Huit

5K 212 249
                                    

Hayır,Harry yanlış görmemişti. Yan taraftaki camdan onun camına doğru kesinlikle duman geliyordu. Odasından hızlıca çıkarak Louis'nin odasına daldı.

"Louis."

"Efendim babacım?" Louis aralık camdan arkasını döndü ama belli ki elindeki sigarayı unutmuştu bile. Önce elindeki sigaraya baktı ve sonra da Harry'e.

"Sen on yedi yaşındasın."dedi Harry sert bir sesle. Louis'nin cevap vermek için cesaretini toplaması gerekti.

"Sen de yirmi beş yaşındasın ama on yedi yaşındaki çocuğunla ahlaksız şeyler yapıyorsun babacım."dedi alayla kaşlarını kaldırarak. Fakat kendinden emin ifadesi Harry'nin yüzünün ciddileşmesiyle birlikte saniyeler içinde kayboldu. Bir an gözlerinde yine o karaltıyı gördüğünü sandı.

"Bir daha söyle." Üzerine doğru gelmeye başladığında Louis'nin adımları kaçacak yer bırakmayacak kadar geri gitti.

"S-sen de şey..."kekelemeye başladığı ve söyleyemediği için içinden lanet okudu ama kendine engel olamıyordu,resmen boğazı düğümlenmişti. O gözlerin içinde alev parıltılarını gördüğüne emindi. Elindeki sigaranın ne zaman elinden alındığını farketmedi bile. Kolunda keskin bir acı hissedene kadar. Ardından ise acı dolu bir çığlık geldi.

"Yatağına gir ve uyu. Saat geç oldu." Harry hiçbir şey olmamış gibi arkasını çekip gitti. Louis ise ağlama seslerini bastırmaya çalışarak yatağına girdi.

Ertesi sabah Harry Louis'yi uyandırmak için odasına girdi. Louis'yi uyurken hayal ettiğinde böyle bir görüntü beklemiyordu doğrusu. Ağzı hafif açıktı,derin nefes sesleri duyulurken göğsü inip kalkıyordu. Bu sırada iki bacağı da çok ayrı taraflardaydı. Kolları ise birbirlerinden kesinlikle bağımsızdı. Üzerindeki yorgan top haline gelmiş,bacaklarının arasında bir yere sıkışmıştı. Doğrusu biraz komik bir görüntüydü.

Parmağını uzatıp minik burnunun ucuna birkaç kere dokundurdu. Louis burnunu kırıştırıp uyumaya devam etti. Harry bu sefer ellerini Louis'nin karnına götürdü ve gıdıklamaya başladı. Bu sefer işe yaramış gibiydi çünkü Louis'nin kirpikleri hareket etmeye,göz kapakları hızlıca açılıp kapanmaya başladı.

"Hadi uyan,anneni bulmuşlar. Şu an hastanedeymiş."

"Ne?"dedi Louis uykulu bir sesle. "Kaç para istiyorlarmış? Lütfen onlara istediklerini ver Harry yoksa buraya gelip beni-"

"Sen neden bahsediyorsun Louis?" Harry kafası karışmış bir şekilde yatağın üzerinde uzanan çocuğa baktı.

Louis bir kere daha gözlerini sıkıca kapatıp açtıktan sonra yataktan fırladı. Güzel. Demek küçük küloduyla uyumayı seviyordu.

"Ne? Hastanede miymiş? Ben çok yanlış anladım."

"Üstünü giyin de gidelim."yatağın üzerinden kalkarken gözünün ucuyla Louis'yi süzdü ve sonra aşağıya indi.

O kendine kahve koyarken merdivenden ayak sesleri duyuldu. Başını çevirdiğinde Louis yavaş adımlarla merdivenleri iniyordu. Mavi,uzun kollu bir tişört giymişti ve o asla uzun kollu tişörtler giymezdi. Tüm kahvaltı süresi boyunca ise gözlerini Harry'den kaçırmış,sürekli somurtmuştu.

"Bana surat asma."dedi Harry en sonunda.

Louis önce gözlerini devirerek onu görmezden geldi. Ondan sonra gelen uzun bir sessizlikten sonra ise bir şeyler demek için ağzını açtı.

Hard CandyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin