kızması gereken benken bana fırça atmaya çalışmasına izin vermeyecektim.
"İzninizle..." diyerek aradan sıyrılmaya çalışan Başak'ı kolundan tuttum.
"Tabi ki iznimizle! Bu şirketten de iznimle defolup gitmene az kaldı!" diye püskürdüm. Gözlerimin de sözlerim kadar tehditkar olduğunu düşünüyordum. Burak hızla yanımıza gelip Başak'ın kolunu benim elimden kurtardı.
"Dosyaları ayarla sevgilim bilanço çıkaracağız," dedi ve Başak'ı gözlerimin içine bakarak öptü. Başak ise aldığı öpücüğün ardından bana küstahça bakıp odadan çıktı.
"Bilançoyu da bi otel odasında yaparsınız artık. Onun ederi o kadar çünkü!"
"Haddini bil Helin! İleride pişman olacağın şeyler söyleme!"
"Pişman? Burak böyle şeylere harcayacak vaktimiz yok bizim! Dün çimento şirketine verdiğim çek karşılıksız çıkmış! Daha inşaatlarımızın temelini atamıyoruz, ihaleyi kaybedersek ne halt edeceğiz?"
"Lanet olsun!" dedi sinirle ve ellerini yumruk yaptı.
"Umarım bir B planın vardır Burak?" dedim soran gözlerle. Bir B, olmadı C planına ihtiyacımız olduğu gerçeği yadsınamazdı.
"Sen benimle ilgili evcilik planları kurarken ben şirketimizi kurtarmaya çalışıyordum Helin."
Ellerimi göğsümde bağlayıp; "Yani?" diye sordum.
"Yani senin için oyun gibi gelse de batıyoruz! Hayallerimiz olan bu şirket batmak üzere! Tek kurtuluşumuz o ihaleye bağlı!"
"Şaka? Şaka yapıyorsun Burak? Bu kadar kötü durumda olamayız biz!"
"Keşke Helin... keşke." dedi. Kafasını ellerinin arasına aldı. Bu kadar büyük bir buhranda olduğumuzun farkında bile değildim.
"Amcamdan yardım isteyelim?" diye bir öneride bulundum.
"Babamdan mı? Helin bu bizim ikinci çöküşümüz. İlkinde ondan yardım aldığımızda bana ne dedi biliyor musun? 'İkincide batsın şirket umrumda değil. Mısır çarşısındaki kuyumcunun başına geçersin olur biter. Helin de bir mimarlık ofisinde işe girdi mi tamam' bunu diyen adam bize destek mi olur köstek mi sence?"
"Hayır, amcam bizi böyle zor durumda bırakmaz!"
"Bırakır Helin! Ben esnaf olmak için inşaat mühendisi olmadım. Sen de kıçı kırık birilerinin emir elinde çalışmak için mimar olmadın! O yüzden bu ihaleyi almanın yollarını bul öyle gel bana!"
"En büyük rakibimiz Afran, onu nasıl geçebiliriz bilmiyorum..."
"Ben artık çok yoruldum Helin. Bana sorunla değil çözümle gel! O Afran denen adamla aranda bir şeyler olmadığını ispatlaman için fırsat bu fırsat!"
"Madem batıyoruz Afran'ı neden araya katıyorsun ki sen?"
"Afran'ı araya katan ben değilim Helin, sensin! O mafya kılıklı adam kazanmadan ihaleyi almanın yollarını bulmamız lazım ve ben tıkandım. Sıra sende artık. Sana her zaman ki gibi güvenmek istiyorum!"

Odama geldiğimden beri Burak'ın dediklerini düşünüyordum. Bu şirkete verdiği emekleri yadsıyamazdım. Aslında bu şirketi kurmak onun hayaliydi. İnşaat mühendisliğini kazanır kazanmaz bana koşarak geldiği o günü hatırlıyorum. Sen de mimarlık kazan kuzen, aile şirketimizi kuralım dediği gün bizim için yeni bir başlangıç olmuştu. Kafasında kurduğu planları gençlik hevesleriyle bana heyecanla anlattığı zamanlar gözlerimin önüne geldi. Oturduğum koltuktan içimdeki kasvetle kalktım. Toplantı odasına gittim. İhale için kurduğumuz projenin başına geçtim. Parsellere ayırdığımız araziye baktım. Planladığımız beş site gözüme çarptı. Üçü birbirine daha yakınken diğer ikisi ayrıydı ve arasından nehir geçiyordu. Üç - iki ayrılmış şekilde duruyorlardı. O an aklıma gelen fikirle gülümsedim.

Aşk Ateşi (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin