♀ "Gencer Özyurt" ♂

887 88 54
                                    

(XV)

"Kızım sen efsanesin! Sen bir tanesin, kralsın. Dipsin, dipçiksin!" diye sayıp Gizem'e methiyeler dizen en yakın ekürim Ezgi'ye ters ters baktım.

"Bunun nesine övgüler yağdırdın acaba? Yahu adamı iki dakikada milletin gözü önünde bana sırılsıklam aşık hale getirdiniz! Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Biz bu adamla yeni tanıştık, yeni yeni birbirimizi tanıyoruz" dedim öfkeyle. Her şeyden geçmiştim ben kimseye özel hayatım hakkında hesap vermek zorunda değildim ki. Beni öfkelendiren en önemli şey de buydu. "Sanki oradaki mal Esra'yı da diğer kıskanç gözlerin sahiplerini de çok takıyormuşum gibi de birde açıklama yapıyorsunuz. Üstelik özel hayatım hakkında. Üstelik gerçek olmayacak şekilde."

Yade araya girip "Niye bu kadar karamsar düşünüyorsun ki?" dedi. Ardından Gizem'e bakıp "O doğru olanı yaptı. Sende kendi özgüvensizliğin yüzünden arkadaşlarına kızmayı bırak" dedi ciddi bir sesle. Konunun başından beri pek etliye sütlüye karışmasa da şimdi bana çıkışmasına şaşırmıştım.

"Ne diyorsun sen Yade? Ne özgüvensizliği?" dedim anlamsızca. Ortada özgüven duyulacak bir durum bile yoktu ki. Adamın şu an yaşadıklarımız karşısında ruhu bile duymuyordu.

"Yade haklı," dedi Çek Çek Serpil kollarını kapımızın eşiğinde bağlamış bir şekilde dururken. Odaya çıktığımızdan beri volta atıp duran sadece bendim. "Kızım adam ülkenin en tanınan yazarlarından biri, yakışıklı. Çevresinde tonla kız var. Neden seninle ilgileniyor acaba? İlk görüşte aşk bu, inanırım ben" diyen Serpil'e ters ters baktım.

İlk görüşte aşka inanmıyordum ancak ilk görüşte etkilenme diye bir şeyin varlığını kesinlikle kabul etmem gerekiyordu. Yoksa Gencer Özyurt'la o kadar samimiyetimiz olmamasına rağmen kalbimin yerinden fırlayacak gibi çarpmasının başka bir açıklamasını yapamazdım. Bildiğim kadarıyla kardiyak bir sorunum yoktu. Şu durumda hayatımın geri kalanını tek başıma kütüphanemle yaşlanma fikri bir erkekten etkilenmeye başlamamla birlikte sulara gömülmüştü. Neyse ki etkilendiğim adam da kitaplarla haşır neşirdi.

Aklıma yeniden kafedeki ilk ve samimi sohbetimiz geldi. Gülüşü, beyefendiliği, sanki kırk yıllık tanışıklığımız varmışçasına özgüveni, insanı içine çeken ama kesinlikle sıkmayan sohbeti, göstermekten çekinse de altın gibi yüreği...

Ona dair ön yargım bugün itibariyle sona ermişti. Artık onu gerçekten kafamda soru işaretleri dolanmaksızın tanımak istiyordum. Her şeyden önce bahsettiği proje için bile onunla vakit geçirmek için çıldırabilirdim. Çok güzel bir amaç için, çok samimi insanlarla bir arada olmak ve böyle bir olaya bende dahil olmak istiyordum. Gencer Özyurt resmen benim hayallerimi gerçekleştiriyordu. Bende yanında olup pekâlâ ona destek verebilirdim.

"Zamana bırak bu işi" dedi Yade yan taraftan. "Gün geçtikçe ona güveneceksin, iyi niyetinin de farkında olacaksın"

Kendinden emin konuşması beni şaşırtmıştı. "Sen tanıyorsun galiba?" deyip alay ettiğimde Gizem yan taraftan "Hayır!" diye bağırdı.

Kızlarla beraber onun bu tavrına gülerken Ezgi elini yumruk yapıp omzuna dostça vurdu. "Tamam kanka, inandık senin tanımadığına" dedi.

Ben Senin Bildiğin Kızlardan Değilim! ♀♂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin