Geçen bölümde en beğendiğim yorumun sahibine bu bölümü ithaf ediyorum, üstat yorum çok iyiydi teşekkürler 💜💜
Massadicenere 🤗🤗Bu geleneği devam ettirelim bu bölümde de en iyi yorumu yapana bir sonraki bölümü ithaf edeyim, oy ve yorumlarınızı bekliyorum 😉😉 (oy vermeyenin yorumunu değerlendirmeye almayacağım 😅 )
Oy sınırı: 75 yorum: 35
Sehir dışında olduğum için yb geç geldi. Telafi eden bir bölüm olacak inşallah 😍 2100 kelime boru mu😂
Keyifli Okumalar; SEVGİLERLE 💜
6. Bölüm
Helin içinde oluşan derin bir boşlukla mücadele ediyordu. En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir mantığıyla kararlar vermişti.
Mutlu muydu?
Değildi.
Pişman mıydı?
Neden pişman olsun ki?
Annesini otogarda yolcu ederken içindeki boşluğun daha da büyüyeceğini biliyordu.
Helin titrek bir sesl; "Annem.. oralarda dikkat et kendine aklım sende kalmasın."
Füsun Hanım kızına sıkıca sarıldı ve onu doyasıya öptü.
"Merak etme kızım beni. Sen ihale mihale diyordun onları hallet de gel. Anneannen de özlemiş seni."
"Tamam, işleri tıkırına koyup geleceğim."
"Dikkat et kendine kızım buralarda. Darlandığında amcanlara git kal, orası senin de evin!"
"Ben kendi evimize alışmayı tercih ederim annecim ama merak etme sen her şey güzel olacak."
Her şey güzel olacak mıydı gerçekten de?
Annesiyle vedalaşıp onu Çorum otobüsüne bindirdiğinde aklında bu soru vardı hala...Şirkete geldiğinde odasına geçti. Dosyaları son bir kez kontrol etti. Başak ve Burak ihale parsellerinin son durumuna bakmaya gideceklerdi, Helin ise ihale sahibi ile son bir toplantı yapacaktı. Bu yoğun süreçten sonra bir hafta içinde ihaleyi kazanan belli olacaktı. Helin ve Burak ya tamamen batacak ya da derin bir nefes alacaklardı. Başak elindeki filtre kahve ile Helin'in odasına geldi ve açık kapıyı hafifçe tıklattı.
"Gelebilir miyim?" diye sordu. Helin kafasını dosyadan kaldırıp Başak'a baktı.
"Gel," dedi ağız ucuyla. Başak ise küçük zaferlerini kutlaya kutlaya Helin'in masasının önündeki koltuğa oturdu. Elindeki kahveyi masaya koydu.
"Filtre kahve, Nesrin hazırlıyordu sana benden alıp getirdim."
Helin ağız ucuyla yalandan güldü; "Ne hoş ama!" dedi. Eliyle kahveyi hafiften itti. Sevmiyordu bu kızı. Sevemiyordu. İçi almıyordu nedense. Başak ise Helin'in kendisine olan tutarsız davranışlarından bir hayli mutsuzdu.
"Helin ne oluyor? Bir öylesin bir öyle! Akraba oluyoruz, bir seni çözemedim!"
Helin ise tek kaşını kaldırdı; "Birincisi burası bir şirket! Unuttuğun 'hanım' kelimesini adımdan sonra eklemen gerek. İkinci ise gelin ata binmiş ya nasip demiş be Başak!" dedi ve elindeki dosyalarla birlikte çantasını alıp odadan çıktı. Ardında yenik ve gururu kırılmış bir Başak bıraktığından haberi bile yoktu.Helin ihale için son görüşmeleri yapıp çıktığında içi rahattı. Şirketin önünde valenin arabasını getirmesini beklerken derin bir nefes aldı. İhaleyi kazanırlardı dimi? Hem de ona rağmen...
Afran arabadan inip valeye anahtarı verirken kapıdaki Helin ilişti gözüne.
Güzel Helin...
Alımlı Helin...
Bakışları tutsak Helin...
Afran kısa bir an gözlerini alamadı. Helin ise kafasını çevirdiği an Afran'ı gördü. Afran hiç bozuntuya vermeden cebinden güneş gözlüğünü çıkardı ve gözüne taktı. Ardından kendinden emin adımlarla şirkete doğru yürüdü. Helin diye biri yoktu. Kısmen de olsa söz vermişti, onu rahatsız etmeyecekti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ateşi (Final)
Novela JuvenilHelin Dükel beraber büyüdüğü kuzenine aşık olduğunu düşünüp evlilik hayalleri kurarken hayatın onun için başka planları vardı. Afran Yılmazer çocukluk yaralarının hıncını kadınlardan çıkarırken güçlü duruşuyla kimseye taviz vermiyordu. Ne zamana kad...