Yaşadığım herşeyin bir hayalden ibaret olmasını isterdim,umarım öyledir...
Kafamda binbir soru var ve başım,kahretmesin! Silah sesi duyduğumu hatırlıyorum ve...ve bir el...Mert...Neredesin ?
Tek odalı hücredeyim anlaşılan,florasan bir yanıp bir sönüyor,sanki bulunduğum ortam bir korku filminden fırlamış gibi...Hücre kapısına doğru yöneldim,biraz kapıyı zorlayınca gözüm parmaklıkların ardındaki eloktronik cisime takıldı,yeşil renkte ve ses çıkartıyorken Mert'in VİP card'ı buradan çıkmama yardım edecekmiş gibi his ederken.
(Hücre önünden bir kadın silületi geçer)
''Ha..Hass!''
Geriye doğru kıç üstü düşerken,benim burada olmamdaki sebebin bir kız olduğu gözümün önüne geldi...Beni sürüklüyordu sanki.Ayaklanıp üzerimdeki tozları elimin tersiyle silkeledikten sonra arka cebimdeki VIP kartı çıkardım,çatlamış ve kırılmıştı,çok şükür'ki çipine zarar gelmemişti.Kartı okutabilmek için parmaklıklardan kolumu çıkardım ve cihaza temas ettirdim.
(cızzrtt,klik)
Oh!.Tam da umduğum gibi...
Hücreden çıktığımda sağımda ve solumda karanlık koridorlar duruyorken tam karşımda yukarıya çıkan merdivenler vardı.Sağıma baktım,kadın o'yöne gitmişti.Ah! hiç mantıklı değil...Solumda ise koridorun sonunda tek bir ışık yanıyor ve florasanın cızırtısı içimi ürpertiyor.İleri doğru ilerledim,merdivenlerden çıkmak istedim fakat daha yarısında,kafamı kaldırdığımda,üzerime kapatılmıştı merdivenler...Merdivenlere nasıl böyle bir sistem kurabilmişler çözememiştim.Ne yapacağım...
''Kimse var mı ?''
Ses yok...
''Kimse var mıı! Meert!''
Buradan çıkamayacağım!
Uzun bir düşüncenin ardından kadının gittiği yoldan gitme kararı aldım!.Evet...sanırım delirdim.Uzun bir yürüyüşün esnasında duvarlarda tablolar gözüme çarpıyordu,aile tabloları olduğu şüphesiz,fakat bunlar kim ? ve aralarında neden Mert yok ?...Geminin onlara ait olduğunu söylemişti.Birkaç koridor dönemecinden sonra,sağ tarafımda çalışanlar için ayrılmış bir yemekhane duruyordu ve şansım dönmüş olmalı ki kapısı açık ve ışığı vardı.İçeride arka taraflarda masalar vardı,birtanesine oturup biraz düşünmenin yararıma olacağını düşünerek harekete geçtim ve oturdum.Bundan sonra ne olacaktı ?,yukarıya nasıl çıkabilirdim ?,o'silah sesi2de neydi öyle ? aklım aklımı yiyordu,cevapsız sorularıma cevap arıyordum ve sessizlik o'kadar etkiliydi ki gözlerim usulca kapanıyordu ve uyuyordum.biraz uyuya kaldıktan sonra birden bir sarsıntı his ettim,çok!,çok ağır bir sarsıntı...Acaba yukarıda neler oluyordu ?,elinde silahı olan bir adamla aynı gemide neler olabilirdi dersiniz ?...Aradığını kaybetmekten daha kötüsü,kaybedileni aramaktır,sanırım yolumu kaybettim ve florasanlar sarsıntıdan çöktü,biri yanıyor ikisi sönmüştü,diğer kalanı ise gidip geliyor...Nabzım üç katına çıkarken yemekhane'den dışarı çıktım,düz koridorda yürüyorken karşıma aşağı inen bir merdivenler çıktı ve şükür ki kapalı değil!.Aşağı indim,anlaşılan burası kazan dairesi ve içerisi çok sıcak.Ah!.Allahım...içeride kaybolmaya başlıyor gibiydim,derken gemi yine sarsıldı,o'an düşmemek için kazanlardan birine dokundum ve!
''Tt...Tanrımmm!''
Elim yanmış ve ardında mükkemmel bir acı bırakmıştı!,acı o'kadar büyüktü ki,acıdan bayılmışım.Ne yapacağım şimdi ben...Sinirden yere çöküp ağlıyorken bir ses geldi.
-''Hayır!,hayır!...Olamaz.''
B-b-bu,bu Mert'in sesi!
''Mert,meertt!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hâlâ uyumamışsın çocuk ? #Wattys2019 (BİTTİ)
Ficção Geral"Hayatın yanlış tarafında yer alacağınıza,hayatın yalnız tarafında yer alın." Kitap hakkında: İntikam istenir fakat bu ateşte yanan birileri intikam isteyenler değil,intikam içinde yananlardır ve buna da "İntikam ateşi"derler. Umut etmeyi yıllar önc...