Merhaba psikopatlarım.
Başlıktan anlayacağınız üzere bu bölüm final. Vedaları sevmediğim için bu sefer veda bölümü yapmadım ama hepinizin benim için değerli olduğunu bilmenizi istiyorum. Sizin sayenizde bunlar oldu. Size çok sey borcluyum. 2.kitap cıkmayacak bu yüzden beni ve hikayemi unutmayın lütfen.
Bu bölümü sizin için uzun yazdım. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar.
Sizi seviyorum.
Mrspsychopath .x .x
××
İğrenç bir ritimle yükselen ses kulaklarımı tırmalarken ağlama sesleriyle gözlerimi aralamaya çalıştım ama gözlerim ışığa alışmadığı için sulanmıştı. Bir saniye, ışık mı? Cennette miydim?
Gözlerimi araladığımda düşüncelerimin aksine mavi duvarları olan bir odanın içerisindeydik. Yanımda 40 yaşını geçmiş bir teyze ve karşıda ise en fazla 9 yaşında olan küçük bir çocuk vardı. Cennet olmak için fazla bunaltıcı bir yerdi. Burası hastaneydi. Yani ölmemistim. En son hatırladığım Hulk'ın kafamı beton zemine çarpması ve Jay'in salakça bağırışlarıydı. Tanrı aşkına, ben orda yerde yatmış ölüyorum bağırınca onu duyabileceğimi mi sanıyor? Salak çocuk.
Yavaşca doğrulmaya çalıştığımda sol kolumda hissettiğim acıyla gözlerimi yumarak sızlandım. Gözlerimi açıp koluma baktığımda alçıya alındığını gördüm. Oh, ne hoş!
Yanımda hissettiğim bedenle kafamı sağa çevirdim. Jay ve annem endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Jay yanıma geldikten sonra doğrulmaya çalıştığım yatağa beni tekrardan yatırdı.
"Kalkmamalısın. Doktoru cağırmalıyım. Daha sonra geleceğim, tamam mı?" diye sordu ve cevap vermeme izin bile vermeden odadan çıktı.
Annem yanıma geldiğinde aslında gözlerimi kapatıp tekrardan uyumak istiyordum ama merak ettiğim şeyler vardı.
"Buraya nasıl geldim? Kazandım mı yoksa?" diye sorduğumda annem sandalyesini yanıma çekti ve saçlarımı okşamaya basladı. Bu hareketine son vermesini söylemek istiyordum ama gücümü onu söyleyerek harcamak istemiyordum.
"Hayır kazanmadın. Jay polislere haber verdi. Her şey bitti Bea." dedi gülümseyerek. Kızardığı için belirginleşen yeşil gözlerini gözlerime dikti
"Peki ya Joe, ona ne oldu?" diye sordum sessizce. Sesim pürüzlü çıkmıstı ve zor duyuluyordu. Öksürerek sesimin yerine gelmesini sağlamaya çalıstığımda annem yanımdaki komodinin üzerinden bir bardak su aldı ve boynumu tutarak yavaşca bana içirdi. Geri çekildiğinde ufak bir teşekkür ettim ve başımı geriye yasladım. Teşekkür etmeyi sevmiyorum, gerçekten.
Her şey bitti demişti. Jay benim için bunu yapmış mıydı cidden? Daha demin söylediğim salak lafını geri alıyorum. Klişe olsa da bir polisle her şeyi halletmisti. Ve bu durumda böyle bir seyi düşünemediğim için buradaki salak ben oluyordum. Tabi bunu Jay'e söylemek gibi bir niyetim yoktu. Neyim ben salak mı? Tamam, bu pek mantıklı bir cümle olmamıstı. Bunu kafama yediğim darbeler yüzünden olduğunu varsayıyorum.
"Doktorlar kaşına dikiş attılar ama izi kalmayacakmış. Kemiklerinden birkaçı çatladığı için dikkatli olmalısın ve alçıda birkac aya çıkacakmış. Yada öyle birseydi pek hatırlamıyorum da." dedi ve bana sıcak bir gülümseme bahşetti. Ben onun aksine donuk yüzümle ona baktım ve onaylayan birkaç mırıltı çıkardım. Lanet kadın konusmak istemediğimi hala anlamamıstı. Konuşmak bile beni yoruyordu.
Derin bir iç cekis duyduğumda sıkıntıyla kafamı tekrardan ona çevirdim. Şefkatli bir şekilde bakıyordu ve bu bakıslardan kesinlikle hoşlanmamıstım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be a Girl.
Teen FictionErkeklerin arasında büyümüş, dövüşçü bir kızı 'gerçek bir kız'a dönüştürme operasyonu...