ARALIK 2013, NEW YORK
Her şey, Cuma günü başladı.
Tony, atölye maratonuna kahve bittiği için ara vermek zorunda kaldığından ortak kata çıktı. Asansörün kapısı açıldığında, tüm takımın orada olduğunu gördü. Clint ve Thor her zamanki gibi televizyonun önünde yere oturmuş oyun oynuyor, Steve televizyonun karşısındaki büyük koltukta elinde kupayla onları izliyor, Natasha ve Bruce ise mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu.
Tony geniş odanın ortasında durdu. Bir şeyler farklıydı.
Ne olduğunu bilmiyordu, ama herkesin yüzünde aptal bir rahatlık ve huzur vardı. Natasha dışında. Rus suikastçıyla göz göze geldiklerinde, üzerindeki kırmızı yemek önlüğü ve elindeki kaşıkla ona kısık gözlerle bakmıştı.
Burun deliklerini genişletti, tüm odayı tatlı bir koku sarmıştı. Bruce ve Natasha'nın yanındaki tezgahta duran tepsiye gözleri kaydı. "Bu koku da ne... kurabiye mi yaptınız?" Onlara doğru birkaç adım attı. Fakat sonra başka bir şey dikkatini çekti ve olduğu yerde dondu. Tam Natasha'nın üstünde, tavandan aşağı sarkan bir şey..
"Bu ökse otu mu?" diye sordu fısıldayarak.
Tony, Natasha'nın tam üzerinde tavandan sarkan ökse otuna iğrentiyle bakarken, odadaki herkesin bakışları ona döndü.
"Şey.." diye söze girdi Bruce. Natasha'yla aynı anda Tony'e döndüler ve o anda Tony kör olmayı diledi. Çünkü üstlerindeki yalnızca kırmızı birer yemek önlüğü değildi.
"Çarşamba günü Noel. Bizde düşündük ki..."
"Noel Babalı önlük giyip kurabiye yapmayı ve tavana ökse otu asmayı mı?"
Bruce omuz silkti. "Olması gereken bu gibiydi."
Tony ağzı açık bir şekilde önündeki ikiliye baktı. Tanrım, ne kadar saçma göründüklerine nereden başlasa bilemiyordu. Nat hala o aptal Noel Baba önlüğünün içinden öldürücü bakışlar fırlatıyordu, sanki bugünden sonra Tony için hala tehditkar ve korkunç olabilecekmiş gibi.
Kabul, Natasha Noel Baba kostümü giyse bile hala korkunçtu, ama yine de...
Başını kaldırıp tavana baktı ve daha çok ökse otu gördü. "Bunca ökse otu nereden geldi?"
"İnternetten sipariş ettik," diye yanıtladı Clint sırıtarak.
"Senin için bir sakıncası olacağını düşünmemiştik," diye mırıldandı Steve koltuktan. "Hep birlikte Noel kutlamanın iyi bir fikir olacağını düşündük."
Tony Steve'e döndüğünde, kazağı tarafından örtülen parmaklarını Iron Man'li kupaya sardığını gördü. Bakışları kupadan yüzüne kaydığında, yanaklarının hafifçe kızarmış ve ona lanet yavru köpek gibi baktığını gördü.
"Yani..." diye mırıldandı Tony sıkıntılı bir şekilde. "Tabi, iyi bir fikir ama—"
"Ama?" diye sordu Steve iri gözlerle.
Tony dudağını ısırdı. Steve'e hayır demek çok zordu.
Arkasında Natasha'nın burnundan nefes vererek güldüğünü duydu.
"Steve'i üzmek istemezsin, değil mi Tony?" dedi Clint alaycı bir şekilde dudaklarını büzerek. Tony gözlerini kıstı. "Bu yüzyılda geçireceği doğru düzgün ilk Noel'i olabilir. Bunu ondan alacak kadar korkunç bir insan olamazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Untold • Stony
FanficO söylenmemiş şey her zaman oradaydı. Tony yıllarca fark etmese de, Steve her ne kadar saklayıp görmezden gelse de. Ve her geçen gün büyüdü ve tüm ekibi parçalayacak kadar zehirli bir şeye dönüştü.