Sept

5.1K 222 95
                                    

"Telefon."dedi Harry sert bir sesle. Louis okuldan daha yeni gelmişti. Üfleyerek telefonunu Harry'e verdi. O video olayından beri disiplinli baba havalarına girmiş,Louis'nin bilgisayarını almıştı. Telefonuna ise sadece okula giderken izin veriyordu.

"Annem nerede?"

"Bilmiyorum. Telefonuna ulaşamıyorum. Birazdan gelir herhalde." Birkaç ihtimal var diye düşündü Louis. Ya arkadaşlarıyla uzun bir alışverişe çıkmıştı ve telefonunun şarjı bitmişti. Ya da o hep gittiği uyuşturucu satıcısına gitmiş,satıcısı parasını ödeyemediği için onu rehin almış,telefonunu da elinden almıştı. Belki çocuğu olduğunu biliyorlardı ve annesini öldürdükten sonra Louis'yi bulup onu seks kölesi olarak çalıştırıp para kazanmaya çalışacaklardı. Louis'nin hayatı bugünden sonra bir daha eskisi gibi olmayacaktı. Sonra birgün uyuşturucu kullanmaya başlayacaktı. Kendi pisliği içinde boğulurken son bir vuruş için yolda gördüğü ilk adama blowjob teklif edecekti ve daha adamın iğrenç aleti ağzındayken öbür dünyayı boylamış olacaktı. Bu genç yaşında ve- Neyse,dedi Louis. Paranoyak olmaya gerek yok.

"Birazdan gelir."diye onayladı onu ve yukarıya çıktı.

Ödevlerini yapmaya çalışırken canı inanılmaz derecede sıkılmaya başladı. Bu sırada aklına bir fikir geldi. Annesi evde olmadığına göre kimse onun jakuziye girmesine engel olmazdı. Üzerine en sevdiği kırmızı kalpli,beyaz mayosunu giydi. Aynada kendine bakarken kısa mayosunun kalçasındaki morlukları tam kapatmadığını farkederek
iç çekti. Bornozunu da üzerine geçirerek aşağıya indi.

İndiğinde kesinlikle Harry'i kapalı havuzun içinde yüzerken görmeyi beklemiyordu. Kollarını birbirine bağlayıp izlemeye başladı. Gördükleri dünyanın en klişe film sahnesine benziyordu. Harry önce havuzun kenarına kadar geldi. Sonra ellerini iki yana koyarak gövdesini kaldırdı. Havuzun içinden yükselen vücuduyla birlikte üzerindeki sular damlacıklar halinde gövdesinden aşağıya doğru süzülmeye başladı. Saçlarını savurmak için başını iki yana salladığında ise saçlarındaki sular etrafa saçıldı. Tam o anda Louis her şeyin yavaş çekimde ilerlediğine ve saçları etrafa dağılırken Harry'nin arkasında havai fişeklerin patladığına yemin edebilirdi. Bir süre hareket bile etmeden orada öylece dudağını ısırarak onu izlemeye devam etti.

Harry güçlü kollarından destek alarak havuzdan çıktı. Yüzüne yapışan ıslak saçlarını elleriyle geriye attığında Louis elbette ki o hareket eden kol kaslarına gözünü dikmeden edemedi. Fakat bundan da bayıldığı bir şey varsa o da sırtının mükemmel görüntüsüydü. Bu sırta kesinlikle on verdi.

Aynı anda bornozunun omuzlarından aşağıya,yere düşmesine izin verdi. O sırada Harry onu farkederek yüzünü ona doğru çevirdi ve Louis'yi baştan aşağıya süzmeye başladı. Louis uzun bir süredir onu izlemiyormuş gibi umursamaz bir tavırla arkasını döndü ve kalp şeklindeki jakuziye doğru yürüdü. Harry'nin gözlerinin kalçasındaki morluklara dikildiğini çok iyi biliyordu. Gerçi gözlerinin orada dolaşması için morlaşmış olmasına gerek de yoktu.

Jakuziye ulaştığında bir ayağını suyun içine sokarak sıcaklığını kontrol etti. Diğer ayağını da attıktan sonra içine oturdu. Suyun sıcaklığı onu rahatlatırken başı geriye doğru yaslandığında gözleri istemsizce kapandı. Bacaklarını biraz sallandırarak suyla oynamaya başladı. Az önce gördüğü şeyler aklından yaramaz şeyler geçirmesine neden olmuştu. Harry ise muhtemelen şimdiye kadar gitmişti. Bacaklarını hareket ettirmeyi bıraktı ve onları belli belirsiz bir utançla araladı. Eli bacaklarının arasına ulaşmak için can atıyordu. Harry'nin gittiğine emin olmak için gözlerini açtı.

Ama o orada,yüzündeki tebessümle birlikte gözlerini ona dikmiş,karşısında oturuyordu. Louis dizlerini göğsüne çekerek toparlanmaya çalıştı. Yüzündeki ifade saniyeler içinde ciddileşti.

"Bu jakuzi iki kişilik değil."

"Sığıyoruz ama."diye cevapladı Harry onu.

Uzun ve soğuk bir sessizlikten sonra bir şey demek için ağzını açtı. "Kuş dövmeni sevdim."dedi gözleri Harry'nin dövmelerle kaplı göğsünde gezinirken.

"Dokunmak ister misin?"

Louis gülümsemesine engel olamadan beklediği bu teklifi başıyla onayladı. Oturduğu yerde pozisyonunu değiştirerek dizlerini jakuzinin zeminine koydu. Ellerini de onlarla birlikte suyun içine soktu ve onların üzerinde Harry'e doğru emeklemeye başladı. Dar jakuzinin içinde attığı birkaç adımdan sonra yüzü Harry'nin göğsüyle aynı hizadaydı. Harry'nin omuzlarından aşağıya dökülen ıslak saçları neredeyse yüzüne çarpıyordu.

Dudaklarını araladı ve dilinin ucunu dövmesinin olduğu yere değdirdi. Dili orada dolaşırken göğsü hayal ettiğinden bile daha sert ve sıkıydı. Kirpikleri hareketlendi ve başını kaldırmadan gözlerini Harry'e çevirdi. Kavisli kaşlarının altından gözleri olduğundan da keskin görünüyordu.

Aniden bileklerine sarılan güçlü eller dizlerinin yerden kopmasına,sırtının ise jakuzinin köşesine çarpmasına neden oldu.

"Acıttın!"

Harry ifadesini biraz bile değiştirmeden Louis'nin yüzüne doğru eğildi.

"Ne istediğini biliyorum."dedi. Yüzü Louis'ye öylesine yakındı ki sıcak nefesini hissedebiliyordu. Harry onu bileklerinden sıkıca kavramışken o Harry'nin kolları ve bacakları arasında iyice sıkışmıştı. "Bunun ruhunda olduğunu biliyorum." Tek eli bileklerinden ayrılarak yüzüne doğru hareket etmeye başladı. "Birine ait olmak istiyorsun."

iki parmağı dudaklarına dokunarak ağzını açması için onu zorladı. Parmakları onun için aralanan dudaklardan içeriye doğru kaydı. "Bana ait olmak istiyorsun." Parmaklarını saran toz pembe dudakların açlıkla onları emmesini izledi. "Değil mi?"

"Sen..." Louis aldığı hızlı nefesler yüzünden zorlanarak konuşabildi. "Çok edepsiz bir babacıksın."kıkırdamaya başladı. Ağzındaki parmaklar kıkırdamalarının mırıltı gibi çıkmasına neden oluyordu.

Harry'nin diğer eli de bileğini serbest bırakarak suyun içine,Louis'nin kasıklarına doğru yol aldı. "Sana yeterince dayandığımı düşünmüyor musun? Bence yeterince dayandım."

Elini mayosunun yan tarafından içine doğru hareket ettirdi. Sertliğinin üzerinde hissettiği elle birlikte Louis'nin dudaklarından tiz bir inleme kaçtı. Uyarıldığını hissettikçe başı geriye yatıyor,gözleri hafifçe kapanıyor,bedeni Harry'nin kucağına daha da çok yerleşiyordu.

Serbest olan eli Harry'nin yüzüne doğru yol almaya başladığında Harry ıslanmış parmaklarını dudaklarından ayırarak Louis'nin bileğini sıkıca kavradı ve ona engel oldu.

"Hayır,sadece benim istediklerimi yapacağız." Louis buna bir mırıltıyla karşılık verince devam etti. "Gittikçe daha da uslanıyorsun. Farkında mısın?"

Harry'nin eli hızlanmaya başladığında hissettiği zevkten ağlamak istedi. Başka insanlara böyle zevkler yaşatmıştı ama kendisine hiçbir zaman böyle davranılmamıştı. Harry'nin belinin iki yanında olan bacakları ona olduğundan da sıkı sarılmıştı. Tırnaklarını ise farkında bile olmadan onun koluna geçirmişti. Şu an sadece tutunacak bir şeylere ihtiyacı vardı. Harry'nin ona bakış şekli,tüm vücuduna yayılan zevk dalgası,bedeninde hissettiği sıcaklık o kadar fazlaydı ki kendini ana bırakıp Harry'e teslim olmaktan başka bir şey yapamadı. Son kez güçlü bir inlemeyle rahatladığında olanları daha yeni kavrayabilmişti. Harry onu bir kere bile öpmemişti bile ya da ona yeterince dokunmamıştı ama yine de tüm vücudunu ele geçirmişti.

Batırdığı tırnakları ve beline dolanmış bacakları yavaşça gevşedi. Louis'nin bedeni hiç bu kadar kullanılmış hissetmemişti. "Bunu sevdin mi?"diye sordu Harry sıcak nefesini Louis'nin yüzüne üfleyerek.

Louis o yeşil gözlerinin içinde belli belirsiz bir karaltı gördü. Tıpkı yatağa uzanmasını sağladığı o günkü gibi. Aynı bedenin içinde ona çok uzak ama bir o kadar da ona ait bir parça taşıyordu ve onun bu tarafında Louis'yi etkisi altına alan,belki birazcık da korkutan bir şeyler vardı. "Çünkü bu sadece başlangıç."diye devam etti uzun bir sessizlikten sonra. "Ve daha şimdiden böyleysen o zaman ne hale gelirsin bilmiyorum." Kollarının arasına hapsolan küçük,savunmasız ve bitkin çocuğa bakarak gülümsedi.

Hard CandyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin