2. Bölüm: SENSİZ OLMAZ

10.1K 595 72
                                    

Bölüm Şarkısı: Badem - Geceyedir Küsmelerim

Erkek oyunculara ihtiyacım var hikaye karakterlerim için +25 yaş, erkeksi sert yüz hatlarına sahip oyuncular biliyorsanız özelden ya da yoruma yazabilir misiniz bakayım 😅

Bu bölümden sonra olaylar hız kazanacak hazır mısınız? 😉

Keyifli Okumalar; Sevgilerle 💜

2. Bölüm

"Bu ne cüret! Benim iznim olmadan öpme cesaretini nerden buluyorsunuz?"
Dudağı hafifçe yukarı kalktı.
"Ne yani, izin isteseydim öptürecek miydin?"
İşte o an kafamdan kaynar sular döküldü ve ne kadar saçma bir cümle kurduğumu aldım. Sıkıca tuttuğu kollarından kaçmaya çalışırken daha da ateşe süreklendiğimi fark etmem fazla uzun sürmedi. Kapı ansızın açıldı. "Siz ne yapıyorsunuz burada?"

Bu ses onun gafil avlanmasına ve benim de onun kollarından sıyrılmama neden oldu. Yani sağladı! Kollarından sıyrıldım. Yere düşen dosyalarımı bir hırsla toplayıp ikisinin de yüzüne bakmadan odayı terk ettim. Zor bir gündü. Aslında bundan sonra her gün çok daha zor olacaktı.

***

Dün sıyrılmaya çalıştığım kollarda şu an zorla dans ederken gözüm sürekli Burak'a ve onun kollarındaki Başak'a kayıyordu.
"Güzel dans ediyorsun Helin," diyen adama çevirdim bakışlarımı.
"Güzel değil, tehditle dans ediyorum!"
"Yapma Helin, çoğu kadın benim kollarımda dans etmek için sıraya girerken bu tavrın fazla yapmacık!"
"Bilmem farkında mısınız, biz rakibiz! Aynı ihale uğruna birbirimize dişlerimizi geçirmek istiyoruz!"
"Sen benim vücuduma istediğin gibi dişlerini geçirebilirsin!"
Duyduklarımla onun kollarından ayrılmaya çalıştım.
"Terbiyesiz herifin tekisiniz! Bırakın beni!"
İnadına belime daha sıkı sarılıp bedenimi kendi bedenine yasladı.
"Bu sertlik sana özel bebeğim!" dediği an bir el beni Afran'ın kolları arasından söküp aldı. Bir tarafa savrulurken kendimi toplamama fırsat kalmadan Burak'ın Afran'a yumruk salladığını gördüm. Afran, Burak'ın yumruğunu havada yakalarken ikisi de atakta birbirlerine saldırıyorlardı. Gözyaşlarım birbirine karışırken aralarına girmeye çalıştım. Başak ise Burak'ı kolundan çekiştirmeye çalışıyordu.
"Durun artık nolur!" diye yalvarırken Afran kolumdan tutup hırsla gözlerime baktı; "Sen karışma yollu!" dedi ve beni var gücüyle itti. Popo üstü düştüğümde kırılan kalbimin sesinden başka ses duyamaz olmuştum.
Gururum...
namusum...
Benliğim...
Vicdanım...
Hepsi parçalanmıştı.

Başak hala onları ayırmaya çalışıyordu. Bir kaç kişi yardım ediyor ve arada dayak yiyorlardı. Sanki Afran'ın eli beni tamamen olayların dışına itmişti. Kulaklarım uğulduyor, duyamıyordum. Gördüklerimse bir türlü anlamlandırılmıyordu zihnimde.
Yollu demişti bana...
Yollu!

Acıyan poponu umursamadan ayağa kalktım ve köşedeki içki masasının üzerine çıktım. Elime aldığım 2 3 içki şişesini tüm gücümle yere attım ve onlar tuzla buz olurken; "YETER ARTIK!" diye bağırdım.
"YETER!"
Dikkatleri üzerime çekebilmiştim.
"Sonunda geceyi mahvetmeyi başardınız, tebrikler ikinize de!" dedim ve yalandan alkışladım. Elime iki tane içki şişesi aldım, ilkini Burak'ın önüne fırlattım; "Sen benim kimle dans ettiğime karışıp kavga çıkaramazsın!" dedim.
Diğer içki şişesini ise Afran'ın önüne fırlattım.
"Ben Yollu değilim. Senin ruhun yollu Afran Yılmazer!"

Masadan dikkatle inip üstümü düzelttim ve kimsenin bir şey demesine izin vermeden oradan ayrıldım. Dışarıdaki arabama binip evin yoluna tutarken özgürdüm. Hüngür hüngür ağlayıp, çığlıklar atıp, kendimi suçlamak ve dibi olmayan karamsarlığa düşmek benim seçimimdi. Arkadan hiç durmadan çalan telefonum ise arka fonda eşlik eden müzikten farksızdı.

Aşk Ateşi (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin