"Louis,"dedi Harry sırtını Louis'nin odasının girişindeki duvara yaslarken. "Arlo ile konuştum ve sana hiçbir şekilde avans vermediğini söyledi."
"Aman,yaşlı adamın teki o. Kesin unutmuştur." Gözlerini kucağındaki bilgisayarın ekranından bir an bile ayırmadan cevapladı.
"Bana bilgisayarını ver."Sesinin kararlılığı Louis'yi tereddüte düşürse de omuz silkip dikkatini tekrar ekrana verdi.
İyice sinirlenmeye başlayan Harry bilgisayarını Louis'nin kucağından çekerek onun dikkatini çekmeyi başardı.
"Üf ne yapıyorsun sen be?" Yatağının üstüne çıkarak Harry'nin havaya kaldırdığı bilgisayarı yakalamaya çalıştı. Ancak uğraşları boşuna olmuştu çünkü Harry hızlı adımlarla odasından çıkıyordu.
Hemen yataktan indi ve koşarak onu takip etmeye çalıştı. Tam odanın içine gireceği anda Harry kapıyı gürültülü bir şekilde yüzüne doğru çarptı ve kendi odasının kapısını kilitledi. Louis birkaç kere durduğu yerde sinirle tepindi. Delirmek üzereydi. O kendini kim sanıyordu da Louis'nin bilgisayarını izinsiz alıp özel şeylerine bakabiliyordu?
Sakinleştikten sonra kapıya iyice yaklaştı ve içeriye doğru seslendi. "Iıı babacığım,bence ne sorununuz varsa konuşabiliriz." O sırada kapı açıldı fakat karşısında Louis'nin beklediği gibi sakince konuşmaya pek de istekli biri yoktu. Daha çok sinirden boynundaki damarları belirginleşmiş,gözleri yuvalarından çıkacak kadar kocaman olmuş,burnundan soluyan bir Harry vardı. Eğer azıcık daha sinirli olsaydı neredeyse kulaklarından dumanlar çıkacaktı. Louis ise ona kızgın bir şekilde tepeden bakan Harry'nin karşısında olduğundan da daha,çok daha küçük hissetti. Ezilmeyi bekleyen minik bir karınca gibi.
Eli izin ister gibi yavaşça havaya kalktı. "Şey,ııı bir şey mi oldu acaba?"
Harry'nin eli onu dirseğinden sertçe kavradıktan biraz sonra odanın içine sürüklendi.
"İzle."dedi Harry emir verir bir ses tonuyla. Louis'nin her tarafına renkli yapıştırmalar yapıştırılmış bilgisayarını yatağın üzerine koymuş,rastgele bir videonun oynat tuşuna basmıştı.
Oh,durum hiç iyi değildi. Louis bu videoları kesinlikle ve kesinlikle sildiğine emindi. Yoksa çöp kutusunu temizlemeyi mi unutmuştu? Kendinin etekle yatağın üzerinde uzanan görüntüsü korkuyla yutkunmasana neden oldu. Devamının daha kötü olacağını biliyordu.
"Şey,babacığım bence izlemesek-"
"Yaparken utanmıyordun. Öyleyse izlerken de utanmazsın."
Louis yüzünü çevirmeye çalıştığında ise Harry'nin eli çenesini sıkıca tutmuş,kaçacak yer bırakmamıştı. Şimdi ekranda görünen tek şey ekrana doğrultulmuş kalçası ve eteğinin altına doğru yol alan parmaklarıydı. Tüm yüzünün utançtan kırmızı olduğuna emindi çünkü yanakları alev alev yanıyordu.
"Harry lütfen izlemek istemiyorum!"dedi ani bir çıkışla. Yükselttiği sesi işe yaramış gibi görünüyordu ki Harry videoyu durdurup bilgisayarını yatağın üzerinden aldı ve yere koydu.
"Demek paranın sırrı buydu."
"Sana istediğimi yapabileceğimi söyledim. Kendini kim sanıyorsun da bana karışabiliyorsun?" Louis eğer Harry'nin ateş saçan gözlerine bakmazsa bu kendinden emin tavırlarına devam edebilirdi. Fakat gözlerinin bir saniyeliğine onun gözleriyle buluşması sinirle çıkan sözlerini teker teker yutmasına neden oluyordu.
"Yatağın üzerine yat. Aynı videoda yaptığın gibi yüz üstü." Korkuyla bakan gözleri
işe yaramıyordu. Harry onun sözlerini duymuyordu. Her zamankinden daha kararlı ve sinirli görünüyordu. Louis korkuyla yatağın üzerine çıktı. Belki de bu seferki de bir seri katil falandı. Belki çocuklu,bekar kadınlarla evlenip çocuklarını öldürüyor,onların gözlerinden koleksiyon yapıyordu. Lanet olsun,Louis'nin gözleri çok güzeldi. Kesin kurtulamayacaktı. Keşke çirkin gözlerim olsaydı diye düşündü Louis."Şey,babacığım az önce söylediklerimden dolayı özür dilerim. Bu olayı yarın yapsak?" Tamam,odasında birazcık nakit vardı. Eğer çok hızlı koşarsa şehir buradan çok da uzak değildi. Önce bir otobüse binecekti ve sonra otostop çekip-
"Kes sesini Louis." Elleri Louis'nin giydiği kot şortunun fermuarında dolaştıktan sonra onu yavaşça indirdi. Louis kendine içinden lanet okudu çünkü en çocuksu külodunu giymişti. Gri,pembeydi ve üzerinde kalpler,dans eden çöp adamlar vardı. Kesinlikle öldüğünde bulunan cesedinde gözükmesini istemeyeceği türdendi. Eğer Harry onu seri katil olduğu konusunda uyarsaydı böylece o da en güzel kıyafetlerini giyer,biraz da makyaj yapardı.
Düşünceleri kalçasında hissettiği sert darbe ile kül olup uçtu. Öyle sanıyordu ki seri katiller kurbanlarını öldürmeden önce şaplaklamazlardı.
İkinci beklenmedik darbede tırnaklarını yatağın çarşafına sıkıca geçirdi. Üçüncüsünde ağzından kesikli inlemeler çıkmaya başladı. Dördüncüsünde artık Harry'nin elinin dokunduğu her yer alev alev yanıyordu. Beşincisinde gözlerini sıkıca yumdu. Altıncısında gözlerinden yaşlar gelmeye başladı. Louis'nin kesinlikle hassas bir poposu vardı. Şimdi ise Harry'nin eliyle kıpkırmızı oluyordu.
Kalçası o fark bile etmeden her vuruşunda biraz daha havaya kalkıyor,Harry'nin avucuna biraz daha yerleşiyordu. Kendisi de beklemiyordu ama her darbesinde biraz daha ihtiyaç doluyordu. Külodunun ıslanmaya başladığını bir süre sonra fark edebilmişti. Eğer bir şey yapmazsa delirecekti. Kendine kesinlikle dokunamazdı. Harry ona böyle bakarken ve bu kadar utançla dolmuşken asla. Yavaşça yatağa sürtünmeye çalıştı. Tüm hücrelerine dolmaya başladığını hissettiği yoğun zevk hissi ağzından yumuşak iniltilerin kaçmasına neden oldu.
"Gerçekten de tam bir sürtüksün Louis,bunun hoşuna gideceğini biliyordum." Louis'nin belinden tutarak onu sabit tuttu ve döndürerek sırt üstü yatağa uzanmasını sağladı.
Louis bu lanet olası adamdan nefret ediyordu. Bu cennete uçarken yere çakılmak gibi bir histi ve şimdi önceden olduğundan daha da çok ihtiyaç içindeydi.
Harry'nin gözleri yatağa uzanmış ve kendinden geçmiş çocuğun üzerinde gezindi. Yarı baygın gözleri sulanmıştı,hatta saçı bile dağılmıştı,külodundaki hafif ıslaklık görülebiliyordu. Louis'nin gözleri ise pantolonunda dolaşıyordu ve maalesef ki şimdi o da onun ne kadar ihtiyaç halinde olduğunu görebiliyordu. Küçük çocuğun ayağı havaya kalktı ve kıvrılarak Harry'nin şişkinliği üzerinde dolaştı.
"Lütfen,lütfen babacım."sesi yorgundu ve şimdiden nefes nefeseydi. Harry bu görüntüye daha ne kadar dayanabilirdi bilmiyordu. Bu çocuk şuracıkta çığlık attırılarak becerilmeyi hak ediyordu.
"Bunu istiyor musun?"sesi fazlasıyla soğukkanlı çıkmıştı.
"Evet."dudağının kenarını yalayarak ıslattı. "Ç-çok istiyorum lütfen."
"Hayır."dedi Harry ve Louis'nin ince ayak bileğini kavrayarak üzerinden çekti. "Hayır ve kendine dokunmanı da istemiyorum. Yaramaz çocuklar cezalarını çeker."
Harry gittiğinde Louis'nin kendine dokunmasına engel olacak tek bir şey yapmamıştı bile. Sadece emir vermişti ve kapıyı çekip çıkmıştı ama ikisi de biliyordu ki bu bile Louis'nin onu dinlemesi için yeterliydi. Çünkü Louis nedenini bilmiyordu ama sanki vücudundaki her bir hücre Harry'e itaat etmek ve onun sözünden çıkmamak için kıvranıyordu.